Dolar

34,9464

Euro

36,7304

Altın

2.990,28

Bist

10.125,46

Türkiye bu yalanı yer mi ?

ABD Dışişleri Bakanı Clinton ile Davutoğlu'nun görüşmesinin ardından 'Suriye'de Kürt devletine izin verilmeyeceği' anlamına gelen bir açıklama yapıldı. Ancak daha bir gün önce Obama'nın danışmanı çok farklı konuşmuştu

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-08-11 19:57:43

Türkiye bu yalanı yer mi ?
ABD KÜRT DEVLETİNE KARŞIYMIŞ !

ABD'nin 'Kürdistan' planı deşifre oldu

ABD Başkanı Obama'nın danışmanı Brennan, Suriye'de "uçuşa yasak bölge" oluşturulabileceğini söylemişti

 

Obama'nın danışmanı ve İsrail çıkışlı bir rapor kafaları karıştırdı. Ankara'nın tüm hesaplarını altüst edecek planı Obama'nın danışmana söyledi.

Türkiye gazetesinden Hayrettin Turan'ın haberine göre ABD, Suriye'de Halep, İdlib, Hama ve Humus gibi Türkiye'ye yakın şehirlerin de içinde bulunacağı "güvenli bölge" oluşturmayı planlıyor.

Kuzey Irak'ta bugün var olan durumun, 1991'den itibaren, "Çekiç Güç" şemsiyesi altında adım adım oluştuğunu belirten dış politika uzmanları, Suriye'nin kuzeyinde oluşturulacak bölgenin gelecekte benzer bir gelişmeye imkan sağlayabileceğine dikkat çekiyor.

Gece-gündüz karadan ve havadan bombalanan, çoluk-çocuk ayırmaksızın sivilleri de hedef alan Suriye'deki insanlık dramının boyutları her geçen gün daha da büyürken, bu katliamlara karşı ilk defa ABD'den müdahale sinyali geldi. ABD Başkanı Barack Obama'nın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Brennan, daha önce Irak'ın kuzeyinde olduğu gibi, Suriye'nin bir bölümünde de "uçuşa yasak bölge" oluşturulmasının uzak ihtimal olmadığını söyledi. ABD'nin ilk defa dillendirdiği bu açıklama ile; Esad'ın hava saldırılarının durdurulması, muhaliflerin elinde bulunan Halep, İdlib, Hama ve Humus gibi Türkiye'ye yakın şehirlerin de içinde bulunacağı "güvenli bölge" oluşturulmasının hedeflendiği belirtiliyor.

Bilindiği gibi; 1991 yılında Saddam Hüseyin'in Kürtler'e kimyasal silahlarla saldırıp 5.500 kişiyi öldürmesinin ardından ABD, Kuzey Irak'ta "uçuşa yasak bölge" ilan etmişti. 36. paralelin kuzeyini kapsayan bu bölgede hava güvenliğini sağlamak üzere de "Çekiç Güç" oluşturmuştu. Şimdi de Suriye'nin kuzeyinde benzer bir "uçuşa yasak bölge" oluşturularak, Suriye ordusunun devam eden katliamlarının önlenmesi planlanıyor. Kuzey Irak'ta bugün var olan durumun, 1991'den itibaren, "Çekiç Güç" şemsiyesi altında adım adım oluştuğunu belirten dış politika uzmanları, Suriye'nin kuzeyinde oluşturulacak "uçuşa yasak güvenli bölge" uygulamasının, gelecekte benzer bir gelişmeye imkan sağlayabileceğine dikkat çekiyor.

John Brennan'ın bu açıklamasının ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın Suriye krizini görüşmek üzere yarın Türkiye'ye gerçekleştireceği ziyaret öncesine denk gelmesi dikkat çekti. Brennan, Suriye'deki krizle ilgili olarak ABD'nin bütün senaryoları gözden geçirdiğini söyledi. Bu konuda birçok seçenek üzerinde durulduğunu ifade eden Brennan, "ABD bu konuyu ciddiyetle inceliyor. Avantaj ve dezavantajları değerlendiriyor" dedi.

Kürt devleti İsrail'in çıkarına

Habertürk'ten Kasım Cindemir yine çok konuşulacak bir raporu gündeme getirdi. Haberde Kudüs çıkışlı bir raporda da "Dağılmış 35 milyon Kürt en az bir devleti hak ediyor. Zemin var. K. Irak'ta Kürt devleti İsrail'in çıkarına" denildi. Raporu yazan eski istihbaratçı Jacques Neriah, "Türkiye K. Irak'ta devlete eskisi gibi tepkili değil. Ancak bu Suriye'de değişebilir." dedi.

ABD’de Obama yönetiminin terörle mücadele danışmanı John O. Brennan, Washington’ın, Suriye’nin kuzeyinde uçuşa yasak bölge kurma olasılığını değerlerdirdiğini söyledi.

DAVUTOĞLU NE SÖYLEDİ

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile Suriye'de geçiş sürecinin en kısa sürede tamamlanması ve bu geçiş sürecinde herhangi bir güç boşluğunun oluşmaması konusunda da mutabık kaldıklarını belirterek, ''Böylesi bir güç boşluğundan istifade etmek isteyen başta PKK olmak üzere terör gruplarına karşı her türlü tedbiri almamız gerektiği konusunda da ortak bir perspektife sahibiz'' dedi.

Ahmet Davutoğlu, Clinton ile tekrar bir araya gelerek son gelişmeleri, Suriye bağlamında, özellikle ele aldıklarını belirterek, Cenevre toplantısı sonrasında çok önemli gelişmeler yaşandığını ifade etti.

Davutoğlu, ''Maalesef Cenevre'de mutabık kaldığımız geçiş planı çerçevesinde çalışmaları yürüten Kofi Annan'ın istifasından sonra diplomatik çalışmalarda çok ciddi bir kesinti durumu ortaya çıktı. İsterdik ki, uluslararası toplum, bu konuda tek bir vücut halinde hareket edebilsin ve alanda gittikçe kötüleşen duruma müdahil olabilsin. Ancak maalesef Kofi Annan'ın istifası diplomatik çalışmaların alandaki duruma yansımasını etkilemektedir'' diye konuştu.

Alanda insani durumun gittikçe daha vahim bir hal aldığını ifade eden Davutoğlu, bugün bu konuda geniş bir görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.

Bugün itibariyle Türkiye'ye sığınan mültecilerin sayısının 55 bini aştığını ve her gün 2-3 bin mültecinin Türkiye sınırından buraya giriş yaptığını bildiren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Biz her zaman söyledik; Suriye'den gelen dostlarımız, kardeşlerimiz Türkiye'de kendilerini evinde hissedecek şekilde imkanlarımızı seferber ettik, ediyoruz. Ancak bu mülteci sayısındaki artış, Suriye'de insani durumun ne kadar kötüleşmiş olduğunun açık bir göstergesi. Tabii bu yükün üstlenilmesi konusunda uluslararası toplumdan çok daha geniş bir dayanışma beklediğimiz de açık... Yine Suriye'deki durumun bu hali, bu kötü gidişi devam ettiği sürece insani durumun kötüleşmesini de göz önüne aldığımız için biran önce Suriye'de bu insanlık trajedisine son verecek kararlı adımların atılması en temel dileğimiz...''

-''Halep'teki gelişmeler hepimize kaygı veriyor''_

Ahmet Davutoğlu, Halep'teki gelişmelerin kendilerine kaygı verdiğini dile getirerek, Halep'te yerleşik mekanlara hava kuvvetleri ile yapılan saldırıların hem büyük bir insan katliamına hem de büyük bir tarih katliamına yol açtığını söyledi.

Uluslararası toplumun artık bu katliama açık ve net bir bir şekilde ''dur'' diyecek adımları atması gerektiğini belirten Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Biz Clinton ile birlikte bu konuları, birlikte atılabilecek adımları geniş bir çerçevede ele aldık. Ayrıca, Suriye'de geçiş sürecinin en kısa sürede tamamlanması ve bu geçiş sürecinde herhangi bir güç boşluğunun oluşmaması konusunda da mutabık kaldık. Böylesi bir güç boşluğundan istifade etmek isteyen başta PKK olmak üzere terör gruplarına karşı her türlü tedbiri almamız gerektiği konusunda da ortak bir perspektife sahibiz. Gerek Türkiye'nin gerek ABD'nin bu konuda atacağı adımlar çerçevesinde ortak çalışmalar yapma kararlılığı var. Önümüzdeki dönemde Suriye'deki gelişmeleri yakından takip edeceğiz. Bütün ekiplerimizle birlikte ortak değerlendirmeler yapacağız. Ayrıca, önümüzdeki dönemde yine BM Genel Kurulu'nda, BM Güvenlik Konseyi'nde ve Suriye'nin Dostları Grubu olarak atacağımız adımları da bugün gözden geçirdik. Dolayısıyla hem alandaki gelişmeler hem insani durum hem de diplomatik çabalar hususunda çok kapsamlı bir istişare imkanı oluşturdu bu ziyaret.. Bundan sonra da istişarelerimizi daha yakından telefonlarla ve gerekirse bizzat bir araya gelerek sürdürme kararlılığını da ifade ettik.''

Davutoğlu, diğer bölgesel konuları da ele aldıklarını belirtti.

AA

SON VİDEO HABER

Emlakçılar arasında silahlı çatışma: 2 ölü

Haber Ara