Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Neler oluyor?

Hülasa, Ermenistan bırakın şeffaf ve demokratik bir siyasi rejime sahip olmayı, tüm siyasi partileri milliyetçi paradigmadan hareketle ‘siyaset’ üreten bir ülkedir.

14 Yıl Önce Güncellendi

2012-06-20 12:19:03

Neler oluyor?
Mayıs ayının başlarında Hrant Dink Vakfı'nın davetlisi olarak, Ermenistan-Türkiye Gazeteci Diyalog Programı çerçevesinde çeşitli medya kuruluşlarından kalabalık bir gazeteci-yazar grubu Ermenistan’a gitti. 9 Mayıs’ta bu gruptan gazeteci-yazar Hilal Kaplan Yeni Şafak’taki köşesinde seferle bağlı izlenimlerini anlattı. Yazıda son dönemde Azerbaycan-Türkiye ilişkilerine de temas eden yazar, iki ülke ilişkilerinin dengesiz durumundan bahsederek Türkiye’yi Azerbaycan’a karşı daha aktif bir politikaya davet etdi, ‘‘Ermeni techiri/katliamı/soykırımı’’ ile ilgili önkoşıl politikasını gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı.

Yazar, tam ziyaretleri esnasında gerçekleşmiş parlamento seçim sonuçlarını aktararak Türkiye’nin ‘‘Ermeni techiri/katliamı/soykırımı’’ ile ilgili sorunu çözmesi için ne kadar uygun siyasi ortamın oluştuğunu; bu siyasi ortamda, ermeni tarafının Türkiye’nin Yukarı Karabağ ve diğer illerinden ermeni ordularının çıkmasını önkoşul olarak sunmasının yanlış olduğunu; Türkiye’nin Azerbaycan’ı kendi haline bırakarak, önkoşulsuz malum protokolleri imzalaması, zaten Azerbaycan’ın ‘‘doğal gaz tehdidi’’, Mavi Marmara’ya rağmen İsrail ile yakın ilişki politikası, Bakü’deki Türk şehitliğindeki bayrakların sökülmesi gibi olaylarla; ‘bu nasıl kardeşlik’ sorusuna bağlayarak bir nevi ermeni tarafının doğruluğunu savundu.

Yazıda yukarıda özet geçildiği gibi özellikle duygusal bir dil kullanılarak, tahrik edici anlatımla, yanlış argümanlarla temellendirilmiş ve problemin sadece Türkiye-Ermenistan-Azerbaycan arasında bir sorun gibi takdim olunmasına tanık oluyoruz.

Öncelikle, parlamento seçim sonuçlarının ortaya çıkardığı siyasi durumu Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin iyileştirilmesi için bir fırsat olarak sunulması bir Avrupa ülkesi olursa belki bir inandırıcılığı olurdu. Yazıda anlatıldığı şekliyle, sanki sosyal ve toplumsal tabanları belli olan, sınırları çizilmiş bir siyasi-sosyal bir tabloyla karşı karşıyayız. Post-Sovyet ülkeleri konusunda biraz bilgi sahibi olan her kes bilir ki, bu ülkelerde parlamentolar ülke siyasetinde hiçbir etkin rolü olmayan ve iktidardaki ‘klanı/oligarşiyi’ meşrulaştırma aracı ve iktidarın yaptıklarını onaylayan göstermelik kurumlardır. Yazının devamını okumak için tıklayın
SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara