Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

28 Şubat'ın yavrusu: 2 Mayıs 1999 darbesi

Merve Kavakçı’nın başörtülü bir milletvekili adayı olarak gündeme gelmesiyle başlayan, kampanya süresince tırmandırılan ve 2 Mayıs 1999 günü milletvekili yemin töreninde adeta linç edildi. Kavakçı 13 yıl sonra Meclis'e gitti o günleri anlattı. Kavakçı'nın en yakınındaki isim Cihangir İslam, Meclis'te yaşananları ve sonrasını yazdı:

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-11-08 13:35:24

28 Şubat'ın yavrusu: 2 Mayıs 1999 darbesi
TİMETÜRK / Cihangir İslam

"2 Mayıs 1999 Darbesi ve Nefretin Devletleştirilmesi

Komisyon


Darbeleri ve Muhtıraları İnceleme Komisyonu’nun yaptığı çalışma kendi alanında ilk olma özelliği taşıyor. Yakın tarihimizdeki birçok karanlık noktanın aydınlığa kavuşması öncelikle alanında ilk olan Komisyon’un “hedefe yönelik çalışması” ve “olayları, olguları, aktörleri, maşaları ve araçları tüm boyutlarıyla ve yeterince sorgulaması” ile doğrudan alakalı. Aslında zaman içerisinde kendisine yüklenen mecazi anlam dikkate alınırsa, Türkiye’de bir işi ‘komisyona havale etmek’ o işin akıbeti bakımından iç açıcı işaretler vermez. Bir işi kadük bırakmanın diplomatik adıdır, komisyona havale etmek. Komisyon kararlarının bağlayıcı olamaması, komisyonların hukuki anlamda herhangi bir yaptırım gücünün olmaması, komisyonlara davet edilenlerin ifade vermeye zorlanamaması, komisyonların istedikleri her belge ve bilgiye rahatlıkla ulaşamaması, komisyon sözcüğünün bu olumsuz anlamını pekiştirir niteliktedir. Ancak yine de darbeler tarihinin TBMM çatısı altında ilk kez soruşturulması bu rezervlerin tamamının önüne geçen bir değere sahiptir. Yine de bir umut kapısıdır bu Komisyon.

Diğer yandan detay gibi görünse de, “sistemin vücut dili” olarak algıladığımız komisyon odalarının, neredeyse sadece üyelerini ve sekretaryasını barındırabilecek şekil ve büyüklükte tasarlanmış olması; meraklı birkaç milletvekilinin bile kendisine ancak duvar dibinde bir sandalyede yer bulabileceği bu iç mimari anlayışı da komisyonlara bakışları etkiler niteliktedir. Komisyon toplantılarının halka açık olduğunu vurgulayacak şekilde geniş dinleyici bölümlerini de içeren salonların düzenlenmesi ve önemli komisyon toplantılarının radyo ve televizyondan naklen verilmesi; ayrıca komisyonların yetkilerinin arttırılması zihinlerimizdeki ‘komisyonlara’ ait olumsuz algıyı düzeltmeye yardımcı olabilir. Mevzuattaki ve mimarideki birkaç düzenlemeyle komisyonlar meclisin duyu organları hatta beyni haline getirilebilir.

Merve Kavakçı Olayı’nda Bir Kırılma Noktası

Komisyon’un görevinin ilk olması yanında, 19 Ekim 2012’de TBMM’de bir ilk daha yaşandı. Fazilet Partisi (FP) 21.Dönem İstanbul Milletvekili Merve Kavakçı’nın, Komisyon’a ifade vermek için, onüç yıllık bir aradan sonra Meclis’e resmi bir giriş yapması bir başka ilkti ve toplum açısından da heyecan vericiydi. Bugünün sade T.C. Vatandaşı Dr. Merve Kavakçı-İslam açısından ilk olan ise 99 seçimlerinde aday olmasından bu yana ilk defa resmi bir organ tarafından ‘normal bir vatandaş’ muamelesi görmesiydi. Bu algıyı pekiştiren Komisyon Başkanı Nimet Baş’ın sıcak hoş geldin mesajı ve bütün komisyon üyelerinin olaylara önyargısız, ciddi ve nitelikli yaklaşımlarıydı.

Merve Kavakçı’nın başörtülü bir milletvekili adayı olarak gündeme gelmesiyle başlayan, kampanya süresince tırmandırılan ve 2 Mayıs 1999 günü milletvekili yemin töreninde patlama noktasına ulaşan; ülkemizde ve dünyada “Merve Kavakçı Vakası” olarak tarihe geçen olaylar zincirinin içerisine girildiğinde ve detaylar incelendiğinde durumun vahameti insanı ürküten bir şekilde belirginleşmektedir. Devlet denen mekanizmanın kurallardan bağımsızlaştırıldığında, Süleyman Demirel’in tabiriyle, “rutin dışına çıktığında”, kendi elleriyle yazdığı hukuku da hiçe sayarak nasıl bir yok ediciye dönüşebildiğini görmek insanın hayal gücünü bile paramparça edebilmektedir. Devlet mekanizmasının, kendisine emanet edilenler tarafından suiistimal edilmesi hem toplumda hem de tek tek fertlerde onarılması çok zor, derin yaralar açabilmektedir.

Dr. Merve Kavakçı-İslam TBMM Darbeleri ve Muhtıraları İnceleme Komisyonu’na yazılı ve sözlü olarak verdiği ifadenin bir bölümünde:

- “Yemin töreninin hemen akabinde Abdullah Gül Bey’in beni uyarması sonucunda hemen ilk maaşımı aldım. Bu devlet tarafından vekilliğimin tanınması anlamına geliyordu. Akabinde maaşımı almama onay veren TBMM Personel Başkanı Bekir Sıtkı Yalçın’ın görevine son verildi. Görevden alma, Hürriyet gazetesi yazarı Fatih Altaylı’nın 11.06.1999’daki yazısında maaşımı aldığımı gündeme getirerek yetkilileri uyarması akabinde gerçekleşti. Bir daha hiç bir zaman maaşım verilmedi.” demektedir.
Özetle, İstanbul Milletvekili Merve Kavakçı’nın ilk maaşı kendisine ödenmişti. Hatta Fatih Altaylı bu olağan uygulamayı, haksız uygulamalarıyla temayüz eden dönemin darbeci yönetimine köşesinde hemen ‘jurnallemiş’, bu jurnal üzerine hem TBMM Personel Başkanı -Merve Kavakçı’ya maaş ödediği için- görevden alınmış hem de Merve Kavakçı’nın bundan sonraki maaşları ödenmemiştir. İstanbul Milletvekili Merve Kavakçı’nın milletvekilliğinin düşürülmesi yaklaşık iki yıl sonra gerçekleşmesine rağmen ilk maaşı dışında kendisine bir maaş ödemesi yapılmamıştı. Ancak daha önemli ve ürkütücü olaylar bundan sonra gelişiyor.

Dr.Merve Kavakçı-İslam ifadesinde ayrıca şu beyanlarda bulundu:

- “17 Ağustos 2012de TBMM Başkanı Cemil Çiçek beyle yaptığım bir görüşmede bu konu ile ilgili yeni bir bilgiye vakıf oldum. Sayın Çiçek bizzat Ziraat Bankası kayıtlarını incelediğini ve hiç bir zaman milletvekili maaşı almadığımı ifade etti. Oysa ben ilk maaşımı almıştım. Detayları ile izah ettim. Ortada maddi bir bilgi hatası vardı. Bunun üzerine toplantıda hazır bulunan TBMM Hukuk Hizmetleri Başkanlığı Başkanvekili Yıldız Bezginli Hanım araya girerek kayıtlarda paranın çekildiği ve sonra iade edildiğini söyleyerek Cemil Çiçek beyin sözlerini düzeltti. Sayın Çiçek bu yoruma sessiz kaldı. Her iki halde de yani maaşım alınmamış veya alınıp iade edilmiş halde gözüküyor olsun, bu iki durumda da belge tahrifatı söz konusuydu. Sayın Çiçek'ten bu konu başta olmak üzere Kavakçı Olayında yaşanan bu ve benzeri usulsüzlüklerin araştırılması için bir araştırma komisyonu kurulması konusunda öncülük etmesi talebinde bulundum. Talebimi, ‘bu siyasi bir iş, bunun size ne faydası olacak ki’ diyerek reddetti.”

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ...
SON VİDEO HABER

Iğdır'da AK Parti İl Başkanlığı binasına molotoflu saldırı

Haber Ara