Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

DEMESKO Başkanı Öztürk: Denizli, Türkiye'nin gıda deposu olacak

Denizli Sebze Meyve Komisyoncuları Derneği (DEMESKO) Başkanı Halil Öztürk, şehrin gelecekte Türkiye'nin önemli gıda ambarlarından biri olacağını söyledi. Gelecek 30 yıllık dönemde Denizli'deki tarım alanlarının çok daha fazla önem kazanacağını belirt

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-11-21 12:37:52

DEMESKO Başkanı Öztürk: Denizli, Türkiye'nin gıda deposu olacak
Denizli Sebze Meyve Komisyoncuları Derneği (DEMESKO) Başkanı Halil Öztürk, şehrin gelecekte Türkiye'nin önemli gıda ambarlarından biri olacağını söyledi. Gelecek 30 yıllık dönemde Denizli'deki tarım alanlarının çok daha fazla önem kazanacağını belirten Öztürk, "Uzmanlar, önümüzdeki 30 yıllık dönemde dünyanın sıcaklığının 3 ile 5 derece artacağını söylüyor. Bu da güney yarımkürede eskisi kadar tarım yapılamayacağı anlamına geliyor. Bu verilerden hareketle özellikle Ortadoğu ve Afrika gibi bölgelerde tarım bitecek. İşte bu noktada Türkiye çok önemli bir avantaja sahip, çünkü güney yarımküreye yakın olmakla birlikte kuzey yarımkürede yer alan bir ülke. Bu da önümüzdeki yıllarda ülkemizin, bir anda Avrupa ve Rusya'nın gıda ambarı olacağı anlamına geliyor. Denizli, Isparta ve Burdur gibi limanlara yakın şehirler de öne çıkıyor." dedi.
Denizli'nin Türkiye'nin önemli gıda ambarlarından biri olacağını düşünerek, şimdiden tarım politikasının gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayan DEMESKO Başkanı Öztürk, "Daha bugünden, '30 yıl içinde dünyada üretim ne olacak?', 'Türkiye'de üretim nasıl olacak?', 'Denizli bu üretimin neresinde yer alacak?' gibi soruların cevaplarını bulmamız lazım. Şu anda seracılıkta, bilhassa domates üreticiliği konusunda oldukça iyi durumdayız. Bir zamanlar sera domatesi dendiğinde akla Antalya, Mersin, Fethiye gibi yerler gelirken bunlar arasında artık Denizli de var. En büyük avantajımız ise jeotermal kaynaklar. Bunar sayesinde beş yıl gibi kısa bir sürede Türkiye'nin önde gelen kentlerinden biri olacağız ancak bu ilerlemeyi yalnızca sebze değil, meyve üretimine de yaymamız gerekiyor. Yüksek kesimlerde elma ve armut gibi ürünler yetiştirilirken Sarayköy gibi düşük râkımlı yerlerde şeftali ve erik yetiştiriliyor. Buradaki sıkıntımız doğal şartlarımız değil, üretim stratejimiz. Stratejimizi en baştan gözden geçirmeliyiz." diye konuştu.
Denizlili çiftçilerin müşteri talebini hesap etmeden üretim yaptığını, bunun da sıkıntılara sebep olduğunu kaydeden Halil Öztürk, "Nasıl giyimde, ayakkabıda, kozmetikte bir moda varsa, meyve ve sebzede de benzer durumlar söz konusu. Dünyadaki yaşam tarzı değiştikçe tüketim alışkanlıkları da değişiyor. Bu değişim de insanların damak zevkini etkiliyor. Örneğin Çivril ilçemiz, Türkiye'nin en önemli elma üretim bölgelerinden biri ancak 30 yıl önceki metotlarla üretime devam ediyor. Avrupa ve dünyanın diğer gelişmiş ülkeleri, artık eski elma türlerini tercih etmiyor." dedi.

Haber Ara