1-Şike davası ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadesinin alınmak istenmesinden sonra Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) mercek altına alındı
.2-ÖYM'LERLE ilgili Hükümetin başlattığı son çalışma, siyasi dengeleri sarsmaya başladı
3-BAŞLATILAN bu çalışma Hükümet içindeki görüş ayrılıklarını iyice gün yüzüne çıkardı. Kabine üyeleri ve iktidar partisi sözcülerinden farklı sesler şimdi daha yüksek çıkıyor.
4-HSYK kararnamesi ise bilinen bu tartışmaları alevlendirdi. Savcıların yerlerini değiştiren Yaz Kararnamesi derin çatlağı tetikledi.
5-BALYOZ, Şike ve Ergenekon gibi sembolleştirilen davalara bakacak yeni Özel Yetkili Savcıların kimlerden oluşacağı ise gelmekte olan tsunaminin habercisi.
6-CUMHURBAŞKANI Gül'ün görev süresini 7 yıl olarak belirleyen ve yeniden seçilmesinin yolunu açan Anayasa Mahkemesi kararı da, derinden yürütülen adı konmamış hesaplaşmanın bir raundu olarak değerlendiriliyor.
Türkiye günlerdir Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) ile ilgili yapılacak değişiklikle yatıp kalkıyor.
Darbe ve darbe girişimi ile terör suçlarını yargılayan Özel Yetkili Mahkemeler'in toplum nezdinde rahatsızlık oluşturduğu iddiaları üzerine çalışma başlatan hükümetin, savcılara özel yetki veren CMK 250. maddeyi değiştirmeye hazırlandığı tartışmaları da beraberinde getirdi. MİT Krizi'yle tetiklendiği iddia edilen bu sürecin ÖYM'lerin kapatılmasına kadar varabileceği belirtiliyor. Hükümette çatlağa neden olan ÖYM'ler hukukçu ve gazetecileri de ikiye bölmüş durumda. Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) ile ilgili yapılması planlanan düzenleme hakkında gazeteciler ve hukukçular, Milli Gazete'ye önemli değerlendirmelerde bulundu.
ÖYM'LER İSTİKLAL MAHKEMELERİ'NİN DEVAMIDIR
"ÖYM'ler İstiklal Mahkemelerinin devamı niteliğindedir" diyerek ÖYM'lerin varlığına tepki gösteren Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem ilginç açıklamalarda bulundu. Erdem; "Bana göre ÖYM'ler İstiklal Mahkemeleri'nin devamı niteliğindedir. Siyasal muhaliflerin bastırılmasına yönelik kurulmuş mahkemelerdir. Toplumsal barış ve uzlaşmayı sağlamanın önünde engeldir. ÖYM'ler tamamen hukukun siyasallaşmasını sağlamaktadır. Ayrıca ÖYM'lerin kaldırılması demek davaların son bulacağı anlamına gelmiyor. Sadece daha hukuki ve adaletli bir yargılamanın önü açılacaktır. ÖYM'ler kaldırılmasa bile yetki alanlarının belirlenmesi gerektiği kanaatindeyim" dedi.
TUTUKLULUK SÜRELERİ UZAR
"ÖYM'lerin kapatılması yargılamanın adil olmasına engel olur" diyen eski savcı Sacit Kayasu da; "Özel Yetkili Mahkemeler kesinlikle kapatılmamalıdır. Adı üzerinde özel yetkili yani belli başlı özel davalara bakan mahkemeler. Eğer ÖYM'ler kapatılırsa yargılamalar sağlıklı olmaz. ÖYM'ler de savcı ve hakimler 15-20 dosyaya bakarken ÖYM'lerin kaldırılmasıyla bu dosya sayısı 3 bin- 4 bine çıkıyor. Bu nedenle sağlıklı bir yargılama yapılamaz. Ve ÖYM'lerin kapatılmasıyla uzun tutukluluk dönemi başlayacaktır. Hatta tutukluluk süreleri 3-5 misli artacağı açıkça görülmektedir. Dünyanın her yerinde ÖYM'ler vardır ve hâkim ve savcılar belli dava alanlarda uzman olabiliyorlar. Eğer her hâkim belli davalara değil de her davaya bakarsa bunun yargılama süreci pek düzenli ve adil olmaz. Bu sebeple ÖYM'ler kapatılmamalıdır" değerlendirmesinde bulundu
ESKİDEN DGM ŞİMDİ ÖYM
"Milletin başına bela olan eski Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) ne ise, Özel Yetkili Mahkemeler de odur" diyen gazeteci yazar Oral Çalışlar da; " ÖYM'lere karşıyım hiçbir demokratik hukuk devletinde bu tür bir insan haklarını ihlal eden bir yargılama olamaz. Eğer demokrasi ve hukuk diyorsak kesinlikle kaldırılmalıdır. Eskiden milletin başına bela olan DGM'ler ne ise şuan ÖYM'ler de odur. ÖYM'lerin kaldırılması ile ilgili bazı gruplar darbe davalarının biteceği algısını yayıyorlar bu tamamen bir dezenformasyondur. Başka bir şey değildir. Darbecilerin serbest bırakılması tamamen palavradır" dedi.
YETKİLER BELİRLENMELİDİR
ÖYM'lerin kapatılması tutukluluk süresini kısaltmayacağının aksine daha da arttıracağını vurgulayan Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlyas Doğan: "ÖYM'ler kaldırılsa bile tutukluluk süreleri kısalmaz aksine daha da uzar. Çünkü ÖYM'lerde tecrübeli hâkim ve savcılar davalara bakarken normal mahkemelerde genç ve tecrübesiz hukukçular bakıyor. Bu nedenle de davalar daha birkaç kat daha uzayabilir. Örneğin güçlü bir sanığın karşısına tecrübesiz bir savcı çıkarsa karmaşık örgütlü suçlarda yargılama pek sağlıklı olamayabilir. Bu nedenle sadece belirli alanlarda özel yetki almış ve tecrübeli hukukçular tarafından davalar yürütülmelidir. Evet, ÖYM'ler kaldırıldığı takdirde yargılama konusunda daha sistemli düzenlemeler yapılmalıdır. Kaldırılmadığı takdirde ise yetkiler belirli hale getirilmelidir. Böylece karmaşıklıklar da ortadan kalkmış olur" şeklinde konuştu.
UZUN TUTUKLULUĞA KARŞIYIM
İstanbul Şehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergun Özbudun ise; " ÖYM'lerin kalkması demek hukukun bitmesi demek değildir. Darbecilerin serbest bırakılacağı gibi söylemler tamamen bir çarpıtmadan ibarettir. Hatta şuan bunun tartışılması bile yapay bir tartışmadan ibarettir. ÖYM'ler sonucunda uzun tutukluluk sürelerinin yaşanmasına karşıyım. Somut delillere göre tutuklama yapılır. Somut delil olmadan uzun tutukluluğa karşıyım" dedi.
HUKUK SİTEMİNDEKİ ARIZALAR GİDERİLMELİ
"ÖYM'ler 2007 yılından bu yana Türkiye'de demokratik düzenin gelişmesine yönelik önemli katkı sağladı" diyen Faruk Mercan da "28 Şubat gibi Ergenekon gibi davalar hâlâ bitmedi. Şayet bitmiş olsaydı kaldırılmasında bir mahsur olmazdı. Bu önemli davaların bitmemesine rağmen bu tür çalışmalar kafalarda soru işaretleri oluşturuyor. Benim genel kanaatim hukuk sisteminin genelindeki arızalar giderilmeli. Bu arıza giderimi ÖYM'ler içinde yapılabilir. Ama şunu da eklemek istiyorum Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ÖYM'leri gayri meşru görmedi. Bunun içinde yapılacak düzenleme kafalarda soru işaretine mahal vermeyecek şekilde olmalıdır" İfadelerini kullandı.
MİLLİ GAZETE