Necip Fazıl’ın Demirel’le ‘Masonluk Belgesi’ polemiği
Mustafa Yürekli, mason olmadığını bir belge göstererek ispatlamaya çalışan Demirel’e Necip Fazıl’ın getirdiği eleştiriden hareketle, üstadın duruşunu ve siyasi tavrını anlatıyor.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-06-12 13:45:26
NECİP FAZIL’IN DEMİREL’LE ‘MASONLUK BELGESİ’ POLEMİĞİ
Mustafa Yürekli *
Necip Fazıl Kısakürek, Cumhuriyet dönemi siyasi hayatına tanıklık yapmış şair ve yazarlar arasından İslami fikir ve hassasiyetiyle öne çıkan bir sanatçımız. Çıkardığı dergilerde, yazdığı kitaplarda sürekli hakikatin sözcüsü olmaya çalıştı üstat.
Kendini Hakkın ve halkın yanında konumlayan Necip Fazıl, zorbalığa karşı, oynanan oyunları deşifre ederek kalemiyle büyük bir mücadele verdi. Bu mücadelede, inancını, zekasını, karakterini, birikimini, cesaretini ve yeteneğini ortaya koydu, üstat oldu, örnek bir miras bıraktı.. Necip Fazıl’a Allah’tan rahmet diliyorum.
Necip Fazıl’ın Demirel’le girdiği ‘Masonluk Belgesi’ polemiği, onun dava adamı ve mücahit oluşunu ortaya koyan örnek bir olay olduğu için önemlidir.
Adalet Partisi’nin Genel Başkanı Ragıp Gümüşpala’nın garip ölümü üzerine, Genel Başkan seçmek için 30.Kasım 1964 de yapılan ‘AP Genel Kongresi’nde iki aday vardı. Birinci aday, Dr. Sadettin Bilgiç’ti. İkinci aday da Süleyman Demirel.
Bu kongrede, Süleyman Demirel taraftarları, Demirel’in 1963-1969 yılları arasında ABD Başkanı olan Lyndon B.Johnson ile çekilmiş resimlerini broşür haline getirip dağıttılar.
Sadettin Bilgiç taraftarları ise Süleyman Demirel’in Mason olduğunu gösteren Loca Kayıt örneğini dağıttılar. Sözkonusu Loca Kayıt örneği, Büyük Doğu’da yayınlanmış ve gündeme bomba gibi düşmüştü; buradan alıp baskı yapılmıştı.
Necip Fazıl’a göre, Sadettin Bilgiç ve taraftarlarının ‘ne kitleleri fikir ve kelâm kudretiyle bağlayabilecek ruhî sermayeleri, ne de madde ve menfaat ağı içinde avlayabilecek paraları mevcuttur.’ Üstat, Bilgiç ve ekibini milleti temsilde yetersiz görmektedir..
Necip Fazıl’a göre, Demirel'in kendine yöneltilen ‘iki suçlamadan, ‘O bir masondur!’ ve ‘Türk'ün ruh köküne (İslâmiyet) yabancı bir insandır!’ suçlamalarından temizlenmesi’ gerekiyordu..
Bu olay üzerine Süleyman Demirel kendisinin mason olmadığını belirten Türk Yükseltme Cemiyeti’nden verilmiş 14.11.1964 tarihli bir belgeyi kongrede okudu. AP kongresinde okunan bu belge, masonlar arasında büyük çalkantılar meydana getirdi ve Türk Masonlarını ikiye böldü.
Süleyman Demirel nasıl bir aileden geldiğini ve nasıl bir terbiye aldığını, kısaca İslam’la ilişkisini ifade etmek için de "Benim ailem Kur'âna el sürmeden sabah kahvaltısına oturmaz!" dedi..
Demirel’in kendisine yöneltilen suçlamalardan temize çıkmak için verdiği bu iki cevap karşısında Necip Fazıl Kısakürek’in tepkisi, duruşunu ve tavrını ortaya koyması bakımından önemlidir.
Demirel, ‘Ben Mason Değilim!’ diyor ve bir belge gösteriyor. Necip Fazıl’ın bu belgeye ilişkin yorumu şöyle: “Sizin Mason olmadığınıza dair Mason Kulübü’nden belge almanız, iffetli bir kadının randevu evinden, orayla münasebeti olmadığına dair vesika almasından farksızdır; ve masonlukla münasebetiniz olmadığına değil, aksine, tam ve kurmayca bir alakanız bulunduğuna delildir!”
Demirel, ‘Ben Müslüman bir ailedenim! Dolayısıyla İslam terbiyesiyle yetiştim..’ diyor. Necip Fazıl’ın bu savunmayı da kıvrak zekasıyla, çarpıcı bir yorumla çürütüyor: “Sizin, ‘Benim ailem Kur'an'a el sürmeden sabah kahvaltısına oturmaz!’ şeklindeki lafınız, hakikatte Müslümanlığı asla bilmediğiniz ve dinimizde Hıristiyanvâri kitaba el sürmek diye bir âdet olmadığından habersiz bulunduğunuza delildir!.”
Necip Fazıl Kısakürek’in politikaya yeni atılan Süleyman Demirel için yaptığı “Bu zat, büyük bir ümidi kırmaya, millî hasreti inkisara uğratmaya memurdur.” tespitini, tarih doğrulamış mıdır, yoksa çürütmüş müdür?
Ne dersiniz?
* Haber7
Haber Ara