İnsan Hakları Örgütü, Arap Baharı'nda Batı'yı eleştirilirken Türkiye'yi övdü
2012 yılı raporu yayınlayan İnsan Hakları İzleme (HRW) örgütü, Arap Baharı konusunda Batı ülkelerini eleştirirken Türkiye'ye ise övgüde bulundu. Raporun Türkiye bölümünde ise insan hakları konusunda Ankara'ya olumsuz bir karne verildi. Raporda Arap B
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-01-23 16:30:36
Arap dünyasının geleneksel "komşu ülkelerin gelişmesini tehdit olarak görme" anlayışının Arap Baharı ile yıkıldığı vurgulanan raporda, halkların kendi haklarını kazanmak için sokaklara döküldüğü hatırlatılıyor. Batılı hükümetlerin ise sokakların nereye gideceğinin bilinmediği ve kontrolünün mümkün olmadığı gibi gerekçeler ile Arap halklarının bu hak arayışında desteklemekten çekindiği kaydediliyor.
New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün 2012 İnsan Hakları raporunun giriş bölümünün tamamına yakını Arap Baharı ve Batılı ülkelerin tutumuna ayrıldı. Batılı ülkelerin Arap Baharı'nı desteklemekte tereddüt geçirmesinin asıl nedenlerinden birisinin de 'politik İslam'ın" gizli ajandası olduğu yönündeki kuşkular olduğu ifade ediliyor.
Birleşmiş Milletler'in New York'taki genel merkezinde yapılan basın toplantısı ile dünya kamuoyuna açıklanan raporda, politik İslam'ın gizli ajandası olacağı fikrinin temelinde İran devrimi ve 1990'larda Cezayir'de yaşanılan olayların yattığı dile getiriliyor. Çin ile Rusya'nın, Arap Baharı'na kendi iç sorunlarını örtbas edebilmek için karşı olduklarını savunan HRW, bunun yanında Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika'nın BM Güvenlik Konseyi'nde Suriye konusunda çıkarılmaya çalışılan tasarıya karşı gelmelerinin ise hayal kırıklığına neden olduğunu kaydediyor.
Örgüt, raporunda Irak'ın da hızla otoriter rejime kaydığını, Amerika'nın Irak'ta geriye "yeşeren bir polis devleti" bıraktığını ifade ediyor.
TÜRKİYE'YE HEM TARİHİ HEM DE REJİM SORUMLULUĞU DÜŞÜYOR
Raporda Arap Baharı'nda Türkiye'ye HRW'ye göre hem tarihi hem de bölgesinde demokratik ülke olması nedeniyle önemli görevler düştüğü belirtiliyor. Türkiye'nin bölgesinde en güven verici ülke olduğuna dikkat çekilirken, hem geçmişi ile hem de iktidarda bulunan muhafazakar hükümeti ile çok yerinde ve iyi bir örnek olduğu kaydediliyor.
Raporda, hükümetin "İslami muhafazakar" olmasına rağmen hiçbir uygulamasında dini esasları temel almadığına dikkat çekiliyor. Türkiye'nin ekonomik olarak her geçen gün büyümesinin neticesinde Arap dünyasında giderek etkisini arttırdığı belirtiliyor. Türkiye'nin Suriye'deki halkın demokratik taleplerine diğer komşu Arap ülkelerinden daha fazla destek verdiğinin hatırlatıldığı raporda yine Mısır'daki hak talebinde de Ankara'nın büyük desteği olduğunun altı çiziliyor. HRW raporunda Türkiye'nin yalnızca Arap Baharı'na değil İsrail'in Gazze halkını cezalandırmasına da karşı çıkmasını olumlu bir gelişme olarak niteliyor.
Raporda, Türkiye'nin yalnızca Arap Baharı'nda değil İran'da 2009 yılında yaşanan ve 'Yeşil Devrim' olarak adlandırılan halkın demokratik taleplerinin karşılanması için komşusuna baskı yapması da takdirle karşılanıyor. Raporda Türkiye'nin, Türki Cumhuriyetleri'nde yaşanılan insan hakları ihlallerine karşı tutum sergilediği de belirtiliyor.
RAPORUN TÜRKİYE BÖLÜMÜNDE ANKARA'YA SERT ELEŞTİRİ
Raporda Ankara'nın hatalı olan suçla mücadele yasasını değiştirmesi tavsiye ediliyor. Türkiye'nin kendi içindeki insan hakları ihlallerine neden olan kusurları düzeltebilecek ülke olduğu ifade edilen raporda, ülkede azınlık olan Kürt halkıyla insan haklarının genişletilmesi konusunda uzlaşıya gitmesi tavsiye ediliyor. Son olarak raporun giriş bölümünde Türkiye'nin bölgesinde pozitif değişimlere öncülük edebilecek ülke olduğuna vurgu yapılarak, 'Eğer lider ülke olacak ise Türkiye, içerideki insan hakları konusunda ilerlemeler sağlamalı' deniliyor.
Uluslararası HRW örgütü, Türkiye'nin uluslararası saygınlığının insan haklarına bağlı olduğunu kaydediyor. Örgüt, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin son seçimleri kazanmasından bu yana ülke içinde insan haklarını kısıtlayan adımlar attığını ileri sürüyor.
Toplam 676 sayfada 90'ı aşkın ülkenin değerlendirildiği raporda, Ankara'nın insan hakları konusunda isteksizliğinin bölgesel bir güç olarak uluslararası güvenilirlik kazanmada zorlayacağı vurgulanıyor. Raporda 'Türkiye bölgede demokratik reformları savunma rolü oynamak istiyor; ancak bu çabalarına içteki demokratik reformların eşlik etmesi gerekiyor' ifadeleri yer alıyor.
İnsan Hakları Gözlem örgütü raporunda Türkiye'de kadınlara karşı şiddetin yaygın olduğu, polisin insan hakları ihlallerinin cezasız kaldığı ve hükümetin anayasada reform sözü vermesine rağmen Barış ve Demokrasi Partisi yetkililerine yönelik baskı kampanyasını arttırdığı da öne sürülüyor.
Haber Ara