The Independent: 'Türkiye Suriye’de önayak...'
The Independent’ın başyazısında, Başbakan Erdoğan’ın Suriye konusunda kartlarını yanlış oynadığını ve yerini Ruslara bıraktığını öne sürdü. Ancak gazeteye göre hala geç değil.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-06-02 10:46:28
Hula katliamı öfkesi hala tütüyor ancak tekrarının önlenmesi için etki hiçbir şeyin yapılmadığına dair artan bir umutsuzluk da yok değil. Neredeyse her gün, Suriye-hükümeti destekli ölüm timlerinin ülkeyi toptan bir mezhep iç savaşa yaklaştıran yeni cinayetlerine dair kanıtlar ortaya çıkıyor.
Suriyeli diplomatların bu hafta sınır dışı edilmesi tamamen sembolik bir jest ve uygulanan ekonomik yaptırımlar liderlerinden ziyade sıradan Suriyelilere zarar veriyor. Ve her ne kadar Rusya, Suriye desteği için sürekli-artan siyasi bedeli ödemekten yorgun düşmenin işaretlerini gösterse de, BM Güvenlik Konseyi’ndeki açmazın şu an değişmesi pek mümkün değil.
Fakat belki de bu kördüğümün en sürpriz yönü, Türkiye’nin kriz sürecindeki etkin başarısızlığıdır. Suriye’yle uzun bir kara sınırına sahip ülke, 2011’den önce ihracatçılarının Suriye pazarındaki hâkimiyetinin desteğiyle evvelden Başkan Beşşar Esed’le müstesna iyi ilişkilere sahipti ve Türk malları ülkedeki dükkânları dolduruyordu.
Bölgesel güç olarak bu, Ankara’nın ilk ciddi testiydi. Şu ana kadar da sınıfta kaldı. Ancak krizin gelecekteki herhangi bir çözümü, etki uygulayabilecek Suriye’nin yegâne komşusu olarak Türkiye’yi içermek zorunda.
15 ay önce halk ayaklanmasının başlangıcında, Türk hükümeti Suriye hükümeti ile muhalefet arasında bir kanal olmak için iyi bir konuma sahipti. Üzücüdür ki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “yeni Osmanlıların” yükselişi hakkında şakşakçı basına çok fazla önem verdi ve Şam’daki hükümetinin etkisini gözünde çok büyüttü.
Ankara, reform için önerdiklerini uygulamaya niyeti olmayan Esed’in onları oyaladığını fark ettiğinde, iki ülke arasındaki sıcak ilişkiler bir gecede buza dönüştü.
Fakat Türk sınırının Suriye tarafında mülteciler için “ güvenli bölge” oluşturulmasına dair söylenenler, gerek İran’ın tehditleri gerekse de Suriye ile savaşı riskinden kaçınma arzusu neticesinde gerçekleşmedi.
Eğer Türkiye, Suriye’yle tamamen ipleri koparması çok daha iyi olurdu. Erdoğan’ın kartlarını yanlış oynamasının sonucunda, Şam’da ciddi etkiye sahip tek ülke Türkler değil Ruslar oldu. Fakat hala inisiyatifi ele almak için zaman var. Ve eğer bölgesel bir hareket olacaksa, bununun Suudi Arabistan ve Katar yerine Türkiye tarafından yönetilmesi daha iyi olur. En azından bu, dünyada kalan son mutlak monarşilerinden ikisinin Suriye halkının demokratik ve sivil haklarından endişe ettiği için Esed’i devirmeye çalışması gibi absürt bir ikiyüzlülük olmaz.
Bu noktada Suriye rejimini gücünü zayıflatmak güçtür ve tehlikeli bölgesel etkileriyle dünyayı bekleyen olasılık daha ziyade gerilla savaşıdır ve bunun da kesin bir kazananı olmayabilir. Pek olası olmasa da Rusya’nın dâhil edileceği uluslararası askeri müdahale ya da sadece muhalifleri silahlandırmanı dahi sağlayabileceği fazla bir şey yok. Ancak Suriye’nin sivil halkın korkunç acılarını hafifletecek insani yardım koridorlarının kurulması gibi uluslararası toplumun yapacağı çok şey var. Buna ön ayak olmak ise Ankara’ya kalmış.
The Independent’ın başyazısı Oğuz Eser tarafından Timeturk.com için tercüme edilmiştir.
Haber Ara