"Merkel ve Sarkozy'i mutlu etmek için ülkemin çıkarlarını feda mı etseydim?"
İngiltere Başbakanı David Cameron, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı nicolas Sarkozy'nin öncülüğünü yaptığı ve AB'yi 'Euro kullanan 17 ülkenin öncülüğünde farklı bir yapıya büründürmeyi hedefleyen' tasarısını veto ederek tarihi
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-12-10 12:08:47
Ülkedeki büyük bir çoğunluk veto kararını 'olumlu' bularak Başbakan'ı 'kahraman' ilan ederken, diğer bir kesim ise Cameron'ı 'İngiltere'yi Avrupa'da yalnız bırakmakla' suçluyor. "Başbakan veto etmekle iyi mi etti kötü mü etti bilmiyorum doğrusu." şeklinde düşünenlerin sayısı da bir hayli fazla.
Başbakan Cameron, ülkesinin ekonomik çıkarlarının öncelikli olduğunu belirterek, "Birçok değişlik içeren ve daha çok bürokrasi ve karmaşık bir yapıya bürünen yeni bir anlaşmaya ancak ülkemin çıkarlarının korunması durumunda onay verirdim. Bu anlaşmada bunu göremediğim için altını imza atmadım." şeklinde konuştu.
Cameron, NATO'nun Avrupa'daki en etkili üyesinden biri olarak güvenlik konularında Avrupa'nın 'karar verici' ülkelerinin başında geldiklerini kaydederek, Libya operasyonunda ülkesinin üstlenmiş olduğu liderlik rolünü buna örnek olarak gösterdi. Buna ilaveten Avrupa serbest ekonomik bölgesinde de çok etkin olduklarını sözlerine ekleyen İngiltere Başbakanı, "Euro konusuna gelince, biz Euro para birimini kullanmıyoruz. Bu sebeple Euro kullanan 17 ülke her istediğinde toplantı yapıp tartışmalara katılmamız gereksiz ve bizim için bir anlamı yok." diye konuştu.
Merkel ve Sarkozy'nin söz konusu 17 ülkenin çıkarı için Euro bölgesi dışındaki ülkelerden de fedakarlık beklediğini ifade eden Cameron, "Bize diyorlar ki: Diğer 26 üye gibi sen de kendi ülkenin çıkarlarını düşünme, gel bu anlaşmaya imza at. Bu anlaşmaya imza atarak oradaki toplantı odasında bulunanların işini kolaylaştırıp onları mutlu edebilirim. Peki benim ülkemin çıkarları için yanlış bir karara imza atmış olmayacak mıyım?" şeklinde açıklamada bulundu.
Cameron, Brüksel'deki toplantıya giderken İngiliz halkına açıkça, "Ülkemin çıkarları öncelikli gelir. Bunu koruyacak bir anlaşma olursa imzalarım yoksa veto edeceğim." şeklinde açıklama yaptığını hatırlattı.
İngiltere'nin çıkarları yönünde olması şartıyla AB üyesi olarak kalma taraftarı olduğuna vurgu yapan Cameron, "AB üyeliğinin ülkemiz için faydalı olduğunu düşünüyorum. Ülkemin çıkarlarına zarar vermedikçe hep üye kalmaktan yana oldum." diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Nick Clegg ise başlangıçta Cameron'ın vetosunu destekleyen açıklamalar yaparken, lideri olduğu Liberal Demokrat üyelerinin baskısı sonucu, yeni oluşacak çift vitesli AB'de İngiltere'nin yalnız kalması karşısında endişe duyduğunu ifade ederek söylemini değiştirdi.
Anamuhalafetteki İşçi Partisi lideri Ed Miliband da Cameron'ı sert bir şekilde eleştirerek, "Son çeyrek asırda Avrupa liginde her zaman ilk sırada yer almış İngiltere'yi 'veto kararıyla' en alt sıralara sürüklemeyi başardı." diye konuştu.
Sıkı denetleme için ülke anayasalarının tadil edilmesinin kararlaştırıldığı toplantıya, İngiltere'nin 'yeni sözleşme'yi veto kararı damgasını vurdu. Almanya Başbakanı Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin, Birliğin yapısında radikal değişiklikler içeren önerisini reddeden İngiltere, AB'den izole edildi. Merkel ve Sarkozy, Euro kullanan 17 ülkeyle yollarına devam edebileceklerini açıkça ortaya koydu.
Ortak para biriminin doğumunu müjdeleyen Maastricht Anlaşması'ndan tam 20 yıl sonra dün Avrupalı liderler bu defa Euro'yu kurtarmak için tarihi kararlara imza attı. Mali denetlemenin arttırılması için ülke anayasalarının tadil edilmesinin kararlaştırıldığı toplantıya, İngiltere'nin 'yeni sözleşme'yi veto kararı damgasını vurmuştu.
İngiltere'nin saf dışı bırakılması ile neticelenen ve 26 üyenin desteklediği anlaşma çerçevesinde üye ülkeler hükümranlıklarının bir kısmını daha Brüksel'e devretmeye 'evet' dedi. BBC'nin 'Avrupa'nın değiştiği gece' dediği zirvede 'iki vitesli Avrupa'ya yöneliş de hızlandı.
Haber Ara