Ulusalcılar yalnız kaldı
Türkiye dün iki kritik davaya kilitlendi. İki davanın da görüldüğü mahkemelerin önünde sanık yakınları davaların sonuçlarını sabırsızlıkla bekledi. Cübbeli Ahmet Hoca'nın yargılandığı Çağlayan Adliyesi 'nin önündeki kalabalık ile Balyoz davasını yakından takip etmek için Silivri'ye gidenlerin sayısı arasında dikkatlerden kaçmayacak bir fark vardı.
13 Yıl Önce Güncellendi
2012-09-22 15:26:16
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen, 250’si tutuklu 365 sanığın yargılandığı Balyoz Davası’nda karar açıklandı. Sanıklardan 330'u ceza aldı. Kötü davranış ve tutumları sebepleri ile indirim verilmeyen hükümlülere en üst sınır uygulandı. 34 sanık hakkında beraat kararı verildi. 2010 senesinden bu yana hemen herkesimin merakla yakından takip ettiği davada alınan kararlar ulusalcı medyayı rahatsız etti. Dava kararının ardından atılan gazete manşetlerinden rahatsız olan ulusalcılar, darbeseverliklerini ‘yandaş medya zil takıp oynadı’ ifadesi kullanarak yine göstermiş oldu.
Yargılamanın adil olmadığı iddiasıyla yine hükümete yüklenen ‘darbeseverler’ olayı ‘Aileye Darbe’ manşetleri şeklinde spekülatif bir boyuta taşımakta hiç de geçikmedi. Dava kararını ajitasyon kampanyasına dönüştürdüler. Halbuki bu yargılama süreci başlamasaydı balyoz darbe planıyla yapmak istenilenlerle halkın büyük çoğunluğu hapishanelere tıkılacak ve türlü işkenceler baskılar uygulanacaktı! Şimdi sormak lazım acaba darbe gerçekleştirilmiş olsaydı darbeci paşaları böylesine masumlaştıran manşetleri mağdur edilecek halk içinde atarlar mıydı? Elbette bu sorunun cevabı hayır olacak. Değil savunmak tıpkı 12 Eylül , 28 Şubat’ta olduğu gibi darbeci paşalara manşetlerden selam vermekte gecikmeyeceklerdi!
Türkiye'nin Gözü Silivri'deydi
Dün, Türkiye'nin gözü kulağı Silivri'deydi. Balyoz Darbe Planı davasında karar günüydü. 500'ü aşkın izleyici ve 60'a yakın gazeteci saat 11'de salona alınmaya başladı. 250 tutuklu sanıktan 248'i duruşmadaydı. Dışarıda ise gergin bir bekleyiş hakimdi. Fakat, dışarıdaki tablo ‘Biz kaç kişiyiz’ kampanyası düzenleyen Tuncay Özkan’ı üzecek nitelikteydi. Beklentilerin aksine davanın gerçekleştiği duruşma salonunun önünde bekleyenlerin sayısının az olması da gözlerden kaçmayan önemli bir ayrıntı. Adliye önünde olması gereken ulusalcı kesim sadece sosyal medyadan destek vermekle yetindi.
Öte yandan, kamuoyunda Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen 45 yıl hapis istemiyle yargılanan Ahmet Mahmut Ünlü’nün davası dün gerçekleştirildi. Çağlayan Adliyesi’nin önünde Cübbeli’ye destek vermek amaçlı binlerce kişi toplandı. Kadınlar alınlarında ‘Hepimiz Cübbeliyiz’ yazılı bandanalarla erkekler de ‘Yalnız değilsin Ahmet Mahmut Ünlü’ yazılı atkılarla sosyal mesajlar verdi.
İki kritik dava görülürken dışarıda bekleyen kişi sayısı karşılaştırıldığında Cübbeli Ahmet Hoca'nın destekçilerinin fazlalığı dikkat çekti. Balyoz davasınıı mahkeme dışında izleyen kişi sayısı Cübbeli Ahmet Davası'nı izleyen kişi sayısının gerisinde kaldı.
Peygamber efendimize saygısızlığa tepkisizlik
Binlerce kişinin Cübbeli Ahmet Hoca’ya adliye önünde destek için toplanıldığı sırada Müslümanlar tarafından ise dünyanın birçok yerinde Hz. Peygamber’e hakaret içeren film protesto ediliyordu. Hz. Muhammed’e ve tüm Müslümanlara çok ağır hakaretler, iftiralar ve hazmedilemeyecek ithamlar içeren filme İslam ülkelerinde tepkiler sürerken Türkiye Müslümanlarının hakaret filmine geniş kitleler halinde tepki göstermemesi sorgulanacak bir durum. Pakistan’da ‘Müslümanların Masumiyeti’ adlı filme tepkisini göstermek için ulusal bayram ilan edildi. ‘Peygambere Sevgi Günü’ adı altında gerçekleşen protestolarda 23 kişi hayatını kaybetti. Filme olan öfkeleri bu derecede büyük ve anlamlıydı.
Fakat Cübbeli’yi desteklemek için toplanan bu kadar geniş kitleyi ne bir yıldan fazla süredir Esed diktatörü tarafından katledilen Suriye halkına destek için meydanlarda gördük. Ne de Hz Peygambere yönelik gerçekleştirilen hakarete karşı tepkiler işittik.
Haber Ara