Başbakan, reformcu çizgiyi sürdürmeli
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır konuşmasını Zaman'a değerlendiren sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademisyen ve işadamları, Başbakan'ın sorunların çözümü konusunda reformcu çizgisini sürdürmesi gerektiği görüşünde birleşti.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-06-04 11:43:07
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır konuşmasını değerlendiren sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, akademisyen ve işadamları, Başbakan'ın sorunların çözümü konusunda reformcu çizgisini sürdürmesi gerektiği görüşünde birleşti.
Görüşler özetle şöyle:
Diyarbakır Esnaf ve Sanatkâr Odaları Birliği Başkanı (DESOB) Alican Ebedinoğlu: Her gelişinde şehirde bir heyecan ve umut olurdu. Bu defa da beklentilerimiz vardı. Kürt sorununun çözümü için kardeş kanı dökülmesine son verilmesi için çok önemli mesajlar vermesini bekliyorduk. Ancak konuşma beklediğimiz ölçüde gerçekleşmedi. Evet yine olumlu mesajlar verdi ama daha güçlü bir konuşma bekliyorduk. Kürt sorununun bir an önce çözülmesini istiyoruz. Yeni anayasa yapılmasını ve Kürtlerin beklentilerinin bu anayasada karşılanmasını istiyoruz. Anadilde eğitime imkân verilmesini istiyoruz. Uludere'deki katliamın sorumlularının bir an önce ortaya çıkarılması gerekiyor. Başbakan'ımızın bütün bu konulara değinmesini bekliyorduk.
Diyarbakır Girişimci İşadamları Derneği (DİGİAD) Başkanı Alaattin Korkutata: Başbakan'ın konuşmasını iki bölüme ayırıyorum. Sevgi diliyle konuşması, 'Ben Diyarbakır'da bir siyasetçi gibi değil, kardeşiniz gibi konuşuyorum' demesi olumluydu. Ekonomik açıdan atılan adımları ve yatırımları anlattı. Bunlar olumluydu. Ancak Kürt sorununun çözümü konusunda mesajları biraz alt seviyede kaldı. Yeni anayasa, anadilde eğitim ve Uludere gibi konularda biraz daha net mesajlar bekleniyordu. AK Parti, bugüne kadar çok önemli adımlar attı ama daha atılması gereken adımlar var ve bunların geciktirilmemesi gerekiyor.
İşadamı Saki Kalender: AK Parti'nin, ilk dönemlerdeki reformcu kimliğinin devam etmesini istiyoruz. Diyarbakırlılar ve Kürtler, hakları olmayan bir şey istemiyorlar. Türk kardeşlerimiz ne istiyorlarsa hangi hakları kullanıyorlarsa bizler de o hakları istiyoruz. Özgürlüklerin artmasını ve anayasal güvenceye kavuşturulmasını talep ediyoruz. Barış ortamının tesis edilmesini, herkesin yuvasına, evine, anne-babasının yanına dönmesini istiyoruz.
Güneydoğu Demokrasi Derneği Başkanı Doç. Dr. Mustafa Canoruç: Uludere olayı sonrası Başbakan'ın Diyarbakır'a gelmesi önemlidir. Başbakan'ın üstü kapalı olsa bile 'üstü örtülmeyecektir' şeklindeki değerlendirmesi de önemlidir.
Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu (Siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler uzmanı): Bir milletin dilini, dinini yasaklamak ve onu yukarıdan aşağıya dizayn etmek bizim kültürümüz yerine sadece Fransız İhtilali değerlerine uymaktadır. Örneğin bizde Fransız İhtilali'ni savunan görüşten gelen CHP'dir. CHP Arapların Fransız İhtilali savunucusu olan Suriye Baas'ını desteklemektedir. Ki, İttihat ve Terakki'nin kurucularından olan Ahmet Rıza ve Arap Baas düşüncesinin fikir babası olan Halil Ganem aynı saftaydılar. Biri Türkleri Şamanizm'e götürüyordu, diğeri Kürtleri Zerdüştlüğe götürmektedir. Kürtler ise bu hastalığa en son bulaşan ve en temiz olan Ortadoğu halkıdır. "Daha çok hukuk ve demokrasi vurgusu" açılımların devam edeceğini vurgular ki, yeni anayasa bu açıdan çok büyük fırsattır. Neresinden bakılırsa bakılsın, müsbet ve barış için umut vaat eden bir ziyarettir.
SON VİDEO HABER
Haber Ara