Davutoğlu, Lübnan'da kaçırılan Türk vatandaşları ile ilgili durumu yakından takip ettiklerini ifade etti. İlk kaçırılan Tufan Tekin'in ailesi ile konuştuğunu söyledi. Lübnan'da kaçırılan Lübnanlılar için de Türkiye'nin olağan üstü bir çaba sarf ettiğini belirten Davutoğlu, "Hala çabalarımız sürüyor. Eğer insani bir durum söz konusu olursa hiçbir başka gündem gözetmeksizin her türlü katkıyı yaptık. Libya'dan ABD'lileri çıkarırken de böyleydi. Suriye'den İranlının çıkmasına yardım ederken de biz bunu yaptık. Şunun bilinmesini isteriz. Suriye'deki olaylarla Türk vatandaşlarının ve Lübnan'ın herhangi bir ilişkisi yoktur. Bu ilişkiyi kurmak Lübnan'ın hatasıdır. Suriye'de bulunanlar Suriye topraklarında kaçırıldı. Türkiye topraklarında kaçırılmadı. Türkiye'nin bu konuda herhangi bir sorumluğu yoktur. Tam aksine Türkiye yardımcı olmaya çalışmıştır. Ama, Türk vatandaşları Lübnan'da kaçırıldı. Kaçırılanlar da Lübnan vatandaşı. Bu konuda herkesin sorumluluğunu yerine getirmesini beklemek bizim en tabi hakkımızdır. Lübnan hükumetinden gerekli tedbirlerin alınmasını bekliyoruz. İstihbarat birimlerimiz de, vatandaşlarımızın sağ salim kurtarılması için çalışmaktadır." şeklinde konuştu.
Konuşmasında Suriye'deki gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde de bulanan Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Hilary Cilinto ile yaptığı görüşmelerin ardından "operasyonel birimlerin kullanılacağı yönündeki ifadesinin tam olarak ne anlama geldiği" yönünde soru soran gazeteciye, "Operasyonel derken sadece askeri olarak düşünülmesin bütün bu alanda yapacağımız faaliyetlerin koordinasyon olarak görülmeli. Bütün alanlarla ilgili risk değerlendirmesinde bulunduk. Fransa ile beraber de çalışma yapıyoruz, Orta Doğu'daki ülkelerle de benzer çalışmalar yapıyoruz. Hepimiz Suriye halkının ızdıraplarının bitmesi için aktif bir şekilde faaliyet yürütmek istiyoruz." şeklinde cevap verdi.
Suriye'deki gelişmelerin çok hızlı bir şekilde intibak ettiğini bildiren Bakan Davutoğlu, en kısa zamanda en doğru tepkiyi verebilmek için bu konuda Suriye halkının yanında yer alan ve mültecilerin çektiği bu dramın bitmesini isteyen bütün aktörlerin, diplomatik anlamda sık sık bir araya geldiğini söyledi. Bu hararetin bitmesini isteyenin Türkiye olduğunu belirten Davutoğlu şöyle devam etti: "Alandaki durum değişmedikçe mülteci akını da artıyor. Bu Türkiye'nin tek başına üstlendiği bir sorumluluk. Şu ana kadar da 300 milyon dolarlık bir kaynak ayırdık. Uluslar arası yardımlar bununla karşılaştırıldığında devede kulak kalıyor."
FABİUS: DÖNÜŞÜMÜN KONTROL ALTINDA YAPILMASI GEREKİYOR
Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, üç ülkeyi kapsayan bir ziyaret gerçekleştirdiğini belirterek ana ve esas konunun Suriyeli mülteciler sorunu olduğunu söyledi. Esad rejiminin canice davranmasından dolayı bu şekle gelindiğini ifade eden Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius, BM Komisyonu'nda bir takım suçların işlendiği belirtildi.
Mülteciler sorunu giderek büyüdüğünün altını çizen Laurent Fabius, bu ülkenin imkanlarının çok kısıtlı olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: "Kral Abdullah'la beraber bazı kampları ziyaret ettim. Lübnan'da başka bir durum söz konusu. Lübnan'ın nüfusunun yapısı gereği farklı bir durum var. Suriye'de olanın doğrudan Lübnan'daki durum sirayet etmesi durumu var. Onların da durumu kısıtlı. Aynı koşullardaki kamp kavramını kabul etmiyorlar. Orada da gerçek anlamda da sorunlar var. Türkiye'ye geldim sonra, açıkça söylemek gerekirse, orada dramatik durumları söz konusu ama Türk Hükümetini kutlamak istiyorum. Çünkü bunları mükemmel bir şekilde organize ediyor. Rakamlarda giderek arttığı halde bunu giderek yapıyor. Gelen insanlar, gerçekten de olabilecek en iyi koşullarda tartışabildim, tıbbi yardım örgütlenmesini gördüm. Giderek artan maliyetleri gördüğüm zaman da Türk hükumetinin çabalar sarf ettiğini görüyoruz ama burada kast ettiğimiz durum şu: Mülteciler giderek daha önemli duruma geliyor. O kadar önemli sorun haline geldi ki bu. 30 Ağustos tarihinde AB Güvenlik Konseyi bir toplantısını düzenlemeye karar verdi. Herkes görüşünü belirtecek. Her geçen gün Beşar Esad'ın halkını bombalamak için kullandığı zaman, biliyoruz ki yerinde muhalefet daha güçlüdür. Halkın ihtiyaçları korkunç koşullarda bombalanan insanlar var. Mutlaka bu rejimin yerine geçecek yapı içinde çalışmamız lazım. Bütün işimiz de şu: Dönüşümün gerçekten kontrol altında yapılması lazım. Esad'ın ardından orada bir kaos çıkmaması lazım."
"1915 OLAYLARINA TARİHİ DUYGULARDAN ARINDIRILMIŞ BİR TAKIM ÇÖZÜMLER BULACAĞIMIZDAN EMİNİM"
Fransa'nın yeni dönemdeki 1915 olaylarına ilişkin politikası ne olacak ilişkin soruya, Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius bir önceki yıl konuyla ilgili bir polemik yaşandığını belirterek; 1915 Olaylarına ilişkin yasanın çıkarılmasını Anayasa Mahkemesi'nin engellediğini hatırlattı. Seçim kampanyasında, Cumhurbaşkanı Hollende tarafından da bazı şeylerin söylediğini de ifade eden Laurent Fabius, şöyle devam etti: "Bu duruma bir takım çözümler bulmamız gerekiyor. Açık söylemem gerekiyorsa, bu sorun Türkiye-Fransa arasındaki ilişkilerin kötüye gitmesine neden oldu. Konuyu Ahmet Dauvutoğlu ile beraber ele aldık. Eminim ki tarihi duygulardan arındırılmış bir takım çözümlerin bulunacağımıza inanıyorum. Sanıyorum meslektaşım geniş ölçüde benimle aynı fikirleri taşıyor."
(CİHAN)