'Bu çanta beni bitirdi'
'Post modern' darbe sonrası batan Egebank'tan para dolu çanta ile çıkan ünlü reklamcı, film gibi çöküşün enkazında kaldı! Adı 'çuvalcı' ve 'hortumcu'ya çıkan Nail Keçili, o çantayı göstererek 'Bunun içine milyon dolarlar nasıl sığar' diye sordu
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-07-02 11:43:52
İttihat ve Terakki'nin ünlü fedailerinden... Teşkilat-ı Mahsusa'nın kurucu komutanlarından. Mustafa Kemal'e suikast iddiasıyla yargılandı. İdam edildi.
Baba, NADİR KEÇİLİ...
Celal Bayar ve Adnan Menderes'in arkadaşıydı. Demokrat Parti'ye yakın işadamıydı. 27 Mayıs darbesinin ardından ofisinde kendini astı...
Torun, REKLAMCI NAİL KEÇİLİ...
Cen Ajans/Grey'in sahibi Nail Keçili, Kasırga Operasyonu'nda HORTUMCU ilan edildi. Ankara Ulucanlar Cezaevi'ne gönderildi. 9 ay yattı.
Kimseye derdini anlatamadı. Tutuklu kaldığı cezaevinde tam 74 yıl önce DEDESİ Nail Bey asılmıştı!
Geçtiğimiz hafta Güneş Taner'le konuşmuştum.
Taner'in "Derviş, IMF'den 40 milyar dolar aldı getirdi. İyi ama bu paralara nereye gitti? Batık bankalara neden dağıtıldı? Bu kararı kim neden, nasıl verdi?" diye sorunca 28 ŞUBAT ve sonrasında BATAN BANKALARI ve giden paraları konuşmak şart oldu. HORTUMCU diye içeri atılan ve 1.5 yıl yatan ünlü reklamcı Nail Keçili de YENİ BERAAT etmişti. Yargıtay suçsuz olduğunu onamıştı! Hayatı filmlere konu olacak Nail Bey'le Bebek'te buluştuk. Hayatını konuştuk.
Yükseliş ve çöküşü anlattı. Hem en samimi cümlelerle... İşte size beyaz perdede görsek "Hadi canım abartmışlar" diyeceğimiz bir öykü...
İçinde kim yok ki: Turgut Özal, Demirel, Ecevit, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Sadettin Tantan, Aydın Doğan, Dinç Bilgin, Cavit Çağlar, Nuh Mete Yüksel...
İşte size GERÇEK bir öykü...
NAİL KEÇİLİ KİM?
1970-2000 yılları arasında 28 şirketi olan ve yanında 2.500 kişi çalıştıran biriydim. Bu süre içinde devlete 3.8 milyar dolar vergi ödedim. Şimdi ise nasıl yaşadığıma şaşırıyorum. Şu an bir şirketim ve 20 çalışanım var.
ÇÖKÜŞ NASIL BAŞLADI?
Sadettin Tantan'ın koyduğu kurallar çerçevesinde Boğaz'da mekanlar saat 24:00'da kapanıyordu. Yani sesi kısılıyordu. Ses duvarı yapılsa da sıkı denetim vardı. Şimdi Reina olan mekanın önceki ismi Havana'ydı...
O dönem işlerim çok iyiydi.
Sektörün dev ismiydim.
22 çok önemli Amerikalı işadamı kendi jetleriyle İstanbul'a geldi. Yemek için HAVANA'ya geçtik. Saat 24.00 gibi polis içeri girip kimlik soruşturması yaptı.
Adamlar lüks otellerde kalıyordu. Kimsenin de yanında kimlik falan yoktu!
Toplayıp nezarete götürdüler adamları.
Çıldırdım. Kimseye derdimi anlatamadım..
KASITLI MI YAPILDI BU?
Sanmıyorum ama sonuç kötüydü. Tantan'ın koyduğu kurallar meyvesini vermişti! Amerikalı'ya bunu anlatamazsınız. Ben de anlatamadım.
TANTAN'LA HUSUMET Mİ VARDI?
Özal'a danışmanlık yaptığım için KÜRT meselesinde haliyle görüşlerimiz oluyordu. Zaten Özal bu sorunu bitirmek için çok çalıştı. Zamanla ben de tehditler almaya başlayınca otomobilimi ZIRHLI hale getirdim. Sanıyorum Tantan'ın evinin önünden geçerken "Kim bu adam?" diye soruyormuş!
Yaşantımla dikkat çektiğimi biliyordum. Kıskananların da olduğu aşikardı. Ama bu benim hayatımdı.
İstediğim gibi yaşadım...
BENİM AKLIMDA HEP O EGEBANK'TAN ÇIKARKEN YAYINLANAN İÇİ PARA DOLU ÇANTA FOTOĞRAFI VAR. NEYDİ O ALLAH AŞKINA?
Benim sonumu getiren fotoğraftı. Kimseye derdimi anlatamadım Kimse de dinlemedi zaten. Murat Demirel'in avukatı Aydoğan Semizer bir gün beni arayıp "EGEBANK'ta sizinle çalışmak istiyoruz" dedi.
Türkiye'nin en büyük reklamcısı bendim. Bu teklif gayet doğaldı. Ama ben ne bankayı ne de Demirel'i tanıyordum. Görüşmeye gittim. İnanılmaz uçuk bir fiyat söyledim. İş olsun istemiyordum.
Ne hikmetse hiç düşünmeden "EVET" dediler... Her PARTNERLE olduğu gibi Murat Demirel'le de sık sık görüşüp yemek yiyorduk.
ÇUVALLA GÖTÜRDÜĞÜNÜZ PARALAR!
Polis kayıtlarında da görüldüğü gibi o gün saat 17:30'da girdiğim bankadan saat 19:30'da çıkmışım. Görüntülerle sabit. Elimde de şu gördüğünüz çanta var. ( Kahverengi eski ve dar bir çanta) Bu KARE kabusum oldu! Bankadan çıkış anım görüntülenip el altından MİLLİYET'e sızdırıldı. Sızdırılacak bir şey yoktu ama gazetenin bunu haber yapacağını öğrendim...
EEE NE YAPTINIZ?
Hemen Aydın Doğan'ı aradım.
Yıllarca birlikte çalışmıştık. Doğan Grubu'na yılda ortalama 200 milyon dolar REKLAM getiriyordum.
Katkım çok büyüktü yani... Aydın Bey "Konuşup hallederim. Merak etme sen" dedi. Ertesi gün bir baktım manşetteyim... Fotoğraf bir yana ifadeler çok daha vahimdi! Yok çöp torbalarıyla sabaha kadar para götürmüşüm, yok bankayı boşaltmışım... Beynimden vurulmuşa döndüm...
YAYIN BU KADAR MIYDI?
Olur mu hiç! İfadelerimi çarpıtmak için ellerinden geleni yapıyorlardı. "Hani Demirel'le dost değildin" diye bir fotoğraf daha yayınladılar. Fotoğraf EGEBANK'ın Marmaris'te bir toplantısında çekilmişti. Karede Demirel'in hemen yanında oturan KENAN EVREN PAŞA kesilip atılmıştı. KADRAJ konuşuyordu anlayacağın...
Oya ben asıl Evren Paşa ile samimiydim.
DAHA SONRA NELER OLDU?
Murat Demirel bankayı boşaltınca bizim de başımız belaya girdi. Ankara'da mahkemeye çıktım. Savcı Nuh Mete Yüksel'di. Hiç dinlemedi beni.
İşim ve banka İstanbul'daydı ama ben Ankara'daydım. Dinlemeden tutuklayıp içeri attı. Tam 9 ay Ulucanlar Cezaevi'nde kaldım. 9 ayın sonunda NUH BEY "Sizin burada olmamanız gerekirmiş" deyip İstanbul'a yolladı.
İSTANBUL'DA SİZİ BEKLEYEN NEYDİ?
Ne olacak HAPİS... Ercan Cengiz de dinlemeden içeri attı!
Kartal'a gittik. Kabus gibiydi. Akşam saat 18:00'de cezaevine gelmesi gereken müdür servis geciktiği için işe geç gelmişti ve çok öfkeliydi. O gece beni HÜCREYE attı. Hayatımın en zor gecesiydi. Ölüm gibiydi!
NE KADAR KALDINIZ ORADA?
Ertesi sabah Cavit Çağlar ortalığı ayağa kaldırdı. Beni çıkarıp onun yanına verdiler.
PEKİ MİLLİYET'TE O HABER YAPILIRKEN AYDIN DOĞAN'IN GERÇEKTEN SİZİN İNFAZINIZI ÖNLEYEMEDİĞİNİ Mİ DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Vallahi yorum yapamam. Ama sen gazetecisin. Gerçeği en az benim kadar bilirsin! O günkü yayın müdürü Yalçın Doğan'ı arayıp, söylediğini iletti.
İnanmak durumundaydım...
YILDA 200 MİLYON DOLAR AKITTIĞINIZ DOĞAN GRUBU YA DA AYDIN BEY NEDEN SİZE CEPHE ALDI?
Bunu yıllardır düşünüyorum.
Ama tek Aydın Bey değildi ki...
BAŞKA KİM?
İçerideyken başından beri olduğum TÜSİAD bana mektup gönderdi.
Ben onlara göre suçluydum. Hiç düşünmeden istifa ettim. Ama en çok kırıldığım bu değildi.
NEYDİ PEKİ?
Ben rahmetli Vehbi Bey ve Suna Hanım'dan çok destek gördüm. İşler Rahmi Bey'e kalmıştı. Birden ilişkileri kesti. Anlam veremedim. Çıktıktan sonra, bunu ilk kez söylüyorum, gidip yalvardım. Ayaklarına kapandım. "En azından birkaç şirketin işini verin" dedim. Ama dinlemedi. İş vermedi!
GÜNEŞ TANER DOĞRU SÖYLÜYOR
PEKİ GÜNEŞ TANER GEÇTİĞİMİZ HAFTA KEMAL DERVİŞ'İN 40 MİLYAR DOLARI BATIK BANKALARA YOLLADIĞINI SÖYLEDİ. NE DERSİNİZ?
Güneş Bey sonuna kadar doğru söylüyor. O paraların hepsi gitti. Kimler zengin oldu ona bakın! 21 banka batarken birileri sıyırdı!
KİM O SIYIRAN?
Bir şey söylemek istemem. Ama yine de 21 banka batarken TEKSTİLBANK'ın çıkışı ilginç!
MURAT DEMİREL KİŞİLİKSİZİN TEKİYDİ
PEKİ MURAT DEMİREL'E DÖNELİM... NASIL BİRİYDİ?
Murat Demirel, KİŞİLİKSİZİN tekiydi. Otoriter bir baba, birçok kız kardeşin arasında büyümüş, annesinin bacakları arasına sığınmış bir adamdı. Hayatı bilmiyordu. Babası okumak için bunu ABD'ye gönderiyor. Babası ABD'deki DOKTORUNU arayıp, "Oğluma sahip çık" mesajı yolluyor. Bizim MURAT kendisine sahip çıkan doktorun KARISINI ayartıp birlikte oluyor. İşte Murat Demirel böyle bir adamdı. Yaptığı her işte KATAKULLİ vardı. Düzgün bir işi yoktu ki. Ben uçak şirketim olan CENAIR'i ona sattım. Kimsenin imzası olmadan bankasından 4 milyon dolar göndermiş! Fütursuzdu. Hortumladığı paraları ne yaptı bilmiyorum inanın!
EN BÜYÜK KAZIĞI DİNÇ BEY ATTI
SANIRIM DİNÇ BİLGİN'DE AYNI HAPİSHANEDEYDİ O DÖNEM...
Evet komşuyduk! Bir süre sonra Dinç Bilgin "İntihar edeceğim" diye notlar yolladı bize.
Tedirgin olduk. Korktuk. Onu da yanımıza aldık.
ÜÇ ÜNLÜ BİR ARADA YANİ!
Evet evet... Biz Cavit Bey'le orada bile keyifli olmaya çalışıyorduk.
Kararmış bir TON BALIĞINI bile seramoniyle yiyorduk. Şölen yapıyorduk kendi aramızda. Hafif yeşillikler ve domatesle süsleyerek. Ama Dinç Bilgin çok renksiz bir adamdı.
Yaşamayı bilmezdi.
NASIL YANİ? SABAH'IN PATRONUYDU DİNÇ BEY!
Tamam ama yaşamdan zevk almayı bilmiyordu.
Yiyip kalkardı. Sohbeti hiç çekilmezdi. Bir gün koğuşu süpürme sırası ona geldi. Tozdan ölüyorduk. Adam hayatında eline hiç süpürge almamış. Süpürdüğü hem onun yüzüne hem bize geliyordu. Aldım elinden süpürgeyi...
İYİ GEÇİNDİNİZ YANİ?
Yok yahu... Bana attığı kazık çok büyüktü. Bir gün kendimi kaybedip boğazına sarıldım. Öldürüyordum. Cavit Bey kurtardı.
Yaşıyorsa ona borçlu...
İÇERİ GİRDİKTEN SONRA İŞLERİNİZ BOZULDU MU?
Önce ortağım GREY bırakıp kaçtı. Ortada suç yokken! Sonra en güvendiğim çalışma arkadaşlarım terk etti. Çöküş başlamıştı. İçerideydim elimden fazla bir şey gelmiyordu.
Çünkü DEVLET benim yatmamı istiyorsa yapacağım bir şey yoktu.
Bunu aileden biliyordum. Çok pahalıya ödemiştik. Kaderime razı olup yattım. Sesimi çıkarmadım. Sadece tutuklama kararı çıktığında tansiyonum düşüp hastaneye kaldırılmıştım. Ama ters etki yaratacak İĞNE ile tansiyonu düzeltip içeri attılar. Ondan sonra hiç hastaneye gitmedim. İçeride sadece bekleyip kitap okudum...
SUÇUNUZ NEYDİ? YANİ SİZE YÖNELTİLEN SUÇ NEYDİ?
Egebank'la çalıştığım için batan bankanın ORTAĞI ve hortumcusuydum! Buna alışmaya çalışırken ETİBANK'a da ORTAKLIK kisvesiyle bulaştırıldım. Reklamcı Nail banka patronu olmuştu! Ama benim haberim yoktu!
SÖZLE OLMAZ Kİ BUNLAR! BİR ŞEY YAPMIŞ OLMALISINIZ!
Dinç Bilgin'in mali işlerine bakan Mustafa Dinçer isminde biri vardı. Bir gün Dinç Bey'le otururken "Senin şu Göcek'teki arazini bize ver de HALKBANK'tan kredi alalım" dedi.
Büyük işler yapıyorduk.
Karşımdaki adam da Dinç Bilgin'di hiç düşünmeden geri alacağımı bilerek İMZA attım.
Meğer o imzayla BİLGİN'in Halkbank'a olan bütün borçlarını üslenmişim! Dinç Bilgin'in en büyük kazığı budur!
Haber Ara