Erdoğan, BM'ye seslendi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dünya kamuoyunun dikkatini Somali'ye çekmek için çok yoğun bir gayret içinde olduklarını belirterek, ''Somali'de yaşanan yoksulluk dramını, ulaşabildiğimiz her ülkeye, her yetkiliye samimiyetle aktardık. Uluslararası her platformda, Somali'nin dertlerini, kendi meselemiz gibi bütün çıplaklığıyla ve bütün yalınlığıyla ortaya koyduk'' dedi.
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-06-01 12:22:00
Erdoğan, ''2. İstanbul Somali Konferansı''nın uluslararası toplumun değerli temsilcileri kadar, Somali toplumunun tüm kesimlerini ve temsilcilerini de bir araya getirdiğini söyledi.
Konferansa Somali Cumhurbaşkanı, Parlamento Başkanı, Başbakan ve bakanların yanı sıra Somali'de değişik kesimleri temsil eden liderlerin, kanaat önderlerinin, Türkçe'de ''ak sakallılar'' denilen tecrübeli önderlerin, aydınların, sivil toplum ve diaspora temsilcilerinin katıldığını belirten Erdoğan, Somaliland Cumhurbaşkanı ve heyetini de konferansta görmekten ayrıca memnun olduğunu, İstanbul'dan, Somali için umut dolu olarak dönmelerini temenni ettiğini dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, geçen yıl Ağustos ayında Mogadişu'ya eşi Emine Erdoğan, ailesi, bakanlar, milletvekilleri, çeşitli kurumların yöneticileri, işadamları, sanatçılar, gazeteciler, yazarlar ve sivil toplum temsilcilerinden oluşan kalabalık bir heyetle ziyaret gerçekleştirdiğini hatırlatarak, şöyle konuştu:
''Bir tam gün boyunca, Somali'de, Mogadişu'da, yaşanan sorunu, dramı, çekilen acıları yerinde görme imkanımız oldu. Türkiye, tarih boyunca Afrika ile her zaman iletişim ve işbirliği içinde olmuştur. Somali'yle, Somalili kardeşlerimizle de aynı şekilde tarih boyunca yakından ilgilendik. Ancak, son yaşanan kıtlıkla ortaya çıkan yoksulluk konusunda, ilgilenmenin ötesinde bir şeyler yapılmasının gerekliliğini yüreklerimizde hissettik.
Gerek Mogadişu ziyaretimiz öncesinde gerek sonrasında, dünya kamuoyunun dikkatini Somali'ye çekmek için çok yoğun bir gayret içinde olduk. Somali'de yaşanan yoksulluk dramını, ulaşabildiğimiz her ülkeye, her yetkiliye samimiyetle aktardık. Uluslararası her platformda, Somali'nin dertlerini, kendi meselemiz gibi bütün çıplaklığıyla ve bütün yalınlığıyla ortaya koyduk. Somali'yi görmeyenlere, görmek istemeyenlere, Somali'de yaşananları hissetmeyenlere; Somali'nin sesini, Somali'nin feryadını duyurmak için son derece samimi, hasbi, içten bir mücadele içinde olduk.''
''ÇOCUKLARIN MİLLİYETLERİ YOKTUR''
Somali'ye gitmeyenlerin, oradaki manzarayı görmeyenlerin, durumun vahametini anlamalarının kolay olmayabileceğini belirten Erdoğan, ''Başkentin hemen içinde, on binlerce aile, çadırlarda yaşıyor. Çadır dedimse, o bildiğiniz bezden yapılmış çadırlar değil. Üç-dört ağaç dalı birbirine çatılıyor, üzerine naylon poşetler örtülüyor ve bu yapı, üç kişilik, beş kişilik bir aile için, lüks bir barınak haline geliyor. Bu tür çadırlara, bu tür barınaklara dahi sahip olamayan binlerce aile var. Çeşitli sorunlar nedeniyle alt yapı yatırımları gerçekleşemiyor. Bu kadar büyük bir nüfusun tamamına yardım ulaştırılamıyor, güvenlik sorunları nedeniyle, yardım kuruluşları her ihtiyaç sahibine ulaşamıyor'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, çadırlarda ziyaret ettiği çocukların, anne-babaların, sağlık ihtiyaçları bir tarafa, günlük beslenme ihtiyaçlarını dahi karşılamakta çok ama çok zorlandıklarını gördüklerini anlattı.
Dün Medeniyetler İttifakı İstanbul Toplantısı'nda da ifade etti gibi çocukların ırklarının olmadığını kaydeden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Çocukların milliyetleri yoktur. Çocukların, kendi derilerinin rengini, dillerini, inançlarını, yaşayacakları ülkeyi seçme hakları yoktur. Somalili çocuklar, mevcut manzarada hiçbir mesuliyetleri olmadığı halde, adeta dünyanın tüm yükünü o minicik omuzlarında taşıyorlar. Oyuncak, ilaç, kitap, defter, kalemden bahsetmiyorum. O çocuklar, günde 3-5 pirinç tanesi dahi yemeden, bir lokma ekmek yutamadan uykuya dalıyor ve maalesef bazıları sabaha çıkamıyor. Çadırlarda, o minicik ellere dokunan, o çocukların gözlerindeki hüzne şahit olan birisinin, inanın, o çocuklar orada öyle beklerken, gece rahat uyuması mümkün değildir.''
Başbakan Erdoğan, Somali ziyareti sırasında doktorların müdahale ettiği bir çadırda deri ve kemikten müteşekkil bir küçük çocuk gördüğünü, ayrıldıktan biraz sonra hastaneye götürülürken ölüm haberini duyduğunu anlattı.
***
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası toplum adına ve Somali yönetimiyle yakın işbirliği içinde, devlet inşası sürecini yürütecek yeni bir mekanizmaya ya da misyona ihtiyaç olduğunu belirterek, ''Bu çerçevede, örneğin, yeni ve güçlendirilmiş bir Somali Birleşmiş Milletler Misyonu'nun teşkilinin tartışılmasının zamanı gelmiştir diye düşünüyoruz. Bu yönde bir ilk adım olarak, Birleşmiş Milletler, Somali'de stratejik bir gözden geçirme çalışması başlatabilir'' dedi.
Erdoğan, ''Somali'nin Geleceğinin Hazırlanması: 2015 Hedefleri'' temasıyla düzenlenen 2. İstanbul Somali Konferansı'nda, Somali'deki dramın, sadece Somali'nin değil, insanlığın ortak dramı olduğunu söyledi.
''Ancak, Somali'deki sorun, aynı zamanda, en başta Somalili kardeşlerimizin birliğiyle, beraberliğiyle, ortak mücadelesiyle çözüme kavuşacak bir sorundur'' diyen Erdoğan, ''Bir evin içinde yılan varsa, yılanın boyunu, yılanın ne kadar uzun, ne kadar kısa olduğunu tartışmak gereksizdir'' şeklindeki Somali atasözüne atıfta bulundu.
Erdoğan, ''Somali'de bir sorun var. Somali'de sorunu çözmek yerine, ben-sen tartışması yapmak, çözüme fayda sağlamayacağı gibi, sorunun daha da kalıcı hale gelmesine neden olacaktır'' diye konuştu.
Yine bir Somali atasözünün ''Bir kardeş, insanın omzu gibidir'' dediğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Evet, biz, Somali'nin omuz omuza verdiğini, ayağa kalktığını, yürüdüğünü görmek istiyoruz. Biz, Somali'de kardeşlerin kucaklaştığını görmek, kardeşlik hukukunun gereklerini yerine getirdiklerini görmek, işte bu kucaklaşmaya, bu kardeşliğe elimizden gelen her türlü desteği vermek istiyoruz. Somali bunu gerçekleştirecek güce de, dirayete de, bilince de sahiptir. Esasen, İstanbul Zirvesi, işte Somali'de görülmek istenen manzaradır. İstanbul zirvesi, Somali'nin adeta umudu, adeta her zaman görmek istediği manzaradır. Buradaki manzarayı Somali'ye taşıyarak, inşallah farklı bir Somali'yi siz inşa edecek, biz de bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hep arkanızda, yanınızda olacağız. Somali'den güzel haberler, umut verici haberler alıyoruz. Mogadişu'da hayat canlanmaya başladı. Sokaklar temizleniyor, evler tamir ediliyor, yeni inşaatlar yapılıyor, trafik, alışveriş artıyor, caddeler yavaş yavaş canlanıyor.''
GEÇİŞ DÖNEMİ AĞUSTOSTA SONA ERİYOR
Başbakan Erdoğan, Kampala Anlaşması, Yol Haritası, Garove ve Galkoye Prensipleri uyarınca, Somali'de geçiş döneminin ağustos ayında son bulması ve yeni bir dönemin başlaması gerektiğini hatırlatarak, şöyle devam etti:
''Biz, Türkiye olarak, Yol Haritası ve belirlenen prensiplerin hem içerik, hem de zaman tahditleri çerçevesinde uygulanmasına önem veriyoruz. Yeni dönemin kilometre taşları, Kurucu Meclis üyelerinin seçimi, Anayasa'nın kabulü, Parlamento'nun seçilmesi, Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın belirlenmesi olacaktır. Ağustos ayından itibaren, inşallah, artık Somali'nin geleceğini, bizzat Somali halkı şekillendirecektir. Somali'nin yakın geleceğine dair izlenebilecek politikaların konuşulmasının da zamanı takdir edersiniz ki gelmiştir. Somali siyasetçilerinin, kanaat önderlerinin, sivil toplum örgütlerinin ve aydınlarının Somali'nin ağustos sonrası dönemini tartışmalarına ihtiyaç olduğu açıktır. Uluslararası toplumun da ağustos sonrası için Somali'de izlenebilecek daha rasyonel ve yapıcı politikalar oluşturması gerekiyor.''
Somali'de barış ve istikrarın kalıcı bir şekilde yerleştirilebilmesi için öncelikle devlet kurumlarının ihdas edilmesi, milli bir ordu, polis ve yargı gücünün kurulmasının elzem olduğunu dile getiren Erdoğan, yeniden imar ve kalkınma çalışmalarının, hem Mogadişu, hem de yerel düzeyde kesintisiz biçimde sürdürülmesinin de bir başka gereklilik olduğunu vurguladı.
Erdoğan, ayrıca, mülteci ve yerlerinden edilmiş insanların evlerine dönmelerinin sağlanması gerektiğini de belirterek, Somali'nin tarihinde ağustos sonrasında açılacak yeni sayfada yapılması gerekenlerin kapsam ve nicelik olarak çok fazla olduğunu anlattı.
ULUSLARARASI TOPLUM
Başbakan Erdoğan, ''Türkiye olarak, söz konusu çalışmaların yapılabilmesini teminen Somalili aktörlerin hazırlayacağı yeni programı en güçlü şekilde destekleyeceğiz'' diyerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Burada şu hususun da altını çizmek durumundayım. Uluslararası toplum adına ve Somali yönetimiyle yakın işbirliği içinde, devlet inşası sürecini yürütecek yeni bir mekanizmaya ya da misyona ihtiyaç var. Bu çerçevede, örneğin, yeni ve güçlendirilmiş bir Somali Birleşmiş Milletler Misyonu'nun teşkilinin tartışılmasının zamanı gelmiştir diye düşünüyoruz. Bu yönde bir ilk adım olarak, Birleşmiş Milletler, Somali'de stratejik bir gözden geçirme çalışması başlatabilir. Somali'de hayatın normalleşebilmesi için ülke genelinde asayiş ve güvenliği tesis edecek ve sürdürecek milli güvenlik kurumlarına ihtiyaç var. Bugün için Somali güvenlik güçlerinin ülkede temel güvenlik hizmetini sağlayabilmek için yardıma ihtiyacı olduğu görülüyor.''
Somali güvenlik güçlerinin yapılandırılması hususunda Türkiye'nin öncülüğünde ''Somali Güvenlik Sektörü'nün Yeniden Yapılandırılması Fonu'' kurulması için gerekli girişimlerin başlatıldığını anlatan Erdoğan, aynı şekilde, Somali sınırları içinde de güvenliğin çok daha güçlü şekilde tesis edilmesi gerektiğini kaydetti.
Erdoğan, muharip bir güç olan AMISOM'un da yerel asayiş ve istikrarın sağlanmasında görevlendirilebilmesinin önünde birçok engel bulunduğuna işaret ederek, bununla birlikte, AMISOM'un Somali'de icra etmekte olduğu göreve olan ihtiyacın bir süre daha devam edeceğini anlattı.
Türkiye'nin Somali için gerçekleştirdiği destek faaliyetlerini de aktaran Erdoğan, Türkiye'nin, AMISOM'a 2009 yılında olduğu gibi bir kez daha 1 milyon dolar katkıda bulunma kararı verdiğini söyledi.
Erdoğan, son 1 yıl içinde, Somali için düzenlenen yardım kampanyalarında, halkın yaklaşık 300 milyon dolar tutarında bağışta bulunduğunu dile getirerek, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın, düzenli olarak Mogadişu'yu ziyaret ederek, Türkiye'nin kamu kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin faaliyetlerini yerinde izlediğini kaydetti.
SOMALİ'Yİ GÖRME GEREĞİ
Başbakan Erdoğan, ''Güvenlik risklerine rağmen, Büyükelçiliğimizi 1 Kasım 2011 tarihinde açarak Somali'deki faaliyetlerimize büyük bir ivme kazandırdık. Mogadişu'daki tek batılı büyükelçilik halen Türkiye Büyükelçiliği'dir. Somali'yi görmeden, orada yaşamadan Somali için doğru ve etkin politikalar üretilemez ve yardımda bulunulamaz. Uluslararası toplumu bu vesileyle bir kez daha Mogadişu'da temsilcilik açmaya davet ediyorum'' diye konuştu.
Türk Hava Yolları'nın 5 Mart 2012 tarihinde İstanbul-Mogadişu seferlerini başlattığını hatırlatan Erdoğan, böylece ilk defa Somali'nin dış dünyayla doğrudan bağlantısı kurulduğunu ifade etti.
Erdoğan, Türkiye olarak Mogadişu'da çok sayıda kalkınma ve altyapı projesini hayata geçirmeye çalıştıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:
''Faaliyetlerimiz Mogadişu ile de sınırlı kalmıyor. Puntland ve Galmudug bölgelerinde iki ayrı Bölgesel Kalkınma Ofisi kurma çalışmalarımız son aşamaya geldi. Nitekim bu konferans marjında Türkiye ile Somali arasında bölgesel kalkınma ofislerinin kuruluş anlaşmasını da imzalayacağız. Biz, Türkiye olarak, her türlü imkanımızla, her türlü desteğimizle, Somalili kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Somali'nin sorunlarını uluslararası platformlarda dile getirmeyi, Somali için uluslararası girişimlerde yer almayı sürdüreceğiz. Yine bir Somali atasözü şunu söylüyor, 'Bir insanın, en rahat uyuyabileceği yatak, barış yatağıdır'. Biz, Somali'de barış zeminin güçlenmesi, barış zemini üzerinde müreffeh bir Somali'nin yükselmesi için her zaman Somalili kardeşlerimizin yanınızda olacağız. İstanbul'daki bu anlamlı kardeşlik manzarasının Somali'ye aynı şekilde taşınması temennimi yinelemek istiyorum.''
SON VİDEO HABER
Haber Ara