Sabah Gazetesi köşe yazarı Süleyman Yaşar yeni Türk Ticaret Kanunu 'nun yürürlüğe girmeden değişmesini CHP 'nin istediğini yazdı. Yaşar, “CHP tüketiciye kazık attı” dedi.
İşte Süleyman Yaşar 'ın bugün ki köşe yazısı:
Tüketiciye CHP Kazığı
Yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) 1 Temmuz'da yürürlüğe girecek. Yeni yasayı daha uygulanmadan değiştirmek isteyen baskı grupları öyle yoğun bir çalışma içinde ki, bu enerjiyi kendi şirketlerini, hesaplarını ve üretimlerini düzeltmek için harcasalar, inanın Avrupa Birliği'ne uyumlu bu yasayı değiştirtmeye ihtiyaç duymazlardı. Yeni TTK'yı uygulayarak Türkiye toplumuna hayırlı bir iş yaparlardı. Ama onlar eski Türkiye'nin devam etmesini istiyor. Kayıt dışı sürsün, vergiyi tükettiği mal üzerinden yine vatandaş ödesin, bozuk mal ve hizmet karşısında da hiç hakkını arayamasın.
Oysa TTK değiştirilmeden yürürlüğe girerse, her şeyden önce gıda sahtekârlıkları ve çocukları kanser yapan giysilerin satılması önlenecek. Çünkü bu ülkede etiketinde dana eti yazıp tavuk, at, eşek eti satanlar ve insanlara bunların kemik tozlarını yedirenler var. Hatta dana etli diyerek vatandaşa domuz etli pide yedirenler de var. Kanserojen madde içeren çocuk giysileri satanlar var.
İşte yeni TTK değiştirilmeden yürürlüğe girerse, şirketlere internet sitesi kurma zorunluluğu geleceğinden ve fatura üzerinde şirket yöneticilerinin isimleri yazılacağından gıda sahtekârlığı yapmak zorlaşacak. Çünkü şeffaflık gelince sahte gıda satmaya, kanserojen içerikli elbise pazarlamaya kimse pek cesaret edemeyecek.
Tüketici kendisini kandıran, sağlığını bozan kişileri takip edebilecek ve bunlara karşı hakkını arayabilecek. Ama maalesef bazı sermayedarların yaptığı baskılar sonucunda yeni TTK daha yürürlüğe girmeden, tüketiciyi koruyan hükümleri değiştirilecek herhalde.
Gelelim TTK'nın değişmesini isteyenin asıl kim olduğuna... Belki şaşıracaksınız ama yeni TTK'nın yürürlüğe girmeden değişmesini isteyenin ana muhalefet partisi CHP olduğu ortaya çıktı.
Dün Dünya gazetesine bir röportaj veren CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak 'TTK'nın değişmesi için biz üç ay önce kanun teklifi hazırladık. Bu kanun TEPAV'ın araştırmasına göre işletmelere 4.7 milyar lira yük getiriyor ' diyor.
Bir sol parti için ne yaman bir çelişki! Eski düzenin tüketiciye ve vatandaşa getirdiği yükü hiç dikkate almıyor, yeni kanunun şirketlere getirdiği yükü dikkate alıyor.
Anlayacağınız Öztrak'a göre, çocukların kanser olması, dana eti yerine at, eşek, domuz eti ya da tavuk derisi yedirmenin insanlara, insanlığa ve ekonomiye hiçbir maliyeti yok.
Çocuklar kanserden ölebilir, işte size 'sol ' zihniyet. Oysa Öztrak biraz düşünce sınırlarını zorlayıp TOBB'un kuruluşu TEPAV'ın ötesine gidebilse, kanser olan ya da sahte yiyecek nedeniyle sağlığı bozulan insanların ekonomiye maliyetinin çok daha yüksek olduğunu görebilir. TTK'yı değiştirtmeye çalıştıklarına göre, CHP için önemli olan herhalde bazı sermayedarların çıkarı.
Gelelim CHP'nin şirketlerin hortumlanması karşısındaki tutumuna. Bilindiği gibi TTK'nın önemli maddelerinden biri de şirketlerin sahiplerince soyulmasını önlemek! Yani hortumlamaya son veriyor.
Şimdi CHP işte bu maddeye de karşı ve yeni TTK'yı değiştirterek aslında hortuma devam diyor. Kısacası CHP 'ben solcuyum ' diyor ama solculukla alakası olmayan işler yapıyor. Hatırlarsınız Sosyalist Enternasyonal bile CHP'yi üyelikten atıp yerine AK Parti'yi almak istemişti. CHP'nin TTK'ya karşı tutumu Sosyalist Enternasyonal'i bir kez daha haklı çıkardı. 'Solcuyum ' deyip tüketiciye karşı, çocuklara karşı bazı sermayedarlar savunulur mu? Ama bizdeki solculuk böyle işte. Prof. İdris Küçükömer'in Düzenin Yabancılaşması kitabında söylediği gibi, 'aslında Türkiye'de solcuyum diyenler statükocu ve sağcı. Sağda olanlar ise değişimden yana ve solcu. '
Buradan AK Parti'ye de seslenmek gerekiyor. CHP'nin oyununa gelip tüketiciyi koruyan, şeffaflık getiren, hortumu önleyen yeni TTK'yı değiştirirseniz bir müddet sonra CHP sizi suçlayacaktır. 'Kanunu onlar değiştirdi. TTK'yı kayıt dışına çıkmak ve kara para aklamak için kanun daha uygulanmadan değiştirdiler ' diyecektir.
Aman dikkat edin. Çünkü TTK'nın değiştirilmesi için öne sürülen gerekçelerin hiçbiri doğru değil. Bilgi kirliliği yaratılarak kafalar bulandırıldı. Eski TTK'da zaten var olan hapis cezaları yeni konmuş gibi gösterildi. Temcit pilavı gibi öne sürülüp korku yaratılan tabela asmayana hapis cezası eski TTK'nın 40, 41 ve 53'üncü maddelerinde 1957'den beri zaten var.
Bir de yeni TTK için 'ekonomiyi yavaşlatacak ' deniyor. Oysa tam tersi ekonomiyi hızlandırır. Çünkü şirketten para çeken, şirketin içini boşaltan patron aslında kurumsal tasarrufları azaltıyor. Böylece yatırımı engelliyor.
Ayrıca yeni kanunun getirdiği şeffaflık düzgün çalışmayı gerektirir. Yeni kanunun şirketlere getirdiği internet sitesi açma zorunluluğuna karşı çıkanların gerekçesi olan 'patronun karısı internette bilançoyu görecek, pırlanta küpe isteyecek ' masalları hiç inandırıcı değil. Bir tacirin karısı, bilançoyu görüp pırlanta küpe, yüzük istiyorsa, zaten o evlilikle ticaret bir arada yürümez. Böyle tuhaf gerekçelere sığınmak komik oluyor.
Lafı uzatmadan söyleyelim, değişimin partisi AK Parti, statükonun partisi CHP'nin tuzağına düşmemeli