Gül: Savaş zamanlarında bile devlet başkanları birbirleriyle konuşur

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Fransız Meclisi'nde sözde Ermeni soykırımını kabul etmeyenlere ceza öngören tasarının kabul edilmesini sert sözlerle eleştirdi. Gül, bir zamanlar çoğulculuğun ve her türlü fikrin serbestçe konuşulduğu bir ülke olarak bilinen Fransa'da bu yapılan değişiklikle birlikte bundan sonra kimsenin samimi görüşünü ifade edemeyeceğini belirtti. Sarkozi'nin telefonuna çıkmamasını da eleştiren Gül, "Savaş anında bile devlet başkanları, cumhurbaşkanları bir birleriyle konuşurlar." dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Cuma namazını Yeniköy Çarşı Merkez Camii'nde kıldı. Cumhurbaşkanı gelmeden önce camiye girenler tek tek arandı.
Cami çıkışında basın mensuplarının sorularını cevaplayan Gül, yaşananların çok ibret verici olduğunu söyledi.
Her şeyden önce orada ifade edilen sözlerin Türkiye'ye ve Türk halkına çok büyük saygısızlık olarak gördüğünü kaydeden Gül, "Hepimizi çok rencide etmiştir yapılan konuşmalar. Bundan dolayı şiddetle kınıyorum. O tutanağa baktığınızda gerçekten akıl almaz, 1881 yılında çıkarılan bir basın kanunu var. Şimdi bu basın kanununun ifade özgürlüğü ile ilgili taraflarını kısıtlama getiriyor Fransız Ulusal Meclisi. Bir zamanlar çoğulculuğun ve her türlü fikrin serbestçe konuşulduğu bir ülke olarak bilinen Fransa'da bu yapılan değişiklikle birlikte bunlardan sonra kimse samimi görüşünü ifade edemeyecek. Bu konuda tarihçiler yeni bulgular belgeler açıklayamayacak." şeklinde konuştu.

'KENDİ DEĞERLERİYLE ÇELİŞİYORLAR'
Fransa'nın resmi görüşünün dışında görüş ifade eden herkesin suçlu bulunacağını ve cezalandırılacağını kaydeden Gül, "Doğrusu bunun Fransa'da olup bitiyor olmasına insanın gerçekten akıl erdirmesi zordur. Çünkü kendi değerleriyle de çelişmektedirler. Umut ederim ki Fransa Ulusal Meclisinde başlayan bu tartışma ve kararlaştırılan bu kanun teklifi bundan sonraki sürecinde işlemez ve Fransız entelektüelleri, Fransız aydınları Fransa'nın sağduyulu siyasetçileri iş adamları kendilerine gelirler ve bu yapılan şeyin aslında kendi değerleriyle de ters düştüğünü Fransız demokrasisine çok büyük bir gölge düşüreceğini görürler ve bu işi durdururlar." ifadelerini kullandı.
"Şüphesiz ki Türkiye'nin tepkisi devam edecektir." diyen Gül, şöyle konuştu: "Hükümetimizin ve halkımızın tepkisi tamamiyle meşrudur ve kendimizi savunmaktır. Yine çok gariptir ki bazen büyük ulusların tarihinde bu tip olaylar oluyor işte Fransa'da olduğu gibi. Türk Fransız ilişkileri çok kadimdir ama Fransa'nın şu anki Cumhurbaşkanı Türkiye'ye karşı çok ön yargıları olan bir şahsiyettir. Bu ön yargıları bu büyük kadim Türk Fransız ilişkilerine de çok büyük bir darbe vurmaktadır. Yine çok tezat teşkil eden başka bir husus şudur ki; Fransa Kafkasya'daki istikrarsızlığı gidermek ve Kafkasya'da özellikle de Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki ihtilafa çözüm bulmak için kurulan Minsk grubunun da 3 üyesinden birisidir. Herhalde bu yasa teklifi kanunlaştıktan sonra ki böyle olmamasını ümit ederim Fransa'nın bütün bu ara buluculuk çalışmalarından hemen geri çekilmesi gerekir çünkü tarafsızlığını resmen ihlal eden ve taraflı olduğunu resmen ilan eden tavır almaktadır bu davranışıyla Fransa gerçekten çok üzücüdür, tepkimiz çok haklıdır. Tepkimiz muhakkak ki güçlü bir şekilde devam edecektir."
"Fransız Cumhurbaşkanının telefonlara çıkmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye acaba yeterince kendisini anlatamadı mı?" şeklindeki sorulara ise Cumhurbaşkanı, "Türkiye yeterince kendisini anlatıyor. Türkiye kendisini anlatmasının ötesinde bu Fransız basın yasasına eklenen bir madde. Sözüm ona orada Türkiye'nin ismi geçmiyor. Ermenistan ismi Ermenistan meselesi de geçmiyor. Ama Fransa'nın resmi görüşü aleyhinde görüş ifade edenlere ceza getiriyor. Fransa'nın daha önce kabul ettiği yasa çerçevesinde bunlar var. Bütün bunlar dolambaçlı bir şekilde dürüst olmayan bir şekilde yapılan şeylerdir. Ayrıca şunu söylemek isterim; savaş anında bile devlet başkanları cumhurbaşkanları birbirleriyle konuşurlar, savaşan ülkelerin bile bu karşımızdaki Cumhurbaşkanının Türkiye ye karşı ön yargılarını göstermenin ötesinde kendisiyle ilgili sorunlarını ortaya koymaktadır." diye cevapladı.
Açıklamaların ardından Gül, makam otosuna binerek Huber Köşkü'ne geçti.