AKP’li Çelik, katıldığı HABERTÜRK yayınında gündeme ilişkin değerlendirmeler bulundu. Suriye’nin uluslararası hava sahasında Türkiye’nin uçağını vurduğuna dikkat çeken Çelik, uçağın keşif uçağı olduğunu ama orada keşif sebebiyle bulunmadığı belirtti. Çelik, Malatya’dan havalandığı andan itibaren uçağın kimliğini belli eden kimlik sisteminin açık olduğunu söyledi. Son dönemde Suriye’nin de Türk hava sahasını ihlal ettiğine dikkat çeken Çelik, bu tür ihlallerin her zaman olabileceğini belirtti.
Bir soru üzerine uçuşlar konusunda bir talimatın olmadığını, buna Genelkurmay Başkanlığı’nın karar verdiğini belirten Çelik, “Ama çok özel, çok istisnai bir durum çıktığında tabi ki siyasi iradeye başvuruluyor” diye konuştu.
Türkiye’nin risk altında olduğunu kaydeden Çelik, “Bütün bir bölgeyi ateşe verebilecek bir katil rejimin kendi halkının katlettiği bir tablo ile karşı karşıyayız ki bu rejim mülteci kamplarına ateş açmış. Tabi ki orada sinek uçsa haberimiz olacak. Uçağımızın orada olması lazım” şeklinde konuştu.
“RUSYA’NIN BU ÇILGINLIĞI YAPMASININ MANTIĞI YOK”
“Uçağı Rusya’nın vurduğu” iddialarının sorulması üzerine Çelik, şu ana kadar hükümetin elindeki bilgilerin bütün detaylarına hakim olmasının söz konusu olmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:
“Bir Rus faktörünün işin içinde olduğu hiçbir şekilde düşünülmüyor. Rusya’nın böylesine çılgınca bir şeye girişmesinin de bir mantığı yok, herhangi bir Rus askeri unsuruyla böyle bir çatışma içerisine girmesinin de imkanı yok. Ben tam tersine şöyle bir şey düşünüyorum; ‘Bir Rus inisiyatifi söz sahibi olsaydı, Rusya, Suriye’nin böylesine irrasyonel bir adım atmasını engellerdi. Çünkü bunun sonuçlarının ne olacağını en çok onlar görür.”
“RUSYA’NIN SURİYE POLİTİKASI DAR BİR KORİDORA GİRDİ”
Rusya’nın Suriye ile ilgili politikasının tamamen dar bir koridora girdiğini, savunulabilir bir politika olmaktan çıktığını dile getiren Çelik, Rusya’nın savunduğu bir rejimin Türkiye gibi bir devlete böylesine bir saldırıda bulunduğunu, bunu desteklemenin de haklı bir tarafının kalmadığını kaydetti.
Rusya’nın Suriye politikasının Rusya-Suriye ilişkisinden öte bir yerde düşünmek gerektiğini belirten Çelik, “Rusya’nın politikası, Rusya’nın yeni dış politika doktrini ile ilgilidir. Bunu kışkırtan bazı durumlar da var. Putin daha birinci başkanlığı döneminde bir dış politika doktrini ortaya koydu o da şu; ‘Rusya bir imparatorluk varisidir, büyümezse küçülür, büyümezse yok olur gibisinden” ifadesinde bulundu.
'KANDİL'İ YOK EDEMEZSİNİZ'
PKKnın kendini okuyamadığını söyleyen Çelik, "Çözüm istenildiğine dair konuşmaların ardından bir saldırı geldi. Bırakın Türkiye'yi okumayı, dağdaki ortamlarını bile okuyamıyorlar" dedi. PKK içindeki grupları güvercin-şahin diye ayırmanın doğru olmadığını söyleyen Çelik, "PKK'nın gerçekten demokrasi mücadelesi verdiğini sanıyorlar. Sanki Kandil'deki odak bu işlerden uzak duruyor, Suriyeli Bahoz Erdal kendi başına harket ediyor. Bu böyle değil. Kandil'deki merkez kendi politikasını yürütüyor. PKK amacı, Türkiye'nin iç siyasetinden ziyade dış siyasetini vurmak yönündedir" diye konuştu. Çelik ayrıca devlet içinde PKK unsunlarını kullanan çeteleşmiş unsurların varlığınıın da altını çizdi.
PKK'nın güvendiğinin Esad ve Suriye olduğunu kaydeden Ömer Çelik, örgütün gücünü Esad'ın işlerini görmek üzere sunduğunu da vurguladı. Çelik, "Ancak Suriye içindeki Kürtler örgütle yanaşık düzen kurmadılar. PKK'nın manevra sahası Esad'ın ömrü ile sınırlı hale geldi" dedi.
Kandil'e girilmesi gerektiğine yönelik yorumları da değerlendiren Çelik, “Tabii ki bütün bir terörist kadroyu yok etmek istersiniz. Kandil'i sadece Türkiye'nin askeri imkanlarıyla değil, ABD'nin, Çin'in, Rusya'nın imkanlarını da koysanız yok edemezsiniz. Oradaki dehlizler, onların bir senelik saklanmalarına yeter. Önemli olan Kandil'e ulaşım yollarını kapamanız. PKK meselesi sadece Türkiye'nin meselesi değil. Değişik dönemlerde değişik hedefler için kullanılan bir örgüt. Farklı yerlerden beslenebilen bir örgüt” şeklinde konuştu.