Tansu Çiller, asla samimi değil, timsah gözyaşları akıtıyor. Gözyaşlarını kullanmak onun genlerinde var. Sırrı Süreyya Önder'in, Çiller'e yönelttiği soruyu ben sormak isterdim. Bunun için girişimde de bulundum. Ancak Komisyon Başkanı Nimet Baş, izin vermedi. Sanırım Çiller kimlerin olacağı bilgisini aldı ve komisyon üyeleri dışında kimsenin olmamasını istedi. Yalısının müsait olmadığını söylemiş. Çiller, benimle yüzleşmekten korktu.
Pişman olduğunu düşünmüyorum. Bence Çiller yaptığı her şeyin farkındaydı, bilerek yaptı. Onu affedemem. Kin ya da intikam da duymuyorum. Bence Çiller, Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmalı ve orada hesap vermeli.
Çiller, 1993'te Holiday In'de basın açıklaması yaparak 'PKK'ya yardım eden Kürt işadamlarının listesi elimizde. Hesap soracağız' dedi. İnfazlar başladı.
3 Haziran 1994 gecesi eşim, iş adamı Hacı Karay ve Adanan Yıldırım ile birlikte bir otelde olduğunu söyledi. Sabaha karşı Savaş'a ulaşamayınca oteli aradım. Resepsiyondaki kişi polisin, Savaş'ı arkadaşlarıyla birlikte zorla götürdüklerini söyledi. İki gün sonra Savaş ve arkadaşları, Bolu'nun Yığılca İlçesi'ndeki Melen Çayı kenarında ölü bulundular.
8 aylık hamileydim. Can havliyle siteden komşumuz da olan dönemin Emniyet Müdürü Mehmet Ağar'ın evine gittim. 'Evde yok' dediler. Fenalaşınca hastaneye kaldırıldım. Hayati tehlikem oluştuğu için erken doğum yaptım. Eşimin cenazesinin kaldırıldığı gün kızımı doğurdum.
Susurluk kazasından sonra Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz, Abdullah Çatlı ve Tarık Ümit'in bu çetelerin üyesi olduğu ortaya çıktı. Bence Ayhan Çarkın kapalı kutu. Komisyon onu da dinlenmeli.
Gurur duyardım
Tansu Çiller ilk başbakan olduğu zaman imrenerek bakardım. Hem güzel bulurdum hem de bir kadının Başbakan olmasından kadın olarak gurur duyuyordum. Hatta, onun giydiği bir gömleği çok beğenerek gidip aynısından almıştım. Tabii ki daha sonra bütün duygularım değişti.