Afrika Dini Liderler Zirvesi sonuç bildirgesinde barış ve huzur vurgusu
2. Afrika Müslüman Dini Liderler Zirvesi sonuç bildirgesinde, "Bölge ülkelerinde sağlıklı dini bilgiye dayalı manevi rehberliğe olan ihtiyaç, özellikle kriz bölgelerinde barış ve huzurun tesisi için inisiyatif alabilecek 'Afro-Asya İslam Dünyası Mane
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-11-24 16:58:25
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 2. Afrika Müslüman Dini Liderler Zirvesi sonuç bildirgesini kamuoyuna açıkladı.
Sonuç bildirgesinin okunmasından önce kısa bir konuşma yapan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, kimsenin bu toplantının arkasında başka bir gaye aramaması gerektiğini söyledi.
Görmez, "Bu toplantıyı düzenlememizin en önemli nedeni dünya ülkelerindeki Afrika imajını değiştirmek. Biz on dört asırdır aynı medeniyetin çocuklarıyız. Afrikalı kardeşlerimizi Necaşi'nin yadigârı ve Hazreti Bilal'in mümessili kabul ediyoruz." dedi.
Afrikalı dini liderlere zirvenin kurumsallaşmasını ve her sene toplanmasını teklif eden Görmez "Sadece bir araya gelmekle kalmayalım. Bir araya geldiğimizde kararlar alalım." diye konuştu.
Görmez, ardından sonuç bildirgesini okudu. Sonuç bildirgesinde, insanlığın 21. yüzyılın ilk çeyreğinde dünya tarihinin şahit olduğu en önemli değişimlerden birisini daha gerçekleştirecek gelişmelere tanık olduğu kaydedildi.
Dünyada akan kardeş kanının durması temennisinde bulunuldu. Afrika'da İslam'ın varlığının tüm Müslümanlar için sadece bir hafıza bilgisinden ibaret olmadığı, herkes için İslam kardeşliğinin gereğini yerine getirmekle ilgili duyarlılıkların ortaya konacağı bir sınanma ve imtihan alanı olduğu ifade edildi.
Bildirgede, "Afrika'da İslam ve Müslümanlar son birkaç asırda uluslararası siyaset, güç çıkar çatışmaları içinde güçsüz bırakılmış, temsil ve aidiyetle başlayan bir dizi sorun bugün Afrika'nın 'makûs gerçeği'ni ortaya çıkarmıştır. Eski ve yeni sömürgecilik siyasetleri ile kendi sahip oldukları zenginliklerinden ısrarla uzak tutulmaya çalışılan Afrika Müslümanları, dini, milli, kültürel ve eğitsel yönden sürekli olarak baskı altında tutulmakta ve kendi öz çıkarlarının gerektirdiği adımları atma konusunda asla rahat bırakılmamaktadırlar. Açık olarak ifade etmek gerekir ki Afrika Müslümanlarının bu kayıpları karşısında Dünya Müslümanlarının ilgisiz ve kayıtsızlığı tercih etmesi asla kabul edilemez. Türkiye'nin üstlendiği rol her türlü takdirin üzerindedir. " denildi.
"ŞİDDET VE TERÖR OLAYLARIYLA İSLAM'IN ÖZDEŞLEŞTİRİLMESİ KABUL EDİLEMEZ."
Görmez, ardından dini liderler zirvesinde mutabakata varılan maddeleri deklare etti.
Sonuç bildirgesinde, "İslam'ın tarih boyunca barış, sevgi ve kardeşlik dini olduğu açıkça bilinmesine rağmen son zamanlarda dünyanın çeşitli bölgelerinde meydana gelen şiddet ve terör olaylarıyla Müslümanların ve İslam dininin özdeşleştirilmesi hiçbir şekilde tasvip edilemez." ifadelerine yer verildi.
Genel olarak sömürgeleştirmelerle, köle ticaretiyle, iç savaşlarla ve yardıma muhtaç insan görüntüleriyle çizilen Afrika imajının, kıta insanının kültürel ve manevi zenginliğini örttüğü kaydedildi.
Afrika'nın tarih boyunca bilim ve düşünce alanında insanlığa sunduğu katkılarla anılması gerektiği belirtilerek, "Kıtanın asıl sorunlarına çözüm bulabilmek dünyanın Afrika toplumlarıyla doğru ilişkiler kurmasını sağlayabilmek için oluşturulan çarpık imajın değiştirilmesi yönünde insanlık olarak ortak çaba gösterilmelidir." görüşlerine yer verildi.
Toplam 25 maddenin bulunduğu bildirgede yer alan diğer bazı hususlar şöyle:
-Kişinin dini inancını ifade etmesi ve bunu başkalarıyla paylaşmasının temel bir hak ve hürriyettir. Ancak, bazı kişi, kurum ve kuruluşların, işsizlik, sağlık sorunları, fakirlik ve iç savaş gibi ekonomik ve siyasi sorunlardan kaynaklanan zaafları, ekonomik, teknik ve askeri güç ve imkânları, psikolojik üstünlükleri kullanarak masum insanlara din ve inanç empoze etmesinin asla kabul edilemez.
—Afrika'nın çeşitli bölgelerinde devam eden çatışmalarda ve iç savaşlarda doğrudan masum halkı, cami ve mescitleri, mukaddes mekânları ve tarihi eserleri hedef alan saldırılar, gerçekte birer insanlık suçudur. Bu bölgelerde meydana gelen çatışma ve savaşların bir an önce durması en büyük temennimizdir. Farklı din mensuplarından da bu yönde aynı gayret ve samimi yaklaşımın beklendiği bilinmelidir.
—Bölge ülkelerinde sağlıklı dini bilgiye dayalı manevi rehberliğe olan ihtiyaç, özellikle kriz bölgelerinde barış ve huzurun tesisi için inisiyatif alabilecek 'Afro-Asya İslam Dünyası Manevi Liderler Birliği' mahiyetinde bir oluşumun gerçekleştirilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu birliğin yapı, içerik ve işleyişi konusunda ön çalışma yapmak üzere bir heyet teşkil edilmelidir. Bu birlik küresel ve mahalli ölçekte İslam'a ve Müslümanlara yönelen meydan okumalar karşısında ortak bir duyarlılık, ortak dil ve yöntem ile hareket edebilen ilgili uluslar arası kuruluşlarla işbirliği yapabilen kurumsal bir yapılanmaya sahip olmalıdır.
—Ülkelerimizin ve dini teşkilatların iletişim ve koordinasyonunun daha etkin sağlanması açısından Afrika ülkelerinde Türkiye'nin her düzeyde dini temsilciliklerinin açılması gereklilik arz etmektedir.
—Başta Osmanlı eserleri olmak üzere Afrika ülkelerindeki İslami bakiye, cami ve mescitlerin inşa ve onarımı, restorasyonu konularında yardımlaşmanın imkânlar ölçüsünde sağlanmasına öncelik verilmelidir.
—Türkiye'deki imam hatip lisesi benzeri eğitim kurumlarının Kıta ülkelerinde de modellenmesi ve bunların İlahiyat Fakültesi gibi yüksek din eğitim veren fakültelerle devamı sağlanmalıdır.
—Bölgedeki din görevlisi ihtiyacını karşılamak amacıyla Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Kur'an kurslarında ve ülkemizdeki din eğitimi kurumlarında Afrika kıtasından öğrencilere din eğitimi verilmesi ve öğretim verilmesi ve eğitimli din görevlisi ihtiyacını karşılamak maksadıyla karşılıklı işbirliği faaliyetlerinin artırılarak sürdürülmesi ve bu faaliyetlerin bölgede ihtiyaç duyulan bütün ülke ve bölgeleri de kapsayacak şekilde geliştirilmesi gerekmektedir.
—Türkiye Diyanet işleri Başkanlığı tarafından 2006 yılında uygulamaya konulan kardeş şehir projesi Afrika kıtasını içine alacak şekilde genişletilmiş olup Afrika'nın 31 ülkesi ile Türkiye'nin il ve büyük ölçekli ilçe müftülükleri kardeş şehir olarak belirlenmiştir. Afrika'da yaşayan dindaşlarımızın ihtiyaç duydukları cami, okul, kütüphane, yayın, eğitim ve çeşitli sosyal etkinliklerin gerçekleştirilmesi amacıyla Kardeş Şehir Projesi'nin diğer ülke ve bölgeleri kapsayacak şekilde genişletilmesine, proje kapsamında ortaya konan çalışmaların daha da geliştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.
—Vekâletle kurban kesimi kampanyası çerçevesinde, Afrika kıtasındaki bazı ülkelere Türkiye Diyanet Vakfı tarafından her sene organize edilerek ulaştırılan kurban kesim hizmetinin kıtanın tamamına ulaşabilmesi için ilgili ülkelerdeki sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği artırılmalıdır.
—Türkiye-Afrika Müslüman Ülke ve Topluluklar Zirvesi çerçevesinde alınan kararların yakından takibi konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde daimi bir sekretarya oluşturulmalıdır. Burada hem Türkiye hem de Afrika'dan görevliler bulundurulmalı ve zirvelerde alınan kararların takibi ve gelecek zirve için ön hazırlıklarının sağlıklı bir şekilde yapılması sağlanmalıdır.
"AFRİKA ALGISINI DEĞİŞTİRMEK İÇİN BİR TEŞEBBÜS"
Öte yandan Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, toplantıya verilen arada gazetecilerin sorularını cevapladı.
Zirve'nin asıl amacının Afrika algısını değiştirmek olduğunu kaydeden Görmez, "Afrika ile ilgili yanlış bir algı var. Sadece geri kalmışlıkla anılıyor. Afrika bütün medeniyetlere beşiklik yapmış. Son 2 asırda sömürgecilik, köle ticareti, modern sömürge yöntemleri, siyasi ve ekonomik amaçlarla suni bir inanç ve kültür coğrafyası oluşturma çabaları olmuştur. Bütün bunlar Afrikalı insanları yorgun bıraktı." şeklinde konuştu.
Görmez, Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında hem din eğitimi hem de kültürel alanda işbirliğinin geliştirilmesini önemsediklerini kaydetti.
400'ü aşkın Afrikalı öğrencinin din eğitim almak üzere Türkiye'de bulunduğunu belirten Görmez, bu sayının daha da artacağını dile getirdi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara