İlker Başbuğ: Bu devleti kapatın!
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'dan ilginç sözler...'7 yıl boyunca eğer silahlı terör örgütü kurduğumu devlet fark etmemişse bu devletin kapatılması lazım'
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-06-11 23:43:48
TBMM Cezaevleri Alt Komisyonu üyesi 6 milletvekilinden oluşan heyet, Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki incelemelerinin ardından, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
TBMM Cezaevleri Alt Komisyonu Başkanı Murat Yıldırım, bu cezaevinin de ziyaret edilmesi için daha önceden talepler olduğunu, şikayetler bulunduğunu dile getirerek, ''L'' tipinde Müyesser Yıldız'ın tek başına kaldığını, kendi ifadesine göre, ''tecrit olmadığını'', Yıldız'ın yalnız kalmanın sıkıntılarını dile getirdiğini anlattı.
Sedat Peker'i ziyaretlerine ilişkin bir soru üzerine, ''Koğuşlara sıradan girdiğimiz için ona denk geldi'' yanıtını veren Yıldırım, bazı koğuşlarda, sohbet haklarının yerine getirilmesi yönünde talepler bulunduğunu, bunu idareye bildirdiklerini belirtti.
Komisyon Üyesi ve CHP Sivas Milletvekili Özdemir de tutuklu ve hükümlülerin tecritten çok yoğun şikayeti olduğunu bildirerek, ''Müyesser (Yıldız) Hanım bulunmadı ama Mustafa Balbay ve diğerleri ciddi anlamda bir tecritle karşı karşıya kaldığını söyledi'' dedi.
Özdemir, bugünün 11 Haziran olduğunu hatırlatarak, içeride 3 tutuklu milletvekili bulunduğunu ve milletvekili seçilmelerinin üzerinden tam 1 yıl geçtiğini ifade etti.
Özdemir, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bir başka ifadeyle milli iradenin, tam 1 yıldır tutuklu olduğu bir günde, biz Silivri Cezaevi'ni ziyaret ettik. Geçen hafta, yine aynı komisyon Mardin Cezaevi'ni ziyaret etti. Orada da KCK Davası'ndan tutuklu 2 milletvekilini ziyaret etmiştik. Bunları raporumuzda söyleyeceğiz.
Eski Genelkurmay Başkanı açıkça şunu ifade etti; (Ben 2002 yılında orgeneral oldum. 7 yıl boyunca devlette en düzeylerde görev yaptım. Genelkurmay Başkanlığı yaptım. Bu görev sürem boyunca Sayın Başbakan'la haftada 1 kere olağan görüşmelerim vardı. Sayın Cumhurbaşkanı'yla aylık görüşmelerimiz oluyordu. Ama şimdi, geldiğimiz noktada benim bir yasadışı silahlı terör örgütü kurduğum söyleniyor. 7 yıl boyunca eğer silahlı terör örgütü kurduğumu devlet fark etmemişse, bu devletin kapatılması lazım) diye bir serzenişte bulundu. Gerçekte, içeride Balyoz davasından olsun, Ergenekon davasından olsun görüştüğümüz tutuklu ve hükümlülerin hepsi Türkiye'de adaleti arıyorlar, Türkiye'de giderek adaletin kaybolduğunu, adalete olan güvenin kaybolduğunu ifade etmek istiyorlar.''
İçeride, özel yetkili mahkemeler konusunda hükümetin yeni bir uygulama yapacağı umudu bulunduğunu söyleyen Özdemir, bu görüşmeden sonra sizden duyuyoruz. Herhalde bu gelişmeler içeridekilerin moralini bir kere daha bozmuştur diye düşünüyorum'' dedi.
-''Çok büyük haksızlıklar yapıldığını görüyorum''-
BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü de, son zamanda gezdikleri bütün cezaevlerinde karşı karşıya kaldıkları en önemli cezaevi sorununun cezaevinin kendisi ve onun arkasındaki özel yetkili ağır ceza mahkemesi savcılıklarının ve mahkemelerinin sürdürdükleri kovuşturmalar ve tutuklama kararları olduğunu belirterek, bunların haklılığına dair son derece derin şüpheleri bulunduğunu söyledi.
Kürkçü, ''Ben çok büyük haksızlıklar yapıldığını görüyorum. Burada, cezaevinde kalan tutuklularla siyasi kanaatlerimizi bağdaşmayabilir ama adalet sadece siyasi kanaatlerimizin bağdaştıklarına lazım değil, herkese lazım. O nedenle burada nasıl KCK tutukluları için adil yargılama olduğundan derin şüphelerimiz varsa, ağır bir haksızlık silsilesiyle karşı karşıya kalındığını düşünüyorsak, burada da bunu doğrulayacak çok fazla şikayet dinledik'' diye konuştu.
Dosyalara tamamen hakim olmadıklarını belirten Kürkçü, şunları kaydetti:
''Çok fazla şikayet dinledik. Tabii ki dosyalara tamamen hakim değiliz. Başbakan'ın söyledikleri, bizim söylediklerimizden daha ağır. Bunların birer canavar haline geldiklerini söylediğine göre, canavar Başbakan'a kadar uzanmışsa, geri kalan herkesi yutmuş demektir. Burada bunun sonuçlarını, sendromunu görüyoruz. Tutuksuz yargılamanın bir an önce, uzayan bu davalarda, mutlaka gündeme gelmesi için bir tedbir alınmasını istiyoruz. Çeşitli partilerden arkadaşlar olarak buradayız. Bizim bir şey sormamıza gerek kalmadan insanlar ifade edebilecekleri ve etmek istedikleri en önemli dertleri, kendi yargılama koşullarının adil olmayışına dair düşüncelerini duyuramadıklarıdır. Yani bunu duyurmak istiyorlar. O yüzden de, 'aksi ispat edilene kadar herkes masumdur' ilkesinin, masumiyet karinesinin kendi koşullarında gerçekleşmediğini söylüyorlar. Engin Alan da bunu söyledi. Üstelik kendisi hakkındaki efsaneyi de çürüttü, (Ben, Başbakan'la münakaşa içinde olduğumdan tutuklanmış değilim, bir münakaşa da etmedik kendisiyle, tutuklanma sebebimin bununla ilgisi yoktur) dedi.''
Kürkçü, bu insanların tutuklu yargılanmaları için elle tutulur bir sebep olmadığına dair inançlarının pekiştiğini sözlerine ekledi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara