"Tedbir almadan spora soyunmayın"
Devlet İstatistik Enstütüsü'nün verilerine göre Türkiye'de ölümlerin neredeyse yarısının kalp ve kalbe bağlı hastalıklardan kaynaklandığı belirtildi.
Bursa Özel Bahar Hastanesi'nden Kardiyoloji Uzmanı Dr. Fahriye Vata
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-02-03 08:30:16
Bursa Özel Bahar Hastanesi'nden Kardiyoloji Uzmanı Dr. Fahriye Vatansever Ağaca, kalp kaynaklı ölümlerin önlenmesinde düzenli egzersizin büyük önemi olduğunu söyledi. Bilinçsiz yapılan spor ve ağır egzersizlerin kalp krizi ve ani ölüm riskini arttırdığını anlatan Uzm. Dr. Ağaca, egzersiz sırasında veya egzersiz sonrası 1 saat içinde meydana gelen ölümlerin yüzde 70'inin koroner damarların aterosklerozuna (damar sertliği) bağlı olduğunu kaydetti. Damar sertliğine bağlı ölümlerin yüzde 30'unda daha öncesinde hiçbir belirti görülmediğini, yani spor yapan kişinin tamamen sağlıklı olduğunu ve şikayeti olmadığını dile getirdi.
"SPOR VE EGZERSİZ BİRBİRİNDEN FARKLIDIR"
Spor ve egzersizin birbirinden farklı kavramlar olduğuna dikkat çeken Kardiyoloji Uzmanı Dr. Fahriye Vatansever Ağaca, sporun içinde yenme, yenilme ve rekabet kavramları olduğunu kaydetti. Bu durumun spor yapan kişinin kalbine aşırı yüklenmesine neden olduğunu, bunun da ani ölümler ve kalp krizini tetikleyebileceğini belirten Uzm. Dr. Ağaca şöyle devam etti:
"Uygun fiziki aktivite olarak tanımlanan egzersiz ise kardiyovasküler hastalığı veya risk faktörü (yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, şişmanlık) olanların yanı sıra tamamen sağlıklı bireylere de sağlık açısından fayda sağlamaktadır. Kalp hastalarının büyük çoğunluğu yapılacak kalp muayenesi neticesinde doktorları tarafından tespit edilecek yoğunluktaki fiziksel egzersiz programını uygulayabilirler. Bazı durumlarda kalp hastalarına egzersiz önerilmez. Kalp krizinin ilk günleri, istirahat halinde de göğüs ağrısı olan kalp damar hastaları, tedavi edilmemiş ciddi ritm bozuklukları, ileri evre ciddi kalp yetmezliği, kontrolsüz hipertansiyon, ameliyat öncesi ciddi kapak darlıkları bunlardandır."
İstisnai durumlar dışındaki, klinik durumu stabil olan hastalara düzenli egzersiz tavsiye edildiğine vurgu yapan Uzm. Dr. Fahriye Vatansever Ağaca, bilinen kalp hastalığı olanların vücuttaki büyük kas gruplarının çalıştırılarak yapıldığı izotonik egzersizleri tercih etmesi gerektiğini kaydetti. Bu kişilerin yürüyüş, yüzme, bisiklete binme gibi aktiviteler yapabileceklerine işaret eden Uzm. Dr. Ağaca, yapılacak egzersizin düzeyinin hastalığın seviyesi ve kişinin efor kapasitesine göre hastanın hekimi tarafından belirlendiğini söyledi.
HER TÜRLÜ EGZERSİZ KALP HASTASINA UYGUN DEĞİL
Ağaca, "İleri evre kalp hastalığı olmayanlar için genel olarak Dünya Sağlık Örgütü tarafından haftada en az dört gün, günde en az yarım saat süre ile düzenli egzersiz önerilmektedir. Bu şekilde yapılan egzersizin kalp hastalarında ölüm oranlarında yüzde 35 ve hastaneye yatışlarda yüzde 28 azalma sağladığı gösterilmiştir. Egzersiz temel olarak kalp hastalarında dört mekanizma ile ölüm riskini azaltmaktadır. Her türlü egzersiz kalp hastaları için uygun değildir. Örneğin halter, kürek çekme, vücut geliştirme, ağırlık kaldırma gibi çok sayıda kası değil de belli kasları çalıştıran ve solunum sayısını artırmayan egzersizler kalp hastalarına önerilmemektedir. Diğer önemli bir husus yarışma tarzı sporlar konusudur. Koroner arter hastasına yarışma tarzı sporlar kesinlikle tavsiye edilmemektedir. Tenis, basketbol ve futbol maçları ani ölümlere yol açabilmektedir. Aşırı heyecan içeren ve fazla güç gerektiren paraşütle atlama, dalma, tırmanma gibi sporlar da kalp hastası için uygun değildir." diye konuştu.
SAĞLIKLIYIM, NE YAPMALIYIM?
Spor yapmanın sağlık için çok önemli olduğuna dikkat çeken Uzm. Dr. Ağaca, özellikle çocukluk ve gençlik çağlarında başlanan zorlayıcı sporları yapan sporcularda, belirtisiz ve o ana kadar bilinmeyen kalp hastalıklarına bağlı ani ölüm riskinin, sporcu olmayanlara göre 2-3 kat daha yüksek olduğunu söyledi. Bu sebeple spora başlamadan önce kalbin spora uygun olup olmadığının doktor muayenesi ile değerlendirilmesi gerektiğinin şart olduğunu anlatan Dr. Ağaca, sporcu adaylarının ailevi öykülerinin iyi incelenmesi gerektiğini dile getirdi.Göğüs ağrısı, nefes darlığı, çabuk yorulma, çarpıntı, göz kararması veya bayılma yakınmalarının veya geçici şuur kayıplarının olup olmadığının sorgulanmasını isteyen Dr. Ağaca, "Beden muayeneleri ayrıntılı yapılmalı, mutlaka tansiyon ölçülmeli, üfürüm açısından kalp dinlenmelidir. Tüm sporcu adaylarının EKG'leri çekilmeli ve değerlendirilmelidir. Yukarıdaki incelemelerde anormallik saptanan kişilerin kardiyoloji uzmanı tarafından daha ayrıntılı tetkikleri yapılmalıdır. Hiçbir şikayeti olmayan, 40 yaş üstü, düzenli egzersiz yapmayan, idmansız kişilerin de belirli bir egzersiz programı veya spora başlamadan önce mutlaka kalp muayenesinden geçmeleri tavsiye edilmektedir. Yüksek riskli bireylerin zorlu egzersize başlamadan önce kardiyak muayene ve maximum efor testinden geçmeleri önerilmektedir. Bu tanım 40 yaş üstü sağlıklı erkekler, 50 yaş üstü sağlıklı bayanlar ve birden fazla kardiyovasküler risk faktörü (aile öyküsü, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği, şeker hastalığı, sigara kullanımı, aşırı kilo gibi) olan herhangi bir yaştaki tüm bireyleri kapsamaktadır." dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara