KCK zanlılarını tutuklayan hakim, daha önceki kararında da KCK'yı anlatmış
Terör örgütü KCK'ya yönelik İstanbul'daki operasyonlarda 34 şüpheliyi tutuklayan hakimin daha önce mahkeme başkanı olarak verdikleri bir kararda KCK'nın gelişimini anlattığı öğrenildi. Yargıtay tarafından onanan kararda KCK yapılanması için, "Terör ö
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-11-27 12:32:46
Van'da 2009 yılında 18 kişinin yargılandığı bir dava sonunda yazılan gerekçeli kararda KCK'nın oluşum süreci tüm detaylarıyla anlatılıyor. Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından 2010'da onaylanan bu kararda, terör örgütü PKK'nın kuruluş süreci uzun uzun anlatıldıktan sonra, örgütün terörist imajından uzaklaşmak istediğine vurgu yapılıyor.Bu kararda, şu anda İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde üye hakim olarak görev yapan ve son operasyonda çoğu avukat 34 zanlının tutuklanmasına karar veren hakim Mehmet Ekinci'nin imzası da bulunuyor. O dönemde kararı veren Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nin başkanlığını yapan Mehmet Ekinci'nin de imzası bulunan kararda, teröristbaşı Öcalan'ın yakalanmasından sonra KCK'nın oluşum sürecinin başladığı anlatılıyor.
Kararda, "Temel faaliyet metodu olarak sözde gerilla savaşını sürdürdüğü yıllarda legal faaliyetleri, silahlı faaliyetlere hizmet eden basit bir araç olarak niteleyen terör örgütü zamanla legal faaliyetleri ön plana çıkarmaya başlamıştır." denildi. Güvenlik kuvvetlerinin etkili mücadelesi nedeniyle terör örgütünün 1995 yılından itibaren çok daha legal alana yöneldiğine dikkat çekilen kararda, "Teröristbaşı Abdullah Öcalan'ın yakalandığı 1999 yılından sonra terör örgütü legal faaliyetlere yeni bir misyon biçmiştir. Özelikle teröristbaşının, terörist imajından kurtularak siyasi bir hürriyet kazanması amacıyla bazı kararlar alınmıştır. Öyle ki bu değişim yasallaşmak olarak empoze edilmek istenmiştir. Terör örgütü 2001 yılında yeniden yapılanma hamlesi adı altında başlattığı değişimlerde temel faaliyet biçimi olarak şiddeti dışlayan sözde siyasal serhildanı esas aldığını ileri sürmüştür." ifadeleri kullanıldı.
Örgütün, bu tür propagandalar ile hem iç hem de dış kamuoyu nazarında terörist örgüt imajından ve dışlanmaktan kurtulmaya çalıştığına vurgu yapılan kararda, "Bu iddialar 2004 yılından itibaren kırsal kesimde ve merkezlerde tırmandırılan mayınlanma, bombalama gibi terör eylemlerinin gölgesinde kalmıştır. Buna rağmen terörist örgütün siyasallaşma hedefine yoğunlaştığı yurt içinde ve yurt dışında sürdürdüğü faaliyetler ile siyasallaşmak için çaba gösterdiği bilinmektedir." denildi.
Terör örgütünün hedeflediği siyasallaşmanın, yasaları bölücü amaç ile yöntemlerine uygun hale getirmek için değiştirme mücadelesi olduğu belirtilen kararda, örgütün bu niyetini ve hedeflerini açıkça ortaya koyduğu da ifade edildi. "Nitekim terör örgütü elebaşısı, yakalandıktan sonra kendine ve örgütüne siyasal bir kimlik edinmek yolunda adımlar atmaya çalışmıştır." denilen karar, "İlk olarak görünürde, bölücü, ayrılıkçı söylemleri terk ederek, yerine devletin üniter birliğini esas aldığını beyan eden açıklamalara yer vermiştir. Bu bağlamda temel hedef olarak 'Demokratik Cumhuriyet ekseninde Kürt kültürel kimliğinin anayasal düzeyde tanınması istediğini' ileri sürmüştür. Terörist başının bu çıkışı ile terörist eylemlerde bir kısım gerilemeler görülmüş ise de örgüte müzahir legal kurum ve kuruluş faaliyetlerinde tırmanışlar baş göstermiştir. Ancak terörist başının talimatlarına uygun olarak oluşturulan legal kurum ve kuruluşlar, faaliyetlerinde yasalara uymak yerine, yasaların suç saydığı bölücü söylem ve eylemlerde ısrar ederek yasaları ihlal etmişlerdir. Böylece bölücü fikir ve eylemlerini ortama dayatarak fiili durum meydana getirmeye çalışmışlardır." ifadeleri yer aldı.
Kararda KCK'ya yönelik ise şu ifadeler bulunuyor: "Öte yandan örgüt yurt içindeki büyün örgüte müzahir legal kurum ve kuruluşları tek elden koordine etmek ve siyasallaşma hedefi doğrultusunda daha etkili hale getirmek için sözde Türkiye Meclisi (TM) adı altında bir birim oluşturmuştur. Oluşturulan bu birimin görevinin terörist örgüt hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla sayasal ya da yasal olmayan eylemleri sevk ve idare etmek, bunun için yeni örgütlenmeler oluşturmak, var olanları yeniden düzenlemek olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla giderek Kürdistan Demokratik Topluluğu – Türkiye Meclisi (KCK-TM) bünyesinde merkezileştirilen legal faaliyetlerin örgütün-örgüt hedeflerinin siyasallaşmasının temel itici gücü olacağı değerlendirilmiştir."
SON VİDEO HABER
Haber Ara