Dolar

34,9473

Euro

36,7212

Altın

2.977,61

Bist

10.125,46

Libya'daki seçimde kaybeden kim, kazanan kim?

Libya’daki seçimleri İslamcılar kaybetti mi? Liberal olduğu ifade edilen Mahmud Cibril’in yüksek oy almasının sebepleri ne?

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-07-13 13:11:10

Libya'daki seçimde kaybeden kim, kazanan kim?
Libya’da diktatör Kaddafi sonrası yapılan özgür seçimlerin sonuçları tam olarak açıklanmadı. Ancak şu ana kadar gelen sonuç bilgileri üzerinden bir analiz yapan Lokman Doğmuş, seçim sonuçlarını nasıl okumak gerektiğine dikkatleri çekiyor:

Libya'daki Seçim Sonuçlarını Nasıl Okumalı?

Lokman Doğmuş'un değerlendirmesi ;

Libya'da 7 Temmuz 2012'de "Mu'temer Vatani" (Millet Meclisi/Kurucu Meclis) seçimleri yapıldı. 3 Ağustos 2011 geçici anayasasına göre, 200 kişilik meclisin başlıca yükümlülükleri anayasayı hazırlayıp referanduma sunmak ve bu anayasaya uygun olarak 180 gün içerisinde yapılacak parlamento seçimlerine hazırlık yapmak. Buna binaen cumhurbaşkanı seçilecek ve yine geçici bir hükümet kurulacak.

Seçimin olaysız geçmesi büyük bir başarıdır. Seçim ile yeni bir meclis oluşacak ancak bu meclisin bütün sorunları çözecek bir hükümet kuracağını düşünmemek gerekir. Aksine hükümet yeniden kurulana kadar harcanacak zaman bu sorunların daha da ertelenmesine neden olacak. Buna rağmen hali hazırdaki meclisten en büyük farkı, seçim ile belirlendiği için daha güçlü bir meşruiyet temeline sahip olması.

Oyların büyük bir kısmının sayıldığı bazı bölgelerde siyasi oluşumların aldıkları oy oranları şu şekilde:






İslamcılar Gerçekten de Kaybetti mi?

Oy sayımından kısa bir süre sonra medyada, liberallerin kazandığı ve İslamcıların kaybettiği neredeyse kesin bir dille söylenmeye başlandı. Oysa bu öngörüler sadece parti listelerinden seçime girenler açısından dikkate alınabilir. Parti listelerinden seçilecek 80 kişi Mahmud Cibril'in kurduğu birlik üyesi olmadığı gibi kalan 120 bağımsız adayın hangisinin hangi akıma yakın olduğunu kestirmek de şimdilik oldukça zor. İhvan-ı Müslimin'e yakınlığı ile bilinen Hizbul Adalet ve’l Bina, bu nedenle kesin sonuçlardan sonra çoğunluğun kendilerinde olacağını iddia edebiliyor. Parti başkanı Muhammed Savan yaklaşık 15'i parti listesinden olmak üzere toplam 40 koltuğu kazanacaklarını söylüyor. Savan, bunun yanında 20'ye yakın bağımsız adayın da kendilerine katılmak için girişimde bulunduğunu söyledi. Buna karşılık Mahmud Cibril'in liderliğindeki birliğin 45 koltuğu kazanacağı söyleniyor. Bu durumun oluşmasında birincil etken Libya'daki bu ilk seçime özgü sistemin kendisi.

Seçime katılan 130'a yakın siyasi oluşumun içinden en çok oy alanların başında Tehaluf Kuval Vataniyye (Milli Güçler Birliği) geliyor. Mahmud Cibril ve Ali Tarhuni taraftarlarının oluşturduğu 58 partinin seçim ittifakı ile bir araya gelmiş partiler bloğu. Mahmud Cibril devrimden önce Kaddafi döneminde dört yıl ekonomi bakanlığı yapmış. Devrimden hemen sonra ise Kaddafi sisteminden ayrıldığını açıkladı ve muhalif saflarda özellikle diplomasi ve dış ilişkiler ile ilgilendi. Hatta Libya'da az bulunmakla eleştirildi. Cibril, medyada söylendiği gibi liberal ve seküler bir birlik, ideolojik bir hareket olmadıklarını söylüyor. Hatta İslam’ı, yasamanın temel kaynağı olarak alacaklarını söylüyor. Oysa daha önceki konuşmalarında Türkiye'deki laikliği övdüğü biliniyor. Federalizme karşı ve ademimerkeziyetçidirler. Buna rağmen federalizm yanlılarının Cibril'in kazanmasından memnun oldukları söyleniyor.

En çok oy alan bir diğer oluşum da Hizbul Adalet ve’l Bina (Adalet ve İnşa Partisi). Libya İhvan-ı Müsliminine yakın olan parti. Parti başkanı Muhammed Savan. Siyasi sorumlusu İmad el Bennani'dir. Daha önce yaptıkları açıklamalarda İhvan sorumluları Türkiye ve Malezya örneklerinden yararlanılabileceğini söylemişti. Tunus ve Mısır'daki İhvan başarısının bölgede bir insicam yaratacağını söyleyen parti liderleri Libya İhvanı'nın Mısır İhvan-ı Müslimini ile organik bir ilişkisinin olmadığını iddia ediyor.

Bu iki oluşumun dışında yüksek oy alması beklenen iki parti daha bulunuyor. Kaddafi döneminde ve savaş esnasındaki mücadeleleri ve verdikleri bedeller nedeniyle teveccüh kazanacağı düşünülen Abdulhakim Belhac liderliğindeki Hizbul Vatan ve İbrahim Sahd'ın liderliğindeki Hizbul Cebhetil Vataniyye düşük oy aldılar.

Mahmud Cibril’in Yüksek Oy Almasındaki Faktörler


Cibril liderliğindeki Tehaluf Kuval Vataniyye’nin seçime katıldığı bölgelerde yüksek oy almasının bilinen bazı sebepleri var. Öncelikle Cibril, devrimin başından beri muhalif saflarda yer aldı. Ülkenin tamamen Kaddafi güçlerinden alınmasından sonra istifa edeceğini söylemiş ve gönülsüz de olsa bu sözünü yerine getirmişti. Aday olmak için belirlenen şartlar nedeniyle Cibril de aday olamadı ancak istifa etmiş olması daha sonra seçim için faal olarak çalışmasına imkan hazırladı. Cibril, adaylığını koymasa da Milli Güçler Birliğini kurarak şehir şehir dolaşıp propaganda yaptı. Böylece hem ilk başta Meclis ve ilk hükümette Başbakan düzeyinde çalışmanın kendisine kazandırdığı itibarı kullandı hem de beraber yola çıktığı muhalifler mecliste çalışırken o propaganda için mesai harcadı. Kendisi aday olmadığı halde her yerde onun resmi ve ismi vardı. Hatta bazı seçmenlerin Cibril'in bağımsız aday olduğunu düşünerek oy verdiği iddia ediliyor.

Kabilevi sebeplerin de Cibril'in yüksek oy almasında katkıda bulunma ihtimali yüksektir. Cibril, Verfelle kabilesinden. Bu kabile Kaddafi’ye destek veren ve bir milyon kişi olduğunu iddia eden bir kabile. Bu durum oy almasında etkili olduğu gibi kabilenin de yeni döneme adapte olmaya karar verdiğini gösteriyor.

Cibril'in kendisinden kaynaklanan bu faktörlerin yanında rakiplerinin de bilinen bazı özellikleri oylarını yükseltti. Örneğin selefilerin devrimin başından beri mezar yıkmaya başlamaları ve Bingazi'de bazı kadın güzellik salonlarının kundaklanması İslamcıların şeytanlaştırılmasını kolaylaştırmış ve bazı seçmenleri etkilemiş olabilir. İhvan'ın kötülenmesi, dış destekli olduğu şeklindeki propaganda ve bu şeytanlaştırma yüzünden seçmen selefiler ile İhvan arasındaki farkı göremedi.

İslamcıların partilerinin ve adaylarının tanınmamış olması, yeterli propaganda yapmamaları, tecrübesizlikleri ve bölünmüşlükleri de etkili faktörlerdir. Cibril, 58 partiyi bir araya getirirken İslamcılar altı ayrı parti ve çok sayıda bağımsız aday ile girdiler. Tecrübesizliklerinin temel nedeni ise devrim öncesi baskı dönemidir. Devrimden önce muhalefeti fiili olarak yok eden bir sistem olduğu unutulmamalı. Hizbul Vatan Partisi başkanı Abdulhekim Belhac 8 yıl tutuklu kalmış. İhvan on yıllar boyu yurt dışında gizlice toplanabilmiş. İnkaz'ın çok sayıda üyesi idam edilmiş. Bu örgütlerin savaş boyunca da çok sayıda elemanı cephede öldürüldü. Örgütlenme ve propaganda için yeterli imkân ve vakit bulunmadan seçime katıldılar. Seçim propagandası konusundaki tecrübesizlikleri de buna katkıda bulundu. Nitekim Hizbul Adalet ve’l Bina partisi başkanı Muhammed Savan seçim propagandası esnasında aday olmadığı halde Cibril'in resmini kullanan Milli Güçler Birliğinin bu yönteminin doğru olmadığını ve İslam’ı referans olarak kabul ettiğini söyleyen birliğin seçim başarısının ertesinde kendisini liberal olarak lanse ettiğini söyledi.

Ayrıca İslamcılarla liberallerin bu seçimde tam olarak karşı karşıya geldiği söylenemez. Neredeyse tüm partiler İslam'ı yasamanın referansı olarak alacaklarını açıklamış durumda. Cibril de laiklik vb iddiaları İslam karşıtlığı anlamında dile getirmedi hatta İslam şeriatına bağlı olduğunu açıkladı. Bu da seçmenleri adayların İslam'a yaklaşımlarından çok diğer etkenleri göz önünde bulundurarak oy vermeye itti.

Sonuç

Henüz sayım tamamlanıp kesin seçim sonuçları açıklanmadı. Şu ana kadarki sonuçlara bakarak şu veya bu kesimin çoğunluğu sağladığını iddia etmek doğru değildir. Devrim öncesi ve savaş boyunca fedakârca mücadele eden oluşumların seçimde beklenen düzeyde destek görmemesi yaşanan tüm sürecin lanetlenmesine sebep olmamalı. Seçime giren her oluşum kazanmayı bekler ancak kaybetmeyi de göze alır. Meşru bir sistemin kurulup işlemesi için mücadele eden ve bu uğurda çok büyük bedeller ödeyen Libya halkının meşru ve uygun bir seçim sisteminin uygulanması halinde zamanla en iyi kadroları seçeceğine dair umudu korumak gerekiyor. (haksözhaber)




Haber Ara