Tutuklanan Kemal Gürüz kimdi?
Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği tarafından yürütülen post-modern darbe 28 Şubat soruşturması kapsamında ifadeye çağrılan eski YÖK Başkanı Prof. Dr. Kemal Gürüz'ün tutuklandığı bildirildi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-06-25 17:30:51
Sabah saatlerinde Ankara Adliyesi'ne gelen Gürüz'ün ifadesini özel yetkili Cumhuriyet savcısı Kemal Çetin aldı. Üç saat süren ifadenin ardından Gürüz, savcı Çetin tarafından tutuklanma talebiyle Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesine sevk edilmişti.
Yurtdışından dün Türkiye'ye dönen Gürüz, "Alnım açık, başım dik. Türk devletin yücelmesi, Türk milletinin mutluluk ve refahının artması, Türk milletinin uluslararası camianın saygın ve seçkin bir üyesi olması için gururla çalıştım. Bir kuruş bana isnat edilmiş yolsuzluk iddiası yoktur. Kanun dışı hiçbir şey yapmadım. Ne 28 Şubat'tan haberim var, ne de ne olduğundan" ifadelerini kullanmıştı.
KEMAL GÜRÜZ KİMDİR?
28 Şubat sürecine ilişkin oparasyonda gözaltına alınan Kemal Gürüz kimdir? Kendisine neden 'üniformalı sivillerin paşası' ünvanı verilmiştir?
ODTÜ Kimya Mühendisliği bölümünü bitiren Kemal Gürüz, yurt içi ve yurt dışında yaptığı çalışmaların ardından KTÜ Rektörlüğü ve TÜBİTAK Başkanlığı görevini yürüttü.
6 Aralık 1995 tarihinden 2003 yılına kadar da 2 dönem YÖK Başkanlığı görevini yürüttü. Bu kitabi bigilere göre 'münevver bir Türk aydını' görüntüsü veren Kemal Gürüz'ün karanlık yüzünü ortaya koymak için '28 Şubat' sürecine kısa bir yolculuk yapmak yeterli...
MÜTEDEYYİNLERİ TEK TEK FİŞLEDİ
28 Şubat sürecinde YÖK'ün başına geçirilen Gürüz kendisinden önceki başkanlara rahmet okutturacak kadar ceberrut bir darbeci ve acımasız bir tasfiyeci olarak tarihe geçti. Marjinal Kemalist kimliği ile TSK ve merkez medya ile uyumlu operasyonlara imza attı.
YÖK bünyesinde oluşturulan 'matbuat fişleme' formları ile, üniversitelerdeki tüm muhafazakar akademisyenler tek tek fişlendi. Öyle ki birkaç yıllığına okumaya gelen üniversite öğrencileri bile bu 'fiş' furyasından nasibini aldı.
İKNA ODALARININ MİMARI
Üniversite kampüslerinin kapılarına konulan 'ikna odalarının' mimarı da Gürüz oldu. "Üniversiteli genç İslamcı değil zorla da olsa Atatürkçü olur" diyerek gençleri 'İkna Odaları' odalarında psikolojik işkencelerden geçirtti.
Bu uygulamasını 'Farklı katsayı' uygulaması ile de taçlandırarak özelde imam hatiplilere genelde ise 'Müslümanlara' üniversitelerin kapısını kapattı. O dönemde o kadar da güçlüydü ki Cumhurbaşkanına sunulacak rektör adayları arasında 449 oy alan adayı eleyip 1 oy alan adayı öne geçirebiliyordu.
ORDUYU GÖREVE ÇAĞIRDI
Gürüz'ün icraatları bu kadarla da bitmedi. 28 Şubatta 'üniformalı sivillerin' 'Paşası' rolünü de kimseye kaptırmadı. Yanına aldığı rektörler, dekanlar, akademisyenler ve sol-Kemalist öğrenci örgütleriyle beraber "Ordu Göreve" pankartlarının ardında gerile gerile yürüyüşler düzenledi.
Yıllar sonra yurtiçi ve yurt dışında 'sağır sultanların' bile duyduğu-gördüğü pankart ve sloganları görmediği iddia etmekte beis görmedi. Emekli olduktan sonra normalleşen Türkiye ile birlikte kayıplara karışan Gürüz, Ergenekon kapsamında da gözaltına alınmıştı. Nezarethanede ağladığı iddia edilen Gürüz, ne hikmetse kısa bir süre sonra bırakıldı.
İSRAİL LOBİSİYLE İLİŞKİ NE?
Kendisine yapılan tüm uyarılara rağmen 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından YÖK Başkanlığına atanan Gürüz, İsrail'in derin politikalarının belirlenmesinde önemli rol oynayan Tel Aviv Üniversitesi Moşe Dayan Enstitüsü'nün de Mütevelli Heyeti Üyesi görevini yürüttü. İsrail ve Amerikan lobisiyle olan 'derin' ilişkileri sık sık gündeme gelse de, bilgiler hep teyide muhtaç olarak kaldı.(sondevir)
Haber Ara