"OSTİM'deki patlamadan önce denetleme yoktu, sonra her hafta denetlendik"
Ankara'daki OSTİM Organize Sanayi Bölgesi'nde 3 Şubat 2011'de meydana gelen, 20 kişinin ölümü ve çok sayıda kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan 2 patlamada sorumluluğu bulunduğu iddia edilen 3'ü tutuklu to
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-11-22 12:37:05
Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanıklar, patlamalarda hayatını kaybedenlerin yakınları ve tarafların avukatları katıldı.
Tercüman vasıtasıyla dinlenen tanık olarak ifade veren işitme engelli Kerim Alptekin, patlama olayını görmediğini, o sırada işyerinde bulunduğunu ifade etti.
Ersoy Gaz firmasında tüp dolum işini 2 kişi ile birlikte yaptıklarını dile getiren Alptekin, yıllardan beri tüplerin içine oksijen gazı doldurduğunu söyledi. Doldurduğu tüplerin renginin mavi boyalı olduğunu anlatan Alptekin, işyerinde farklı tüplerin de bulunduğunu ancak başkalarının bunları farklı yerde doldurduğunu ifade etti. Dışarıdaki tüplerin de renklerinin aynı olduğunu, LPG gazı doldurulduğunu, 12 litrelik olduğunu belirten Alptekin, kendisinin hiç LPG doldurmadığını kaydetti. İşyeri dışında doğalgaz doldurulup doldurulmadığı konusunda da bir bilgisinin olmadığını ifade eden Alptekin, oksijen gazının boşaltılıp yerine başka gazın doldurulduğu konusunda bir bilgisinin bulunmadığını vurguladı. Dolum için gelen tüplerin içinde başka gazların olup olmadığının test edilip dolum yapıldığını, hatta tüplerin ömrü 5 seneden fazla ise bunların da atıldığını dile getiren Alptekin, gaz doldurma konusunda herhangi bir eğitim almadığını, sadece işyerinde eğitim aldığını, özürlü kadrosunda çalıştığını söyledi.
Doldurduğu tüplerin TSE belgesi olup olmadığını bilmediğini Alptekin, 1997–2000 arası Ersoy Gaz firmasında çalıştığını ve ayrıldığını, sonra ise 2006'da tekrar aynı işyerine girdiğini ancak çalıştığı süre içinde işyerine denetim için kimsenin gelmediğinin altını çizdi. Tüplerin 5 yılı geçip geçmediğini ustasının söylediğini, çalıştığı süre içinde zamanı dolmuş tüplerin de geldiğini ancak bunların ayırt edildiğini ifade eden Alptekin, dolması gereken tüplerin testlerinin yapıldığını belirtti.
Boş tüplerin içinde herhangi bir gazın olup olmadığını denetlediğini anlatan Coşkun Hamurcu ise bu konuda herhangi bir sertifikasının bulunmadığını, sadece ustasından 3 aylık bir eğitim aldığını söyledi.
Patlamadan önce işyerlerinde herhangi bir denetleme olmadığını vurgulayan Hamurcu, patlamadan sonra her hafta işyerlerinde denetleme yapıldığını belirtti. Tüpün içinden çıkan gazın LPG kokusuna benzediğini ifade eden Hamurcu, doluma gelen her tüpün denetlendiğini savundu.
ŞEREFSİZ TARTIŞMASI
Duruşmada sanık avukatları ile mağdur yakınları arasında 'şerefsiz' tartışması yaşandı. Sanık avukatları, yargılanan Aydın Özkanlı'nın kendilerine şerefsiz dediğini iddia etti ve bunun tutanaklara geçirilmesini istedi. Bu sırada mağdur yakınları olaya tepki gösterdi. "Sizin içiniz yanmadı" diye seslenen mağdur yakınları, sanık avukatlarına tepki gösterdi. Avukatlar ise "Biz şerefsiz değiliz, hukukçuyuz" karşılığını verdi. Devreye giren Mahkeme Başkanı Oktay Saday, herkesi daha dikkatli davranmaları konusunda uyardı ve 'şerefsiz' ifadesini zapta geçirdi.
İbrahim Dal da patlamanın yanlış gazın dolumundan kaynaklandığını tahmin ettiğini kaydetti. Bir tek patlama değil daha önce yine patlamaların olduğunu savunan Dal, CNG dolu tüpün içine oksijenin doldurulduğunu ileri sürdü.
"SORUMLU 9 KİŞİ DEĞİL 100 KİŞİ"
Davada yargılanan gaz firmasının mesul müdürü mühendis Bahadır Esendir, tutukluluk halinin kaldırılmasını talep etti.
Türkiye'de denetleme eksikliğine dikkat çeken Esendir, patlamadan önce denetleme yapılmadığını vurguladı.
Patlamadan sonra kendilerine Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'ndan gelen denetleyicilerin birinin tekstil birinin ise ziraat mühendisi olduğunu anlatan Esendir, suçluların sadece mahkemede bulunan 9 kişi olmadığını, 100 kişi olduğunu savundu.
Güçlü olanın güçsüzü ezmeye çalıştığını ve buradakilerin de güçsüz olduğunu ileri süren Esendir, Van depremini de hatırlatarak denetimlerin yetersiz olduğunu ifade etti.
Mağdurların avukatları, mahkemeden tutuksuz yargılanan sanıkların da delil karartma ihtimali bulunduğu gerekçesiyle tutuklanmasını talep etti. Tutuklu sanıkların avukatları ise müvekkillerinin serbest bırakılmasını istedi. Cumhuriyet Savcısı Mustafa Sağıroğlu da tutukluların tutukluluk hallerinin devam etmesini istedi.
Mahkeme Başkanı Oktay Saday, tutukluluk halinin devam etmesine, yeni bir bilirkişi raporu hazırlanmasına ise eksikliklerin giderildikten sonra karar verilmesine, gelmeyen tanıkların zorla getirilmesine karar verildiğini açıkladı.
Duruşma ileri bir tarihe ertelendi.
Haber Ara