Başarılı bir devrim oldu mu?
'En büyük yanlış, Mısır'da cumhurbaşkanlığının iki adayı arasındaki çekişmenin din devleti temsilcisi ile sivil devletin adayı arasında yaşandığının ifade edilmesidir.'
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-06-22 10:36:36
*Fehim Huveydi
Bu sözler Dr. Muhammed Mursi'nin sakallı olması ve General Şefik'in sivillikle olan bütün bağlantısının yaklaşık dokuz yıl sivil havacılık bakanlığı yapmasıyla sınırlı kalması dikkate alındığında bir nükte olarak görülebilir. Şefik bu süre zarfında askeri kıyafetini çıkarmış ve sivil giyinmişti. Ancak burada Dr. Mursi'nin, kararlarını etkileyebilecek bir 'mürşidi', yani başkanı bulunan Müslüman Kardeşler cemaatine mensup olduğundan hareket ederseniz o vakit karşılaştırma, Sufi tarikatların aday gösterdiği ve İslami Cihat cemaatine mensup bir grubun desteklediği General Şefik lehinde olmayacaktır. Zira cemaatin rehberinin bir konuda söyleyecek bir şeyleri varsa alınır ve yanıt verilir.
Sufilerde ise şeyh-mürit ilişkisinde tam bir teslimiyet vardır. General Şefik'in kendisini destekleyen ve toplumu değiştirmek için şiddet ve silahtan başka yol görmeyen Cihat örgütü grubu hakkındaki görüşünü bilmiyoruz. Bu durum bizi General'in simgelediği 'sivil' tanımını gözden geçirmeye sevk ediyor.
Durumu ciddi şekilde ele almak istersek her iki isimle ilişkisi olmayan iki varsayımsal proje arasında yanılgısal bir çekişme içinde olduğumuzu anlarız. Zira sivil devlet konusu Mısır'da yoktur. Ayrıca General Şefik'in yukarıda bahsi geçen üniformayı bırakıp 'sivil' takılmak dışında sivil devletle uzaktan yakından bir ilişkisi yoktur.
Bazılarının Mısır'da din devleti kurulması ihtimallerine yönelik konuşmalarını garipsiyorum. Bu kimselerin bununla sırf teşhir ve korkutmak amacı taşıdıklarını düşünüyorum.
Dinin İslam devletinde kendi tarihi buyunca bir omurga ve temel taşı olduğu doğru ancak Batı deneyiminde hâkim olan anlamda bir din devleti kurulmamıştır. Şöyle ki yöneticiye ve iktidara hiçbir kutsallık verilmemiştir. Bu durum Müslümanlardan birini ikinci halife Hz. Ebu Bekir'in yüzüne 'vallahi sende bir eğiklik görürsek kılıçlarımızla düzeltiriz' deme cesaretini vermektedir. İyiliği emretmek ve kötülüğü yasaklamak görevini birinci derecede iktidarı hedef alacak hale getiren bu gerçektir.
Bu gerçek zulme direnişi yasalaştırdı ve Müslümanları teşvik etti. Güç ve parayı tekeline alan zalim yöneticiye karşı çıkma hukuku/fıkhı doğdu. Bunun dışında birçok delil ve kanıt din devleti düşüncesini pohpohlamayı kötü niyetli iğrenç bir söylenti veya ağır bir şaka kılmaktadır. Din devleti düşüncesini pohpohlayanlar bununla yetinmediler.
İslam'la ilişkisi bulunan ülkelerdeki en kötü uygulamaları seçtiler ve insanları bu uygulamaların Mısır'da aynen iktibas edileceğine dair korkuttular. İran'daki başörtüsü dayatması, Taliban'ın Afganistan'ındaki sanatla savaş ve bankaların kapatılması, Suudi Arabistan'da kadınların araç kullanmasının yasaklanması, Tunus'ta barlara saldırılması ve Sudan'da güneyin ayrılması gibi. Anlaşılır sebeplerden ötürü hiçbirinin aklına Mısır'ın daha şanslı olduğu gelmiyor. Mısır Türkiye'nin veya Malezya ve hatta Endonezya'nın izlediği yolda ilerliyor.
Din devleti konusundaki sahtekârlıkla diğer adayın sivil devleti temsil ettiği iddiasındaki açık yalan paralellik arz ediyor. Kavramla uğraşıp içeriğini boşalttıktan ve ardından yüce ulusal çıkarlar için köklü düşünceyi kullanmak yerine siyasi çekişmede bir araca dönüştürdükten sonra sivil olanı dini olanın zıddı olarak belirlemedeki masum olmayan yanlış da cabası.
Mübarek'i idolü kılarken ve İsrail tarafından önceki cumhurbaşkanından daha önemli stratejik bir hazine olarak görülmüşken sivil devletin sembolü olduğuna bizleri ikna etmek isteyen aday, sadece bizi aldatmıyor, sivil devleti de aşağılıyor ve imajını lekeliyor.
Hatta bazı değişiklikler yapsa ve temsil ettiği Mübarek rejimine bazı maskeler giydirse dahi rejimin sistemin içindeki saklı polis devleti gerçeğini ortadan kaldıramaz. New York gazetesinin ortaya çıkardığı ve Amerikan gazetesinin belirttiğine göre katılımcı işadamları tarafından büyük coşkuyla karşılanan Mısır-Amerikan ticaret odasındaki konuşmasında Şefik bu gerçeği ifşa etmiş.
Mübarek'in başbakanı olmuş bu saygın adayın, Tahrir Meydanı'ndaki deve savaşının siyasi açıdan sorumlu başbakanı olduğunu unutmayan Mısır halkını aptal yerine koyarak 'başarılı bir devrim yaptık' sözünü okuduğumda sivil devleti temsil ettiği iddiasındaki cesaretini garipsemedim.
*Mısır gazetesi Eş Şuruk 17 Haziran 2012
SON VİDEO HABER
Haber Ara