"Geçici 15. madde af niteliğinde, milletvekilinin kürsü masumiyeti ile aynı"
12 Eylül 1980 askeri darbesine ilişkin hazırlanan ve Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede, dönemin Genelkurmay Başkanı ve 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile Hava Kuvvetleri Komutanı Emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın avukatlar
14 Yıl Önce Güncellendi
2012-01-10 14:41:25
"ZAMAN AŞIMI SÜRESİ DOLMADI"
Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin ise İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesinin hiç kimseye demokratik düzeni ortadan kaldırarak, diktatörlük kurmaya yol açacak bir askeri darbe yapma yetkisi vermediğini kaydetti. 1982 Anayasası'nın geçici 15. maddesindeki düzenlemeye bakıldığında düzenlemenin şüpheliler hakkında bir soruşturma ve yargılama engeli ortaya koyduğunun anlaşıldığını dile getiren Çetin, gerek Anayasa'da, gerekse Türk Ceza Kanunlarında soruşturma ve yargılama engelinin bulunduğu hallerde zamanaşımının işlemeyeceği kuralının öngörüldüğünü ifade etti. Anayasanın 12 Eylül 2010 tarihinde referandumla kaldırılan geçici 15. maddesinin de burada olduğu gibi bir soruşturma ve kovuşturma engeli olduğuna dikkat çeken Çetin, "Dolayısıyla şüphelilere atılı bulunan eylemlerde zamanaşımı, eylemlerin gerçekleştiği 02/01/1980 ve 12/09/1980 tarihlerinde işlemeye başlamış ancak 1982 Anayasasının geçici 15. maddesinin yürürlüğe girdiği 09/11/1982 tarihinde durmuştur. Söz konusu suçlarda zamanaşımı süresi 20 yıl olup, 09/11/1982 tarihinde durmuş olan zamanaşımı geçici 15. maddenin kaldırıldığı referandum sonucunun resmi gazetede yayınlandığı 23/09/2010 tarihinden itibaren yeniden işlemeye başlamıştır. Açıklanan nedenlerle iç hukukumuza göre zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır." dedi.
Suç tarihi yönünden de bir değerlendirme yapan Çetin, "Şüphelilere atılı bulunan 27/12/1979 tarihli muhtıra açısından bir tartışma yoktur. Buradaki Anayasayı ihlal (askeri darbe) suçu muhtıranın Başbakana ulaştığı 02/01/1980 tarihinde işlenmiştir. 12 Eylül 1980 tarihinde işlenmeye başlanan Anayasayı ihlal (askeri darbe) suçu açısından durum değerlendirildiğinde ise bu suç 12 Eylül 1980 tarihinde işlenip sona ermemiştir. Askeri darbe gerçekleştikten sonra darbe koşulları devam etmiş, bu koşullar içerisinde şüpheliler topluma büyük mağduriyetler yaşatan eylemlerine devam etmişlerdir. Bu dönemde temel hak ve özgürlükler tamamen güvencesiz bırakılmıştır. Temel hak ve özgürlüklerin güvencesi olan demokratik rejime geçilmesine izin verilmemiştir. Dolayısıyla demokratik rejime geçiş serbest bırakılıncaya kadar, yani TBBM görevine başlayıncaya kadar Anayasayı ihlal (askeri darbe) suçu temadi etmiştir. TBMM görevine, Başkanlık Divanı'nın oluştuğu 6 Aralık 1983 tarihinde başlamıştır. Buna göre, bu suçun suç tarihi; 12/09/1980 ile 06/12/1983 arasıdır." ifadelerini kullandı.
"ANAYASA'NIN GEÇİCİ 15. MADDESİ AF OLARAK KABUL EDİLEMEZ"
Geçici 15. maddenin af niteliğinde olup olmadığını değerlendiren Çetin, Anayasa'nın geçici 15. maddesinin bir tür af kanununu olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını vurguladı. Anayasayı ihlal (askeri darbe) suçunun temadi eden bir suç olup bu suçun TBMM'nin görevine başladığı 06/12/1983 tarihine kadar işlenmeye devam edildiğini anlatan Çetin, şöyle devam etti: "Anayasa'nın 15. maddesi ise 09/11/1982 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Söz konusu geçici 15. maddede '12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin Başkanlık Divanı oluşturuluncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356 sayılı kanunla kurulu Milli Güvenlik Konseyi'nin, bu konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev ifa eden Danışma Meclisi'nin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.' düzenleme getirildiği, düzenlemede, TBMM Başkanlık Divanı oluşturuluncaya kadar, yani 06/12/1983 tarihine kadar ilgililer hakkında yargı merciine başvurulamayacağından söz edilmektedir. Bir af kanununun yürürlüğe girdiği tarihten sonra gerçekleşecek eylemler için uygulanacağını kabul etme imkanı bulunmamaktadır. Ayrıca darbe yönetiminin denetimi ve isteğine göre hazırlanmış bir Anayasa'da yer alan madde metninde "af" tabiri kullanılmamışken, gözaltı merkezleri ve cezaevlerinde, insanlık dışı işkence ve kötü muamele gören binlerce mağdurun aleyhine yorum yaparak, düzenlemenin af niteliğinde olduğunu söyleme olanağı yoktur. Bu nedenlerle Anayasa'nın kaldırılan geçici 15. maddesinin af kanunu olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmıştır."
SON VİDEO HABER
Haber Ara