HSYK: Savcılar resmi belgede tahrifat yapıp görevi kötüye kullandı
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başkanvekili Ahmet Hamsici, Deniz Feneri soruşturması kapsamında savcılar hakkında yapılan işlemin bazı olayların üzerine gittikleri için değil, bunu yaparken resmi belgede tahrifat ve görevi kötüye kullandık
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-02-03 11:13:04
Konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapan Hamsici, bazı basın yayın organlarında "Deniz Feneri eski savcılarına için hapis istemi, Savcılara jet hızı dava, Deniz feneri savcıları hakkında iddianame hazırlandı, Deniz fenerinde 'asıl fail bizmişiz?, vb" başlıklı yapılan haber ve yorumlar nedeniyle açıklama yapma gereği duyduklarını belirtti. 2802 sayılı Kanunun 89/1 maddesinde "Hâkim ve savcılar hakkında görevden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlar nedeniyle kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde evrak ilgilinin görev yaptığı Ağır Ceza Mahkemesine en yakın Ağır Ceza Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilir" hükmünün bulunduğunu hatırlatan Hamsici, aynı Kanunun 89/2 maddesinde ise "Cumhuriyet savcısı beş gün içinde (ilgili hâkim veya Cumhuriyet savcısı hakkındaki) iddianamesini düzenleyerek evrakı, son soruşturmanın açılmasına veya son soruşturmanın açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere Ağır Ceza Mahkemesine verir." hükümlerinin yer aldığını kaydetti.
Ayrıca aynı Yasa'nın 95'inci maddesinde de "Hâkim ve savcılara ait davalar acele işlerden sayılır. Kanuni zaruretlerden doğan davalar üç aydan fazla devam edemez" şeklinde düzenleme yer aldığını dile getiren Hamsici, şöyle devam etti: "2802 sayılı Kanunundaki bu düzenlemeler dikkate alındığında yerine getirdikleri kamu görevi nedeniyle hâkim veya Cumhuriyet savcıları hakkındaki yargılamaların ivedilikle sonuçlandırılmasının istendiği açık bir şekilde ortadadır. Kurulumuz tarafından 2802 sayılı Kanununa göre kovuşturma izni verildikten sonra son soruşturmanın açılıp açılmamasına ilgili Ağır Ceza Mahkemesi karar verecektir. Dolayısıyla iddianame düzenleyen Cumhuriyet Başsavcılığının bu konuda herhangi bir takdir hakkı bulunmamaktadır. İlgili üç savcı hakkında verilen soruşturma ve kovuşturma izni 'Deniz Feneri' soruşturmasını yürüttükleri veya bazı olayların üzerine gittikleri için değil, bunu yaparken resmi belgede tahrifat ve görevi kötüye kullandıklarının iddia edilmesinden kaynaklanmaktadır. Nitekim Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İkinci Dairesi tarafından 2011 yılı içinde ilgili Cumhuriyet savcıları dışında 13 dosyada, 13 hâkim ve Cumhuriyet savcısı hakkında değişik suçlamalarla kovuşturma izni verilmiş ve bütün bu dosyalarda da yukarıda belirtilen kanuni hükümler uyarınca işlem yapılmıştır."
NİHAİ KARAR DEĞİL ARA KARAR
Bahse konu haberlerde özellikle ilgili Cumhuriyet savcıları haklarında verilen kovuşturma izni kararına karşı yapılan itiraz sürecinin sona ermeden dosyanın Sincan Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiğinin belirtildiğini ifade eden Hamsici, hâlbuki Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu İkinci Dairesi tarafından verilen "kovuşturma izni verilmesi" kararının bir ara karar olduğunu ve sonuç doğurucu nihai bir karar olmadığını vurguladı. Bu sebeple de yeniden inceleme ve itiraza konu edilemediğinin altını çizen Hamsici, "İlgililer hakkında kovuşturma işlemlerine başlanmasını sağlayacak karar ancak Sincan Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilebilecektir. Sincan Ağır Ceza Mahkemesi delilleri değerlendirip son soruşturmaya geçilmesine yer olup olmadığına karar verecektir. Son soruşturmaya geçilmesine yer olmadığına karar verilirse, kovuşturma sona erecektir. Son soruşturmaya geçilmesine karar verilirse ilgililerin 1. Sınıf hâkim ve savcı oldukları sebebiyle Yargıtay ilgili dairesinde yargılamaları yapılacaktır." dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara