Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Türkiye insani yardımda nerede duruyor

Uluslararası Doktorlar Birliği Başkanı Mevlüt Yüksel: 'Somali özelinde verilen örneklerle Arakan yardımları hakkında konuşmak istiyorum. Türk Dışişleri Bakanı ve Sayın Emine Erdoğanın Myanmar gezisi sorunun temelindeki ülke ile bir iletişim kanalı açma noktasında son derece doğru ve isabetli bir girişimdir. Myanmar hükümetinin yapısı ve göz önüne alındığında yardım kanalının sadece Türk Kızılayı üzerinden açık kalacağı ve bu kanalında Myanmar Kızılhaçı üzerinden çalışacağı aşikardır. '

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-08-14 03:48:31

Türkiye insani yardımda nerede duruyor
Son yıllarda bir çok alanda zamanı yakalamaya çalışan Türkiye insani yardım da da belli bir mesafe kat etmiştir . Gerek devletin yaklaşımı gerekse STK ların AKP iktidarında ülke içindeki yapılan çalışmaların bizzat devlet eliyle yapılması nedeni ile ilgilerini ve çalışmalarını ülke sınırları dışına çalışmaya yöneltmiştir. Hayır adına sadece camii değil su kuyusu okul ve sağlık yardımları da yapılmaktadır. Yapılan çalışmalar ve çalışmalar yapanlar herkesin malumudur.

Yavaş yavaş her STK ihtisaslaşmakta bazıları kuran eğitimini bazıları yetim çalışmalarını kardeş aile projeleri ile sosyal yardım çalışmalarına odaklanmaktadırlar. Bu arada bazı grupların yurtdışındaki okul çalışmalarının bu insani yardım kapsamına alınamayacağını çünkü bu çalışmanın elitist ve hizmet alanlardan ücret karşılığında yapıldığını hatırlatmak isterim. Çeşitli alt yapı eksiklerimize rağmen oldukça büyük projelerde gerçekleşmektedir. İHH nın Afrika da 100.000 katarakt projesi dünya da bir ilktir. Tek bir kurum tarafından yapılan özellikle İslam coğrafyasında kendi kaynaklarımızla gerçekleştirdiğimiz ilk projedir. Fakat hala sahada oldukça yeni ve gerideyiz. Yetim çalışmalarında tüm dünyada yaklaşık 30.000 yetimi ve 15 yetimhanesi ile İHH oldukça büyük bir projegerçekleştirmekte iken bu rakamlar yetersizdir. SOS SaveChildren gibi misyoner özellikleri olan gruplar 1.000.000 çocukla ilgilenmektedirler.

Bu girişin amacı konunun daha iyi anlaşılmasıdır. İnsani yardımın en çok ihtiyaç duyulduğu yer krizlerdir. Teknik olarak toplumun talepleri ile hizmet sunumu arasındaki dengesizliktir. Doğal afetler ve savaşlar en önemli iki sebeptir. Bir krizin akut kronik ve rehabilitasyon fazları vardır ve insani yardımın teknik boyutu da bu dönemlere göre değişmektedir. Eğer teknik olarak konuya hakim olunmazsa zaman ve kaynak israfı olacak sınırlı olan kaynaklar doğru harcanmayacaktır. Kriz esnasında mağdur bütün kazanımlarını kaybeder (servetini ) hayatta kalmaya çalışır. Önce su yiyecek ve barınağa ihtiyaç duyar. Bütün bunlar göz önüne alınarak gerekli girişimler yapılmalıdır. İletişim teknolojisindeki ilerlemeler ve ulaşım kolaylıkları krizlerin erken döneminde müdahaleyi kolaylaştırmıştır.

Bugün dünyadaki sıcak çatışmaların % 98 i İslam coğrafyasında dır. Yaşana son üç felaket Pakistan sel , Doğu Afrika kuraklık ve Arakan krizleri bizim coğrafyalarımızda olmuştur . Kronik dönemde olan kriz merkezlerini saymaya terimiz yok Afganistan Somali Mali vs.

Krizlerin haber alınması ile bir hareket başlamaktadır. Çoğu kez çok önceden bilinmektedir. Fakat Batılı ajanslara fotoğraflar düşmeden harekete geçmiyoruz. Doğu Afrika kuraklık felaketinde MSF genel koordinatörü İHH merkezin Mayıs ayında yaptığı ziyarette konuyu anlatmış ve destek istemiştir. İHH çalışmalara o anda başlamıştır. Kamuoyunu haberdar olması için ölen çocuk resimleri servis edilmiş ancak konu kamuoyunun gündemine 2 ay sonra girmiştir. Sayın başbakan ve Muhterem eşi Emine Erdoğan ın Somali ziyareti ile yardım kampanyası başlamıştır. Aynı şekilde Arakan la ilgili olarak İHH yıllardır konuya dikkat çekmeye çalışmış son gelişmelerle Sadaka Taşı Derneği ile beraber Bengladeş teki Arakan mültecilerine yardım götürülmüştür. Kamuoyu daha sonra bilgilendirilmiş Dışişleri Bakanımız ve Emine Erdoğan Hanımefendinin de katılımları ile Myanmara gidilerek yardım götürülmüştür. Burada İnsani Yardımın harekete geçirilmesi için gerekli olan girişimin Filistin Somali ve Arakan da bizzat Emine Hanım tarafında yapılması bizim için bir şanstır. Fakat sorun bundan sonra başlamaktadır.

Dünyanın hiçbir yerinde devletinizin desteği olmadan sahada olamazsınız. Son birkaç yıldır gönüllü olarak gittiğimiz yerlerde yurtdışı temsilciliklerimizden büyük bir ilgi ve yardım görüyoruz. Özellikle Kenya da yürüttüğümüz çalışmalarda Kenya Büyükelçimizden büyük destek gördük. Merkezde ise işler daha farklı olarak seyretmektedir. Bazı STK lar akredite ve öncelikli gibidir. Myanmara giden uçağa Sadaka Taşı Derneğinin davet edilmeyip bir faaliyet göstermeyenlerin davet edilmesi bunu akla getirmektedir. Anlatmak istediğimiz merkezde bazı bürokratların sahada çalışan STK ların bilgi ve tecrübesinden istifade etmekte isteksiz davranmasıdır. Bu ise ciddi bir kaynak israfına neden olmaktadır. Örnek olarak Doğu Afrika Kuraklık krizinin ilk günlerinde geçen yılın Ramazan ayında Kenya da ki Dadaab mülteci kamplarında İBB tarafından yaptırılan İstanbul Mescidi atıl durmakta sadece Cuma namazların da açılmaktadır. Aşevi ise TİKA ya devredilmiştir. İhtiyaç değildir o coğrafyada sıcak yemek dağıtımı hijyene uygun değildir. Ayrıca yaptırılan sağlık merkezi açılmamış buranın bir protokolle sahada faaliyet gösteren AİD( Uluslararası Doktorlar Birliği ) e Anne ve Çocuk Sağlığı Eğitim Merkezi olarak devredilmesi istenmiş hatta bu konuda TİKA ya proje sunulmuş fakat ısrarla cevap alınamamıştır.

Türkiye den bağışçıların yardımları bazı bürokratların sebebini bilmediğimiz kararı ile israf edilmiştir. Yine aynı günlerde yaşadığımız bir başka örnekse bir yurtdışından STK tarafından uçakla ilaç yardımı getirilmiş fakat taşıma ve gümrük maliyetleri ilacın değerini kat ve kat aşmıştır. Krizin akut dönemi geçince herkes geri dönmüş veya çalışmanın kolay olduğu yerlerde kalmışlardır. Somali krizinde krizin en büyük mağduru olan Dadaabtaki Somali mültecileri için sahada kalıcı olan sadece İHH ve AİD idi. Sağlık Bakanlığının Somali de yapılan sağlık yardımları koordinasyonu için yaptığı gayret maalesef STK lardan yeteri kadar karşılık görmemiştir. Uluslararası insani yardım kuruluşlarında ise başka sorunlar yaşanmakta eksik düşük standartta ve yardım götürülen bölgenin insan alışkanlıkları dikkatte alınmadan yapılan yardımlar sadece gereksiz israf ve gelişmiş ülkelerin elde kalan tarım ürünlerini değerlendirmekten başka bir işe yaramamaktadır. BM çalışmaları oldukça yüksek işletme maliyetleri ile olmaktadır. Maalesef aynı yanlışlara Somali konusunda da zaman zaman düşülmüştür. İnsani yardımda koordinasyon ve organizasyon eksikliğine bağlı verilecek olumsuz örnekoldukça fazladır.

Somali özelinde verilen örneklerle Arakan yardımları hakkında konuşmak istiyorum. Türk Dışişleri Bakanı ve Sayın Emine Erdoğanın Myanmar gezisi sorunun temelindeki ülke ile bir iletişim kanalı açma noktasında son derece doğru ve isabetli bir girişimdir. Myanmar hükümetinin yapısı ve göz önüne alındığında yardım kanalının sadece Türk Kızılayı üzerinden açık kalacağı ve bu kanalında Myanmar Kızılhaçı üzerinden çalışacağı aşikardır.

Gönderilen yardımları Türkiye den ulaştırılması yukarıda bahsettiğim sebeplerden dolayı oldukça pahalı bir çalışma olacaktır. Ayrıca tapılan yardımlar krizin mağdurları arasında Müslümanlar ve Budistler arasında paylaştırılacaktır. Mazlumun dini olmaz ilkesinden bu da olması gerekendir. Fakat yardımların nasıl ve ne şekilde olacağı kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Kızılay sağlıktan çekildiğine göre bu çalışma kimin tarafında ve nasıl yapılacaktır. Acil insani yardım temelde tıbbi yardımdır amaç önlenebilir ölümlerden dolayı kitlesel ölümleri azaltmaktır. Bu konuda yapılacak çalışmanın ne olduğu açıklanmalıdır. Bizim önerimiz etkili yardım ulaştırılabilmesi için.BMnin uygulamaları örnek alınabilir. BM sahada sağlık eğitim su gibi ihtiyaçları Batılı NGO lara paylaştırmıştır. Türk Kızılayının çatısı altında saha birikimi olan STK lar kendi fonlarını Kızılay denetim ve koordinasyonunda kullanabilirler. Tecrübeler paylaşılabilir. Sağlık ilgili çalışmalar krizde en çok mağdur olan anne ve 5 yaş altı çocuklara odaklanarak önlenebilir ölümler azaltılabilir. Su ve santasyon, tuvalet yapımları bu projenin parçası olmalı yardım sadece birkaç ton gıda hayr cami yaptırmak olarak algılanmamalıdır. İyi bir koordinasyonla Türk STK lar birkaç ton pirinç dağıtarak değil uzun soluklu projelerle katkı sağlamalıdır. Bu Koordinasyon Türk Kızılayının başkanlığında gerçekleşebilir. Ama korkarım ki bütün bu gayretler birkaç kişinin kurumsal kibri için heba olacaktır. Bunun yaşanmış örnekleri vardır.

Sonuç olarak bir devletin siyasi gücünün desteğini almadan doğru ve uzun soluklu etkili bir insani yardım nasıl yapılamazsa saha da hareket eden STK lar la işbirliği , tecrübe paylaşımı olmadan da yapılacak insani yardım eksik kalır.
SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara