Dolar

34,8662

Euro

36,6135

Altın

3.046,43

Bist

10.058,47

İslami gençlik İncirlik Üssüne yürüdü

ABD'ye Karşı İslami Gençlik İnisiyatifinin öncülüğünde “ABD İncirlik Üssü Kapatılsın” sloganıyla Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen gençler İncirlik Üssüne yürüdü.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-10-14 11:33:10

İslami gençlik İncirlik Üssüne yürüdü
TİMETÜRK / Haber Merkezi

ABD'ye Karşı İslami Gençlik İnisiyatifinin öncülüğünde “ABD İncirlik Üssü Kapatılsın” sloganıyla Türkiye’nin çeşitli yerlerinden gelen Müslümanlar İncirlik Üssüne yürümek için Adana Sabancı Merkez Cami’nde buluştu. Adana Sabancı Merkez Cami’nden salavatlar eşliğinde İnönü Parkı’na yüründü.

İnönü Parkında ilk konuşmayı Gazeteci Adem Özköse yaptı. Özköse konuşmasında; “Afganistan ve Irak'ta Müslümanları katleden ABD'yi protesto etmek için Adana'ya geldiklerini belirtti. Bizler İslami gençlik olarak Adana'daki İncirlik Üssü'nün bir an önce kapatılmasını istiyoruz.” diyerek sözlerine son verdi.

Ardından basın açıklamasını okumak için Abdullah Tahacan, Amerika’nın bir an önce Türkiye’yi terk etmesini isteyerek, “Başta Adana’daki İncirlik Üssü olmak üzere ABD’ye ait bütün üslerin kapatılmasını istiyoruz. Adana’ya bu isteklerimizi dile getirmek, Amerikalılara 'Yankee go home' demek için geldik. Ayrıca zalimler birbirlerine benzerler. Suriye diktatörü Esad’ın da Müslümanları katlederken ABD’ye benzemesi gibi. İslami gençlik olarak diktatör Esad’ın Suriye’yi terk etmesi, Suriye halkının da özgürlüğüne kavuşmasını istiyoruz” dedi.

Son olarak Grup Yürüyüş katılımcılarla birlikte “Vur Vur Emperyalizme Vur” ezgisini söyledikten sonra Adana Sabancı Merkez Cami’ne geri dönülerek Adana İncirlik Üssüne doğru yola çıkıldı.

Adana İncirlik Üssüne polis eskortuyla varan konvoy burada İncirlik İlçesinin girişinde polis barikatıyla durduruldu. Bunun üzerine program İncirlik Üssünün bulunduğu İncirlik ilçesi girişinde gerçekleştirilmek zorunda kalındı.

İlk konuşmayı Habbab Çetin Akdeniz yaptı. Akdeniz Amerikan zindanlarında esir kaldığı yıllardan bazı kesitler anlattı. Burada yapılan işkenceleri, ümmetin namusunun nasıl kirletildiğini anlattı. Amerikalarının tutuklanan her mahkum başına para aldıkları için suçsuz yere insanları tutuklarından bahsederek sözlerine son verdi.

Ardından sözü yazar Hamza Er aldı. Er konuşmasında; “İki duyguyu aynı anda yaşıyorum. Bunlardan birincisi onurdur. İkincisi utançtır. Onur duyuyorum çünkü Türkiye’nin değişik illerinden buraya gelen gençler Irak’ta, Afganistan’da, Somali’de vb. yerlerde yaptığı katliamlara karşı çıkan ve umut veren bir gençlik var. Utanç duyuyorum çünkü kendi ülkemizde bu katillere kucak açmış olmaktan. Dünyada Müslümanların kanını akıtan katil ABD’ye karşı barikat kurulması gerekirken, kendi ülkemizde Müslümanları katledilenleri protesto etmek amacıyla buraya toplanan bizlere kurulmuştur.” diyerek sözlerine son verdi.

Ardından Grup Yürüyüş katılımcılarla birlikte “Vur Vur Emperyalizme Vur”, “Özgürlük Türküsü” ve “Yalla İrhal Ya Beşşar” ezgilerini okunduktan sonra dualara “Amin” diyen kalabalık Tüm İslam coğrafyasında şehit edilen Müslümanlar için gıyabi cenaze namazı kıldı. Cenaze Namazı kılındıktan sonra Amerikan bayrağı yakılarak eylem son buldu.

Eylemde “Katil ABD Adana’dan Defol”, “Katil ABD Ortadoğu’dan Defol”, “Katil Esad Suriye’den Defol”, “Yankee Go Home”, “Ümmetin Birliği Sınırları Aşacak”, “Müslüman Zulme Boyun Eğemez” sloganları atıldı(Adanahaber)

HAMZA ER YAZDI: NİÇİN ABD NİÇİN İNCİRLİK

Her dönemin, kendisinden nefret edilen, zorba, zalim güçleri hep olagelmiştir. Çağının insanlarına acılar yaşatan, elde ettiği ekonomik ve askeri güçle ulaştığı hayat formunu dikte eden bu idarelerin ortak vasfı emperyal yönleridir.

Güçlerine güvendiklerinden, kendilerinin kullanmasını önceledikleri kaynakları sömürmüşler, zenginlik olan farklılıkları görmezden gelen, yok sayan yaklaşımla kültürleri imha etmişlerdir. En temel insani, vicdani duyguların budandığı, çıkar, menfaat, güç, şiddet, bencillik, şehvetperestlik gibi öğelerin kendisini gösterme fırsatını rahatça bulabildiği bu zalim idarelerin gölgesinde, tüm insani değerlerin sömürüldüğüne, kişiliksiz, silik yığınların oluştuğuna tarih tanıklık etmiştir.

Bahsettiğim bu zorba idarelerin biçtikleri kara elbise, son 200 yıllık tarih içerisinde tam olarak ABD’nin üzerine oturmaktadır.
Ayak bastığı yeni kıtada milyonlarca Kızılderili ırkını katleden, Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atarak açıkça insanlık suçu işleyen, Vietnam’da, Somali’de, Irak’ta, Afganistan’da katliamlar gerçekleştiren, dünyanın her yerini açık hava hapishanesine çeviren, birçok ülkenin topraklarında ve hatta deniz üstlerinde işkencehaneler oluşturan, bu çağın insanlarına Ebu gureybleri, Guantanamoları, Bagramları yaşatan ABD, kendisinden en çok nefret ve öfke duyulması gereken büyük şeytan olarak bugün karşımızda durmaktadır.

Bu vahşi bilançonun belki de en vahimi, ABD’nin kendisi gibi düşünmeyen, inanmayan toplumlara, Demokrasiyi, laikliği, liberal düşünmeyi ve kapitalist gibi tüketmeyi kurtuluş olarak dayatması olmuştur. Çünkü direnirken veya her şeyden habersiz bahçesinde, evinde bulunuyorken öldürülen Müslümanlar, Allah’ın dilemesiyle şehit olarak ağırlanabilecektir, ama demokratik, liberal rüzgârlardan etkilenerek, bu modeli içselleştiren, hayat tarzı –din- edinen insanların ahiretleri perişan olacaktır. Bundan daha vahim bir akıbet ise bulunmamaktadır.

İşte bugün Ortadoğu halklarının ayaklanmalarını da kendi çıkarlarına uygun olarak değerlendirmek isteyen ABD, yıllardır bölge valisi olarak atadığı hain diktatörlerin karşısında, halkların ise yanındaymış gibi rol kesmeye kalkışmaktadır. Kendi çıkarları ve İsrail’in güvenliği için her türlü hesabın peşinde olan emperyalist zihniyetin bu şirinliklerine bölge halklarının kendilerini kaptırmaması gerekmektedir.

Vahyin ışığıyla bir medeniyet inşa etme sorumluluğunu taşıyan biz Müslümanlar, dostumuzu ve düşmanımızı, öfkemizi ve sevgimizi, kinimizi ve merhametimizi hep o vahyin rehberliğine göre tespit etmekle mükellef olduğumuzu bilmekteyiz. Ve bu bilgi de bizlere, yaşadığımız çağda düşman tanımına en uygun olarak ABD ve müttefiklerini işaret etmektedir.

Ayrıca, büyük şeytan Amerika’nın karşısında duracağına, gücünden ve etkisinden çekinerek, siyasal hesaplar adına ittifaklar kuran, topraklarını bu katillere peşkeş çeken, NATO içerisinde yer alarak Afgan halkının katledilmesine ortak olan, Irak’ta ve bölgede gerçekleşen katliamların lojistik desteğini sağlayan, sayısız uçan işkencehanelerin ikmal yapma fırsatını bulduğu üsleri topraklarında kurduran, Siyonist israil çetesinin güvenliği için füze kalkanlarının Malatya’da yerleşmesine müsaade eden zihniyetin sözlüklerde karşılığının işbirlikçilik olduğunu da hatırlanması gerekmektedir.

Ve bizler hem ABD’ye, hem de işbirlikçilerine tepkimizi ortaya koyabilmek adına İncirlik üssüne yürüyoruz. ABD ve ortaklarından beri olduğumuzu ilan edebilmek, imanımızın böyle bir zilleti kaldıramayacağını duyurabilmek için meydanlara iniyoruz.

Sağcı, muhafazakâr, devletçi kirli kimlikleri ile bulanmışların 1968 yılında 6. Filo’ya karşı gösterdikleri tavrın İslami hareketlere atfedilmesinin çirkin bir yakıştırma olduğunu hatırlatarak, “La” diyen hiçbir mü’minin kalplerinde İslam düşmanlarına yönelik bir sevgi ve ilginin bulunamayacağını hatırlatabilmek için Adana, İncirliğe gidiyoruz.

Rabbim kabul eylesin…



SON VİDEO HABER

Kassam, İsrail askerlerini araçlarıyla birlikte imha etti

Haber Ara