“MHP’nin duyarlılıklarını anlıyorum, yıllar yılı izlediği bir politika var. İsimlere takılmak doğru değil” diyen Kılıçdaroğlu, “Onlar bir yol haritası getirsin samimi olarak söylüyorum ben kabul edeceğim. Bu ülkede artık kan dökülmesin, duygusal ayrışma olmasın. Bu güzel coğrafyayı barış denizine, barış toprağına dönüştürebiliriz” dedi.
Kılıçdaroğlu, TRT-1’de yayımlanan “Politik Açılım” programında hafta içinde Başbakna Recep Tayyip Erdoğan ile Kürt sorununun çözülmesi konusunda gerçekleştirdiği görüşme ve izledikleri yol haritası hakkında bilgi verdi. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
BU SORUNU ÇÖZMEK BİZİM DE GÖREVİMİZ:
Bu temel sorunu çözmek başbakanın görevi olduğu kadar bizim de görevimizdir. Sayın Başbakana bir yol haritası götürdük, samimi söylemek gerekirse umutla ayrıldım. ‘Siz MHP ve BDP’yi ikna edebilirseniz bu yol haritası için biz itiraz etmeyiz’ dedi. Sorun şu; MHP’yi, BDP’yi kim ikna edecek? İki aktörün de olması lazım.
DUYGUSAL KOPUŞ YAŞANIYOR:
1984’te Eruh baskınından sonra baldırı çıplak dendi. Şimdi karşımızda iki baldırı çıplak mı var? Bir sorumlu aranacaksa o da siyaset kurumudur. Korkum şu: Doğu, güneydoğuyla duygusal anlamda bir kopuş yaşanıyor. Başka alanlarda da kopuşlarımız var. Bunu bir siyasetçinin görmesi lazım.
MHP’Lİ GELİP BENİ KUTLADI:
Abdürrahim Karakoç’un cenazesinde bir MHP’li geldi ve beni kutladı. 4 siyasi partinin bir araya gelip, ortak çözüm üretmeleri bizim arzumuzdur.
BAŞBAKAN MHP’YE KARŞI SERT ÜSLUPLAR KULLANIYOR:
Başbakan MHP’ye yönelik oldukça sert üsluplar kullandı. Bu doğru değil. Bizim sorumluluğumuz kadar iktidarın da sorumluluğu var. İktidar MHP’ye çağrılar yapacak, yumuşak bir üslup kullanacak. Dolayısıyla iktidar partisi gider, gerekirse görüşlerini alır. Bu sorunun çözümü parlamento zemininde MHP’siz olmaz. MHP’yi de, BDP’yi de ikna ederiz. Ama birisi reddetti diye umutsuzluğa kapılmamamız gerekiyor. Ben elimi uzatıyorum, sen de uzat elini.
GÖREVİMİZ TEHLİKE DİZİSİ:
Devlet meşru zeminlerde gayrımeşru ilişkilere giremez. Görevimiz Tehlike dizisi vardı. Bant çalar, görev verir. ‘Yakalanırsan ne sen bizi tanıyorum, ne ben sizi tanıyorum’ derdi. Bant da kendi kendini imha ederdi. Meşru bir devlette olması gereken bu. Gönderdik, git görüş dedik. Suç unsuru var dedi savcı. Hemen yasayı değiştirdi. Özel yetkili mahkemelere karşıyız. Hakan Fidan dolayısıyla duyulan duyarlılık, beni de çağırabilirlerdi noktasına gelince sayın Başbakan yaldırım hızıyla yasayı çıkardı. Bu mahkemelerin yıllardır tutukladıkları insanlara aynı duyarlılık neden gösterilmez. Başbakan keşke zamanında söyleyebilseydi.
GENEL BAŞKANLIĞA MAL OLACAKSA OLSUN:
Bütün mesele bu sorunun (Kürt sorunu) çözülmesi. Baştan tavrımı ortaya koydum. Bu benim genel başkanlığıma mal olacaksa olsun.
Vanlı başkana tutuklama yanlış
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, BDP’li Van Belediye Başkanı Bekir Kaya’nın KCK soruşturması kapsamında tutuklanmasıyla ilgili olarak, “Seçimle gelenin hapse atılmasını içime sindiremiyorum. Halkın desteğiyle, oyuyla gelmişse, yolsuzluk, kişisel çıkar sağlama, adi suçlar olmadığı sürece bunu doğru bulmuyorum” dedi.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Tutuklu milletvekilleri demokrasimizin bir ayıbıdır. Hakan Fidan için yasa hemen değişti, milletvekilleri içeride, niye değiştirmiyoruz. Evren ve arkadaşlarının getirdiği düzenleme bu. Niye aday gösterdiniz deniliyor. Savcıya gidip temiz kağıdı aldılar, YSK onay verdi, resmi gazetede yayınlandı. Bunlar mahkum değil.” Kılıçdaroğlu, AB süreciyle ilgili bir soruya da “AB sürecinde ciddi bir tıkanma yaşıyoruz CHP de, MHP de BDP de hazır. Hazır olmayan iktidar” yanıtını verdi.