Cem Garipoğlu'na 24 yıl hapis cezası
Bahçeşehir'de bir villada 3 Mart 2009'da Münevver Karabulut'un öldrülmesi olayına ilişkin Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dava, 2 yıl 27 gün sonra karara bağlandı. Mahkeme heyeti, Cem Garipoğlu'na 'kasten, tasarlayarak, canavarca hisle ve
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-11-18 16:38:01
Bahçeşehir'de bir villada öldürülüp vücudu parçalara ayırılan Münevver Karabulut'u katil zanlısı Cem Garipoğlu olaydan 197 gün sonra teslim olmuştu. Cinayete ilişkin davanın karar duruşması Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Karar duruşmasına, tutuklu sanık Cem Garipoğlu ile baba Mehmet Nida Garipoğlu, anne Tülay Makbule Garipoğlu, amca Hayyam Garipoğlu şoför Ahmet Batur ile şirket yöneticileri Mehmet Karakayalı ve Habip Kurt katıldı. Münevver'in annesi Nagehan Karabulut ve baba Süreyya Karabulut da duruşmada hazır bulundu.
Mahkeme ilk olarak Garipoğlu ailesinin tanıkları olan aralarında Hayyam Garipoğlu'nun oğlu Fatih Garipoğlu ile birlikte yaşadığı Emine Başer, annesi Fatma Başer ile Hayyam Garipoğlu'nun oturduğu sitenin güvenlik görevlisi Nuh Naci Aydın'ı dinledi. Tanıkların tamamı cinayetin işlendiği gece Hayyam Garipoğlu'nun avukatıyla görüşmek üzere evden ayrıldığını anlattı. Mahkeme daha sonra sanıklardan savunmasını aldı. Son savunması sorulan katil zanlısı Cem Garipoğlu "Çok üzgünüm. Çok pişmanım. Münevver'in ailesinden, kendi ailemden özür diliyorum. Cezam neyse çekmeye razıyım" şeklinde konuştu.
Karabulut ailesinden özür dilediğini belirten baba Mehmet Nida Garipoğlu, "Benim oğlum affedilemez bir hata yaptı. Affedilemeyecek bir şekilde kızlarının canını almıştır. Ne deseler haklıdırlar. Benim cinayete iştirak ettiğimi söylüyorlar. Ben bir sene hapis yattım. Ben hayatımda Münevver'i görmedim. Ben melek gibi bir insanın canını neden alayım. Neden bu suça iştirak edeyim. Güvenlik kameralarında da belli olduğu gibi, ben o gün eve gelmedim. Benim olay günü nerede olduğum telefon ve OGS kayıtlarında bellidir. Bir insan bu şekilde bir cinayeti işleyip, 17 yaşındaki ehliyetsiz oğluna cesedi teslim edip gitmez. Ben böyle bir şey yapmazdım. Cinayet işleyecek olsam, 4 çocuğumun bulunduğu evde yapmazdım." dedi. Baba Garipoğlu, "Benim yaptığım hata, oğlumu saklamak oldu. Olay günü oğlumu evden alıp Beylikdüzü'ndeki lojmana götürdüm. Anahtarım olmadığı için Habip Karakurt ve Mehmet Karakayalı'yı da çağırdım ama onların olayla hiçbir ilgisi yoktur. Ben, ilk günden itibaren oğlumun bu olayı yaptığını düşünmedim. Bunu oğluma yakıştıramadım. Deliller toplanınca ve oğlumun ifadesinden sonra bu cinayeti oğlumun yalnız yaptığını anladım. Karabulut Ailesi'nden özür diliyorum." ifadelerini kullandı. Bu sırada anne Nagehan Karabulut 'yeter' diye bağırdı. Mahkeme heyetinin Nagehan Karabulut'u uyarmasının ardından konuşmasına devam eden Mehmet Nida Garipoğlu, "Ne deseler haklılar. Allah onlara sabır versin. Allah kimseye evlat acısı yaşatmasın. Sadece, acılarını benim ve ailemin paylaştığını bilmelerini istiyorum." şeklinde konuştu.
Daha sonra söz alan Hayyam Garipoğlu ise Cem'in yaptığı hatadan dolayı rüyalarında göremeyecekleri bir duruma düştüklerini ifade etti. Karabulut ailesinin acısını paylaştığını belirten Hayyam Garipoğlu, "Olayla hiçbir ilgim yoktur. Ben Cem'in saklanmasına yardımcı olmakla suçlanıyorum ama aksine ben Cem'in bulunmasına yardımcı oldum. Bunun için emniyetle işbirliği yaptım, beraatimi istiyorum." dedi.
Gözyaşları içinde ifade veren Cem Garipoğlu'nun annesi Makbule Garipoğlu, gündüz evden çıkarken giydiği kıyafetler ile gece polisin kendisini teslim sıradaki kıyafetlerin aynı olduğunu kaydetti. Evdeki herhangi bir eşyada parmak izi olmadığına işaret eden Makbule Garipoğlu, "Ben evi temizlesem, kıyafetlerimde hiç mi leke olmaz. Evdeki kova ve bezlerde parmak izim olmaz mıydı? Ben eve iki kızım ve kızlarımın öğretmeniyle geldim. Böyle bir manzara görsem, kızlarımı evden çıkartmak istemez miydim? Ne diyeceğimi bilemiyorum. O gün evde uzun uzun telefon görüşmeleri yapmışım. Kayınvalidemin ameliyatı vardı. Onunla ilgili görümcemle görüştüm. Bu kadar vahşice bir cinayetin izlerini kaldırsam, bu kadar rahat konuşabilir miyim? Evde bir terslik görsem eşimi aramaz mıydım? O gün hiç eşimi aramamışım. Polisler gelene kadar bir şeyden haberim yoktu. Olayları polis sorgusunda ve polisin bana gösterdiği görüntüleri birleştirerek çözmeye çalıştım. Cem, bu olaya kadar benim gurur duyduğum evladımdı. Ben, Cem teslim olup 'ben yaptım' diyene kadar hiç inanmadım. Hep içimde bir umut vardı ama Cem itiraf edince 'bunu nasıl yaptı' dedim" şeklinde konuştu. Bu sırada sinirlenen Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut, küfür sarf etti. Mahkeme heyetinin uyardığı Karabulut, "Karşımda katiller var. Nasıl sakin olayım" diye karşılık verdi. Bunun üzerine baba Karabulut, polis yardımıyla dışarıya çıkarıldı. Süreyya Karabulut bu sırada, mahkeme heyetine "Allah'ınızdan bulun, Allah sizi kahretsin" diye bağırdı. Konuşmasına devam eden Makbule Garipoğlu, "Allah düşmanımın başına evlat acısı vermesin. Tarif edilemeyecek çok büyük bir acı. Ben iki tarafa da üzülüyorum. İki ailenin de acısı ayrı. Münevver Karabulut için de en az evladım kadar gözyaşı döktüm, kahroldum. Ben ailenin yüzüne bakamıyorum. Benim güzel bir yuvam, güzel bir hayatım vardı. Her şey bir günde darmadağın oldu." dedi.
Mahkeme heyeti, son sözlerin ardından kararı açıklamak üzere duruşmaya 45 dakika verdi. Verilen aranın ardından kararı açıklayan mahkeme, Cem Garipoğlu'nu 24 yıl hapis cezasına çarptırdı. Baba Mehmet Nida Garipoğlu'nun beraatine karar veren mahkeme, Anne Tülay Makbule Garipoğlu ve amca Hayyam Garipoğlu, şoför Ahmet Batur ile şirket yöneticileri Mehmet Karakayalı ve Habip Kurt'u ise 3'er yıl hapis cezasına çarptırdı. Cem'in cezası infaz yasası gereğince cezasının 3'te 2'sini yatıp yaklaşık 13 yıl 9 ay sonra serbest kalabilecek.
SON VİDEO HABER
Haber Ara