''Ergenekon'' davasında
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada tanık olarak dinlenilen Şemdin Sakık, savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in sorularını yanıtladı.
Pekgüzel, sanıklardan Doğu Perinçek ve terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın Bekaa Vadisi'nde çektirdikleri fotoğrafları göstererek, bunlarla ilgili bilgisi olup olmadığını sordu.
Fotoğrafların, örgütün spor ve eğitim yaptığı alanda çekildiğini belirten Sakık, Perinçek ile Öcalan'ın görüşmelerinin gece geç saatlere kadar sürdüğünü, görüşmelerin baş başa olduğunu, kendisinin içeri alınmadığını anlattı.
Sakık, ''Öcalan'ın yanına gelen hiçbir gazeteci, yalnızca gazeteci değildir. Hasan Cemal, Cengiz Çandar, Altan kardeşler, Yasemin Çongar, gazetecilik için gelmediler. Onların görüşme amacının örgütün askeri gücünü kullanmak olduğunu düşünüyorum'' dedi.
Örgüte katıldığı ilk dönemde faaliyetlerini ''silahlı mücadele'' olarak tanımladığını belirten Sakık, ''Daha sonra mücadeleye 'savaş' dedim. Şimdi ise 'terör' diyorum. PKK bir terör örgütüdür. Biz başta haklı, ilerici, insanlığa yönelik bir mücadele yürüttüğümüze inanıyorduk. Ama Abdullah Öcalan yakalanınca 'Bağımsız Kürdistan hedefim yoktur' demesi ile PKK'nın yürüttüğü savaş, savaş olmaktan çıktı. Çünkü siyasi hedefi kalmadı'' diye konuştu.
Örgütün tüm faaliyetlerini Öcalan'ın kontrol ettiğini ifade eden Sakık, PKK'nın birinci dönem gerçek koordinatörünün Doğu Perinçek, ikinci dönem koordinatörünün ise Yalçın Küçük olduğunu iddia etti. Sakık ''Bu iki isim PKK'yı kullandı'' dedi.
Sakık, dağdakilerin inmek istediğini söyleyerek, şöyle devam etti:
''Ancak kanla beslenenler, bunu istemiyor. Bunlar mecliste milletvekili, belediyede başkanlık gibi kademelerde bulunmakta. Bir de Kürtlerin yüzde 99'u bu savaşın bitmesini istiyor. Ölümden beslenenler için kimin öldüğünün önemi yok. 20 yıl önce dağda ölen kız kardeşimin hala oyu kullanılıyor. Öcalan'ı, Karayılan'ı gazete köşelerinde analiz ediyorlar. 'Çok sempatik biri' diye yazıyorlar. Bu maceracı gençlere yol gösteriyor. Örgütü bu kadar çok işlemeleri 'oralara gidin' anlamına geliyor.''
-Öcalan'a suikast girişimi-
Sakık, Abdullah Öcalan'a, 1996 yılı baharında Şam'da suikast yapıldığını dile getirerek, ''Bomba patlatıldığı saatte benimle uydu telefonuyla konuşuyordu. Bir ara telefondan uzaklaştı. Kaldığı yerin yakınındaki Türkçe okulunun önünde patlama olmuş. 15 dakika kadar telefondan uzaklaştı. Sonra 'siz savaşmadığınız için düşman gelip beni Şam'da vurmaya çalışıyor' dedi. Okulun kırılan camlarından da Cemil Bayık, hafif yaralandı. Öcalan tedbirini almış. Ya Öcalan bilgi aldı, böyle bir şey olamadı ya da bombacılar Şam yönetiminden bu icazeti alamadılar. Önce öldürmek için planlanan eylem, birilerinin müdahalesiyle korkutmaya dönüştü'' şeklinde konuştu.
Şemdin Sakık'ın yorulduğunu ifade etmesi üzerine, mahkeme heyeti duruşmayı yarına erteledi.
AA