Dolar

34,9500

Euro

36,7136

Altın

2.990,82

Bist

10.058,28

Rusya Suriye'de ASALA'yı devreye soktu

Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası Güvenlik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (BÜSAM) Başkanı Ercan Çitlioğlu'na göre Rusya Suriye'de ASALA üzerinden cam fanusumuza taş atıyor'

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-08-28 11:17:12

Rusya Suriye'de ASALA'yı devreye soktu
Ercan Çitlioğlu son günlerde artan PKK saldırılarının uluslararası boyutuna ilişkin şöyle diyor: 'Masada Rusya, Bağdat Yönetimi, Kuzey Irak, İran, Suriye İsrail ve ABD var. Son günlerde Ermenistan da bu masaya katıldı. ASALA Türkiye'nin Suriye'ye girmesi ve oradaki Ermenilere zarar gelmesi halinde bir bedeli olacağını duyurdu. ASALA'nın açıklamasını Rusya'dan bağımsız görmeyin. Rusya ASALA üzerinden cam fanusumuza taş atıyor'

Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası Güvenlik ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (BÜSAM) Başkanı Ercan Çitlioğlu'nun Akşam''a verdiği söyleşinin son bölümünde olayın uluslararası bağlantılarını anlattı.

- PKK'nın sivilleri hedef alma stratejisinin arka planını nasıl okumak lazım?

Bunu okuyabilmek için süreç analizi ve stratejik analiz yapılması lazım. Biz günlük ve anlık olaylara bakarak bir değerlendirme yapıyoruz ama o fotoğrafın daha öncesini çektiğimiz güncel fotoğrafla karşılaştırıp, bu sürecin nedenleri üzerinde bir irdeleme yapmak ihtiyacı hissetmiyoruz. Neden ilişkisini çözerken birincisi Türkiye'nin içine, ikincisi yakın çevresine, üçüncüsü bölgesel düzleme ve küresel konjonktüre bakmamız gerekiyor. Eylemler ne zaman artmaya başladı? Özellikle Suriye'deki rejim aleyhtarı faaliyetler bir iç savaş düzeyine yükselmeye başladığı andan itibaren PKK'nın da eylemlerinin giderek arttığını görmeye başladık.

- Suriye ile bağlantılıyoruz ama bu saldırıların Suriye destekli gerçekleştiğini gösterecek somut kanıt yok, değil mi?
Bu eylemlerde Suriye'nin doğrudan ne kadar payı var konusunu tartışmaya açık bir konu olarak görüyorum. Çünkü elimizde kanıtlar olması gerekir ki Suriye'yi parmağımızla işaret ederek suçlayabilelim. Örgüt içerisinde çok kalabalık bir Suriyeli grubun varlığını, örgüt üst yönetiminde özellikle HPG kanadı liderliği arasında Fehman Hüseyin, Nurettin Sofi gibi Suriye kökenli kişileri gördüğümüz zaman Suriye'deki olaylarla ister istemez bir örtüştürme yapıp, Suriye'nin bu olayda büyük bir rolü olduğu sonucuna varabiliyoruz. Bu yorum haksız değil haklı ama şunu ihmal ediyoruz: PKK'nın eylemlerinde kullandığı lojistik desteğin çok büyük bir bölümü Suriye'den değil; Irak'ın kuzeyinden gelmeye devam ediyor. Ama bizim algılarımız yönetildiği ve yönlendirildiği için tehlikenin kaynaklandığı odak noktasını gözümüzden kaçırıp, son dönemlerde bütün enerji ve dikkatimizi Suriye'ye yöneltiyoruz. Dolayısıyla bizim silahlı mücadelede öncelik vermemiz gereken yer Irak'ın kuzeyi.

ERMENİSTAN VE İSRAİL
- PKK'nın eylemlerinin artırmasının arkasında İran ve Rusya'nın rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Süreç analizleri zaten bu olaydaki bütün aktörleri masanın üzerine koyup, her aktörün konumu ve çıkar kaygısını analiz ettikten sonra bir senteze ulaşmanız lazım.

Buradaki aktörler kim? Rusya, İran, Suriye, Irak'ın kuzeyi, Irak Merkezi Hükümeti yani Bağdat, Barzani, İsrail, ABD. İsrail bu konudaki ana aktörlerden bir tanesi ama İsrail'i konuşmuyoruz. Bu aktörlerin her birinin şu anda bölgede yaşananlarla ilgili gelecek tasarımları ve bu tasarımlara ulaşmak için uyguladıkları politikalar var. Bunları değerlendirdiğimiz, analiz ettiğiniz zaman PKK'daki hareketlenmenin nedenleri daha anlaşılır hale gelmeye başlar. Kaldı ki, şu anda bizim bu aktörlere ilave etmemiz gereken bir ülke daha çıktı:

Ermenistan. Birkaç gün önce ASALA'nın çok uzun bir sessizlikten sonra Türkiye'nin Suriye'ye askeri bir maceraya girmesi ve oradaki Ermenilere zarar gelmesi halinde bir bedeli olacağına ilişkin bir açıklaması oldu. Demek ki masanın üzerinde şu anda bir aktör daha var. Bu aktörlerin çıkarlarının örtüştüğü ve ayrıştığı noktaları tespit etmemiz lazım. Örtüştüğü noktaları ayrıştırmak, ayrışan noktaları daha da derinleştirmek için bir politika izlememiz gerekir ki Türkiye'nin etrafında oluşan bu cepheyi kendi içinde parçalara ayırarak etki gücünü minimize edebilelim. Rusya ile Suriye'nin çıkarları sonsuza dek örtüşür mü? Hayır. Rusya Tartus Üssü'nün geleceğini garanti ettiği anda Esad kalsın veya gitsin fark etmez.

İRAN İÇİN BEKA SORUNU
- İran'ın bu denklemdeki konumu nasıl peki?


İran'ın durumu çok farklı. Rusya için Esad'ın işbaşında kalması bir beka sorunu değil ama İran için öyle. Masanın üzerinde bir Çin var. Çin'in Suriye ile hiçbir ilişkisi yok. Çin'in Suriye denklemine dahil olması ABD'nin son savunma konseptiyle ilgili. Biliyorsunuz ABD Ortadoğu'dan askerlerini çekilip, askeri sıklet merkezi olarak Uzak Asya'yı seçti ve buralara yığınak yapmaya başladı. Bu da Çin'in arka bahçesi. Çin Suriye üzerinden ABD'ye mesaj veriyor. Yani masadaki her aktörün ayrı bir çıkarı ve ayrı bir yansıması var.

- ASALA bu işe niye dahil oldu?

ASALA'nın açıklamasını da Rusya'dan bağımsız görmeyin. Rusya bu konuda doğrudan doğruya Türkiye'ye karşı bir tavır almayabilir ve almamak için de özen gösteriyor. Ama ASALA üzerinden Ermenistan'ı konuşturabilir. Rusya'nın eski Ankara Büyükelçisi Albert Çernişev Dışişleri Bakan Yardımcılığı görevindeyken Türkiye'nin Çeçen direnişçilere sempatisi ve hatta oraya savaşmak üzere gidenlerin varlığı ortaya çıkınca şöyle bir açıklama yapmıştı: 'Cam fanus içinde yaşayanlar komşularına taş atmamalı'. Yani bize dolaylı olarak 'Sizin de bir PKK sorununuz var, Çeçenistan üzerinden bize taş atmayın' demişti. Dolayısıyla ben Rusya'nın Asala üzerinden cam fanusumuza taş attığını düşünüyorum.

ABD'ye samimiyet testi gerek

- ABD'nin PKK konusundaki tavrının nasıl yorumluyorsunuz? Sizce ABD ne kadar üzerine düşeni yapıyor PKK konusunda?
Anlık istihbarat mekanizmasının ne kadar etkili çalıştığını konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığım için yeterli bir şey söyleyemem. Ancak ABD Irak işgaline başladığı dönemde Irak'ın Kuzeyi'nde El Kaide ile organik ilişkileri olduğu ileri sürülen Ensar El İslam adlı bir terör örgütü vardı. Ne yaptı Amerika? Ensar El İslam'ın Irak'ın kuzeyindeki kamplarını bombaladı ve o örgütü tarih sahnesinden sildi. Peki, Amerika Irak'taki harekatını tehlikeye sokabilecek bir örgütü Kuzey Irak topraklarında olmasına rağmen yok edebilecek güce sahip idiyse, Türkiye'nin siyasal sosyal sistemine yönelik oradaki PKK kamplarından -eğer müttefik idiysek- haberdar değil miydi? Hiçbir şey yapmadı. Türkiye Kuzey Irak'a Güneş Harekatı'nı yaparken Türkiye'ye çekilin çağrıları yaptılar, Başkan Bush TSK'ya 'Get out' dedi. Bu 'defolup gitsinler' anlamına gelir. Bu örnekler ABD'nin ayrıca bir samimiyet testine tutulması gerektiğini ortaya koyuyor.

Kürt Baharı değil kışı çıkabilir

- Arap Baharı'ndan bir Kürt Baharı çıkarma hevesinde olanlar olduğunu anlıyoruz son dönemlerdeki bazı haber ve yorumlardan. Bu mümkün mü sizce?

Bir kere Arap Baharı baharı mı? İlkbahardan ziyade şu ara kışa giden bir sonbahara benziyor. Buna dayalı olarak buradan bir Kürt Baharı çıkar mı? Kürt kışı çıkabilir ama Kürt Baharı çıkmaz. Başlangıcına baktığınız zaman Arap Baharı denilen hadise sokaklarda bir sivil inisiyatif olarak ve barışçıl bir hareket tarzında başladı.

Tunus'ta birisinin kendisini yakması, bunun Mısır'a sıçraması... Türkiye'deki olay ise dağlarda, terörle, 30 sene önce başladı. Dolayısıyla bu ikisi arasında bir paralellik kurmak ve ayrı çıkış noktaları olan, ayrı amaçları olan iki hareketin sonuçta özdeşleşeceğini ve bir araya geleceği düşünmek... İki ayrı dinamik süreç arasında deterministik bir ilişki kurabilmek mümkün değil. Dolayısıyla Arap Baharı'ndan Kürt Baharı çıkmaz.

- ABD'de iki tane düşünce kuruluşunun birkaç ay önce yaptığı simülasyona göre Türkiye'yi Suriye'ye girmeye göze almaya zorlayabilecek yegane şey PKK saldırılarıyla sıdkımızın sıyrılmasıymış. Türkiye'yi buraya sürüklemek olabilir mi gerçekten asıl dert? BM kararı falan beklemeden tek başına Suriye'ye operasyona girişmeye zorlamak mı?

Şu anda bizim algılarımızı hep Suriye'ye yöneltiyorlar. ABD ile Türkiye arasında varılan mutabakata bakın, Suriyeli mültecileri güvenliklerini Suriye toprakları içinde korumak, insani yardım koridoru... Bizi oraya doğru götürüyorlar. Kamuoyunu da bunun dışında başka çare kalmadığına ikna etmek gerek. Çünkü Suriye'ye girdiğimizde çok ciddi kayıplar vereceğiz. Ben bu işin sonunu hiç de hayır görmüyorum.

Her PKK saldırısına karşın en az 90 eylem
- Gaziantep'teki saldırıda kullanılan aracın 6 ay önce çalınıp, üstüne bir de cezalar kesilmiş olması oldukça tartışılıyor. İstihbarat zafiyeti görüyor musunuz siz?

Gerçekleşen her eylemin ardından 'Bir istihbarat zafiyeti var mı?' sorusuna odaklanılıp, sanki varsa mutlu olunacakmış gibi bir tavır içine giriliyor. İstihbarat zafiyeti olup olmadığını bilmek için gerçekleşen eylem sayısı kadar girişim ve planlama aşamasında engellenen eylem sayısını da bilmeniz lazım.

Bunu bilmeden böyle diyenler sırf eleştiri yapmak için eleştiri yapıyorlar. Eğer 'Güvenlik güçleri bunu açıklasın' diyecekseniz, dünyanın hiçbir yerinde bu iş böyle olmaz. Çünkü böyle bir açıklama kamuoyunu korkutur ve örgütü olduğundan daha büyük gösterirsiniz. Ama ben size bilgiye dayalı olarak bir şey söyleyeceğim: Gerçekleşen bir eyleme karşılık engellenen eylem sayısı en az 90'dır. O zaman bir istihbarat zafiyetinden söz edebilmek mümkün değildir.

- BDP'li vekillerle eli silahlı PKK'lıların kameralar önünde bir düğün havasında buluşmaları nasıl bir oyunun parçası?
Şemdinli'deki başarısızlıklarından sonra bir moral dopingi yapmak istediler. 'Ne olursa olsun, bizim size desteğimiz tam' mesajı verdiler.

(aksam)

Haber Ara