İzleyici bu tür filmlerin sonunda, “Acaba polis gerçek hayatta da bu tür operasyonlar yapıyor mu?” sorusunu aklına getirebilir. Bu soruya verilebilecek en güzel cevap, İzmir’de üç yıl önce önemli bir suç örgütüne yapılan ve Anafor adı verilen müthiş operasyon olurdu sanırım. İşte filmlere dahi konu olabilecek o müthiş operasyonun bugüne kadar bilinmeyen ayrıntıları:
İzmir’in kabusu olmuşlardı
2000’li yılların başında Ege Bölgesi’nde cinayet, adam yaralama, gasp, çek-senet tahsilatı, kumar, tefecilik ve şantaj gibi birçok suça adı karışan ve liderliğini Ege’nin Efesi lakabıyla tanınan Ahmet Tekin Baykal’ın yaptığı çete, özellikle İzmir ve Kuşadası’nda halkın adeta korkulu rüyası haline gelmişti. Mağdurların şikayetçi olmaktan korkması, şikayetçi olanların da sindirilmesi çetenin korku imparatorluğunu daha da büyütüyordu. Dönemin İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın şüphelilerin adalet önünde hesap vermesi için özel bir ekip kurulmasına karar verdi.
Ajan polisler devrede
2007 Mart ayında soruşturmaya başlayan 40 polis, haftalarca süren araştırma ve teknik takibin ardından, Baykal ve adamlarının karıştığı suçlarla ilgili toplanan delillerin yetersiz olacağı kanaatine vardı. Böylece çetenin çökertilmesinde içeriden alınacak bilgiler çok önemli hale gelmişti. Ancak çete üyeleri, karıştıkları olayları aileleri dahil hiç kimseyle paylaşmıyorlardı. Bunun üzerine Çapkın ve ekibi, operasyonda ajan polislerin devreye sokulmasını istedi.
Urfa’dan kadın polis görevlendirildi
Polisin öncelikli hedefi, Kuşadası’nda açtığı kafeden çeteyi yöneten Baykal’dı. Bu nedenle kafeye önce 20’li yaşlarda iki genç polis memuru müşteri olarak gidip gelmeye başladı. Amaç çete üyelerinin güvenlerini kazanıp içerden bilgi toplamaktı. Ancak Baykal’ın adamları, iki genç polisten şüphelenince, operasyona zarar vermemek amacıyla polisler geri çekildi.
Bir süre sonra biri kadın iki ajan polisin sevgili rolünde kafeye giderek, çeteye sızması planlandı. Ancak birçoğu Doğu şiveli çete üyelerinin dikkatini çekmemek ve daha çabuk güven sağlamak amacıyla ajan polislerin ikisinin de Doğu şivesiyle konuşması önemliydi. İzmir’de özel eğitimli kadın polisler arasında bu özelliğe sahip biri bulunamayınca, Şanlıurfa Emniyet Müdürlüğü’nden özel istekle bir kadın ajan polis İzmir’de görevlendirildi. Operasyonda izlenecek yol iki polise haftalar süren eğitimle aktarıldı. Hayati tehlikelerinin bulunması dışında hiç kimseye kimlikleri konusunda bilgi vermemeleri, meslektaşlarıyla yaptıkları görüşmeleri en aza indirmeleri, emniyet binalarından uzak durmaları, aileleri ve yakınlarını gün içerisinde telefonla aramamaları konusunda uyarılarda bulunuldu. Polislere takip süresince kullanacakları yeni cep telefonu numaraları verildi.
Polisler aylarca sevgili rolü oynadı
Üstlerinin talimatı doğrultusunda sevgili rolüne giren iki polis, yaklaşık 3 ay günaşırı çetenin bir arada olduğu kafeye giderek hem personel hem de Baykal’ın silahlı korumalarıyla diyalog kurmaya başladı. Hiçbir şüphe çekmeyen sevgili rolündeki ajan polisler, tanıştıkları kişilere nişanlı olduklarını ve evlilik hazırlığı yaptıklarını söyledi.
Kafenin değişmez müşterileri haline gelen ajan polisler, bir süre sonra kendilerine, “Ne zaman evleneceksiniz?” diye soranlara, işsiz olduklarını ve düğün için gerekli parayı toplayamadıklarını söylemeye başladı. Bunun üzerine çete üyesi kafe müdürü, aylardır tanıdığı ve güvenmeye başladığı erkek ajan polisi işe alması için Baykal’ın yanına götürdü. Çete lideri, ajan polisin kafede garson olarak işe başlamasına izin verdi.
Garsonluk yapıp bilgi topladı
Kısa sürede çetenin içine sızmayı başaran erkek ajan polis, bir yıl süreyle her sabah garson olarak işbaşı yaptı. Kafeye gelen müşterilere çay, kahve taşıyıp konuşulanlara kulak kabarttı. Akşam ise kafeye gelenleri, konuşulanları, Baykal’ın çevresindeki tüm isimleri rapor halinde üstlerine bildirdi.
Ajan polislerin operasyon sürecinde aktardığı bilgilerle örgütün şeması ve karıştıkları eylemler tek tek tespit edilmeye başlandı. Ancak elde edilen bilgiler sadece anlatımlara dayalı olduğu için somut delillere ihtiyaç duyuluyordu. Bu nedenle erkek polisin Baykal’a daha da yakın olması şarttı. Buna rağmen ajan polis, korumalarla kurduğu samimiyeti çete lideriyle geliştirememişti. Çünkü çete lideri, örgütün diğer üyeleri dışında hiç kimseyle görüşmeye yanaşmıyordu. Bu nedenle çetenin eylemlerinin konuşulup, kararların alındığı kafenin özel bölümüne giremiyordu.
Operasyon ertelendi
Soruşturmanın başlamasından 14 ay sonra elde edilen bilgiler ışığında operasyonun biran önce yapılması kararı alınırken, çete liderinin korumalarından biri hakkında çıkarılan yakalama emri nedeniyle cezaevine girdi. Ajan polis, üstleriyle yaptığı görüşmede çete liderinin koruması olabileceğini ve böylece daha etkili deliller toplayacağını söyleyerek, operasyonun süresinin uzatılmasını istedi. Savcılık ve emniyet, soruşturmayı 1 yıldır başarıyla yürüten polisin uyarılarını dikkate alarak operasyonu erteledi.
Önce garson sonra koruma oldu
Ajan polis vakit kaybetmeden yakın olduğu çete üyelerine Baykal’a korumalık yapabileceğini söyledi. Teklifin iletildiği çete lideri, kafesinde garsonluk yapan ajan polise, “Uzun süredir bizimle çalışıyorsun. Sana güveniyorum. Umarım bir sıkıntı yaratmazsın” diyerek korumalığa kabul etti.
Çete liderini her sabah diğer korumalarla birlikte yaşadığı malikaneden alan ajan polis, gece geç saatlere kadar gölge gibi peşinde dolaştı. Zaman zaman mahkeme kararıyla ortam dinlemesi de yapan polis, bu sayede çetenin, bazı emekli üst düzey askerler, polisler, hukukçular ve işadamlarıyla irtibatları olduğunu ortaya çıkardı. Baykal’ın korumalığını 6 ay süreyle devam ettiren ajan polis, bir yandan çetenin karıştığı suçları önlemeye yönelik çalışma yaparken, diğer taraftan çeşitli suçlara ilişkin delilleri de tek tek topladı.
Garsonluk ve korumalıkla geçen 1,5 yılın ardından çeteyle ilgili çok önemli bilgi ve delillere ulaşılması üzerine İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, operasyonun yapılması için talimat verdi. Operasyon kararı ajan polislere emniyete çağırılarak bildirildi. Kadın ajan polis, operasyon öncesi Kuşadası’ndan ayrılırken, diğer ajan ise Baykal’ın şüphelenmemesi için annesinin rahatsız olduğunu ve memlekete gitmesi gerektiğini söyledi.
Sabaha karşı Skorsky'li operasyon
Ajan polisin izin aldığı günün sabahında, 500’e yakın polis 12 ayrı şehirde 100 ev ve 35 işyerine eş zamanlı operasyon düzenledi. Baykal, malikanesine skorsky helikopterle operasyon yapan özel harekat polisleri tarafından gözaltına alındı.
510 yıl hapis cezası istendi
Soruşturma kapsamında büyük bir başarıya imza atan iki ajan polis, Baykal’a yöneltilen 59 ayrı suçtan 36’sını delillendirmeyi başardı. Hazırlanan iddianamede çete lideri hakkında savcılık 510 yıl hapis cezası talep etti. Geçtiğimiz Mayıs ayında tamamlanan yargılanması sonucu Ahmet Tekin Baykal, 70 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Çetenin diğer üyeleri ise 3 yıldan 52 yıla kadar değişen hapis cezalarına çarptırıldı.
Operasyonun mimarlarından olan iki polis ise 1,5 yıl sürdürdükleri rollerinde büyük bir başarıya imza attıkları için Emniyet Genel Müdürlüğü’nce 24 maaş taltifle ödüllendirildi.
Özcan Deniz’in vurulması da dosyadaydı
Sanatçı Özcan Deniz’in vurulması olayı da Ahmet Tekin Baykal’a yöneltilen suçlamalar arasındaydı. Ancak yapılan yargılama sonucu Baykal’ın bu olayla ilgisinin bulunduğu yönünde delillere ulaşılamadı. Mahkeme Baykal’ın bu suçlamadan beraatına karar verdi.
Tatlıses de suçlanıp beraat etmişti
Anafor iddianamesi kapsamında İbrahim Tatlıses hakkında çete üyeleriyle birlikte kumar oynattığı gerekçesiyle hapis cezası talep edilmişti. Ancak Tatlıses yapılan yargılama sonucu beraat etmişti
hürriyet