Davutoğlu: Suriye'ye karşı Arap Ligi'nin harekete geçmesi memnuniyet verici
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye'deki gelişmeler karşısında Arap Ligi'nin kararlılıkla harekete geçmiş olmasının memnuniyet verici olduğunu belirtti.
Dışişleri Bakanlığı, Fas'ta düzenlenen Türk-Arap İşbirliği Forum
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-11-16 13:49:26
Dışişleri Bakanlığı, Fas'ta düzenlenen Türk-Arap İşbirliği Forumu Dışişleri Bakanları Dördüncü Toplantısı'nın açılışında, Davutoğlu'nun yaptığı konuşma ile ilgili bir yazılı açıklama yaptı.
Konuşmasında, Suriye'deki gelişmelere değinen Davutoğlu, Suriye Yönetimi'nin, Arap Ligi'ne karşı verdiği taahhütleri yerine getirmediğine dikkat çekerek, "Bu ülkedeki can kayıplarının sürmesi, bizi çok ciddi şekilde kaygılandırmaktadır. Esasen Suriye Yönetimi, bize de Ağustos ayında benzer taahhütlerde bulunmuş, ancak bu taahhütleri yerine getirmemiştir ve can kayıpları devam etmiştir. Gerek kutsal Ramazan ayında, gerek kutsal Kurban Bayramı'nda can kayıpları sürmüş ve sürüyor olması, sahip olduğumuz ortak kültüre ciddi darbe vurmaktadır. Arap Ligi'nin, 12 Kasım günü Suriye hakkında almış olduğu karar, bu ülkedeki durumun vahametini ortaya koyan, zamanlı ve sağduyulu bir adım olmuştur. Suriye Yönetimi'nin, Arap Ligi'ne verdiği taahhütleri yerine getirmemesinin maliyeti, Arap Dünyası içinde de yalnızlığa mahkûm edilmiş olmasıdır. Suriye Yönetimi, Arap Ligi'nin verdiği mesajı doğru okumalı ve kendi halkına karşı uyguladığı şiddete derhal son vererek, ülkede artık kaçınılmaz olan demokratik dönüşüm sürecinin önünü açmalıdır. Hiçbir yönetimin, kendi halkına karşı girdiği mücadeleden galip çıkması mümkün değildir. Kollektif cezalandırma, her gün sokaklarda onlarca insanı öldürmeye dayalı yöntemlerin başarılı olması mümkün değildir." dedi.
"VİCDAN SIZLATAN GÖRÜNTÜLERE SONSUZA KADAR TAHAMMÜL EDİLEMEZ"
Suriye Yönetimi'nin, insanlık vicdanını sızlatan görüntülere sonsuza kadar tahammül edilemeyeceğini bilmesi gerektiğini aktaran Davutoğlu, "Zaman, Suriye rejiminin aleyhine işlemektedir. Bugüne kadar açılan bütün krediler, uzatılan bütün eller Suriye Yönetimi tarafından heba edilmiştir. Suriye Yönetimi'nin, Arap Ligi'nin bu kararı almaya mecbur bırakan tutumu karşısında, uluslararası toplumun tüm aktörleri, sorumlu bir şekilde hareket etmeli ve Suriye'de akan kanı durdurmak için birlikte çalışmalıdır.
Türkiye, esasen dost ve kardeş Suriye halkının yanında yer almaya devam edecektir. Suriye'de yaşanan krizin sona erdirilmesi için başta Arap Ligi ve diğer bölge ülkeleri olmak üzere uluslararası toplum ile eşgüdüm içinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Hepimize üzerine düşen insani bir görev vardır. Bu da Suriye'de akan kanın durması ve Suriye halkının biran evvel hakettiği barış ve istikrara kavuşmasıdır." dedi.
"TÜRK-ARAP HALKLARI ARASINDA DERİN BAĞLAR VAR"
Türk-Arap İşbirliği Forumu'nun Türkiye için ayrı bir anlam taşıdığını hatırlatan Davutoğlu, "Türk ve Arap halkları arasındaki, derinliği ortaçağın başlarına kadar giden tarihi, kültürel ve sosyal bağların oluşturduğu temel üzerine kurduğumuz bu Forum, esasen günümüzün ihtiyaçlarına cevap vermeye yöneliktir. Paylaştığımız coğrafya ve çözüm aradığımız meseleler ortaktır. Elbirliği içinde hareket etmeden karşı karşıya bulunduğumuz sınamaların üstesinden gelebilmemiz mümkün değildir. Geçmişte nasıl kader birliği içinde olduysak, geleceğe de birlikte hazırlanmamız lazımdır." diye ifade etti.
Geçen yıl İstanbul toplantısından bu yana, Türk-Arap İşbirliği Forumu çerçevesinde birçok ortak faaliyet icra ettiklerini aktaran Davutoğlu, şöyle devam etti: "Bu çerçevede, toplantı sonunda kabul etmeyi öngördüğümüz Ortak Bildiri ile birlikte 2012-2015 dönemi için onaylayacağımız "Kapsamlı ve Sürdürülebilir Arap-Türk Ortaklığı İçin Rabat Girişimi"nin hazırlanmasına yaratıcı fikirlerle değerli katkılarda bulunan evsahibi Fas makamlarına da ayrıca teşekkür etmek isterim. Bu belge önümüzdeki faaliyetlere ışık tutacak niteliktedir. Türkiye olarak, "Rabat Girişimi" kapsamındaki ortak proje ve faaliyetlerin öngörülen takvim doğrultusunda hayata geçirilmeleri için elimizdeki tüm kaynakları seferber etmeye hazırız. "Rabat Girişimi"nin hayata geçirilmesinde, gerek diğer Arap ortaklarımızın, gerek Arap Ligi Sekretaryası'nın desteğini alacağımıza inancımız da tamdır."
"HALKLARIN İRADESİNİN ÖNÜNDE DURULAMAYACAĞI GÖRÜLDÜ"
Tunus'ta başlayan ve bölgeyi etkileyen Arap Baharı'na da değinen Davutoğlu; özgürlük, reform ve sosyal adalet talepleriyle sokaklara dökülen halkların iradesinin önünde hiçbir gücün duramayacağının en açık biçimde gözler önüne serildiğini kaydetti.
Halkların taleplerini dile getirirken ve bunların takipçisi olurken barışçı yolların asla terk edilmemesi gerektiğini her fırsatta dile getirdiklerini hatırlatan Davutoğlu, "Ancak Türkiye'nin, kendi halkına silah doğrultan yönetimlerin yanında asla yer almayacağını da bir kez daha vurgulamakta yarar görüyoruz. Türkiye olarak bölge halklarına yaklaşımımız, kapsayıcı ve kucaklayıcıdır. Bu bize tarihimizin ve bölgedeki deneyimlerimizin öğrettiği bir düsturdur. Bu ilkemizden ayrılmamız sözkonusu olamaz. Müslüman veya Hıristiyan, Şii veya Sünni, Maruni veya Kıpti, Arap veya Kürt, tüm bölge halklarını kardeşlerimiz olarak görüyor, bağrımıza basıyoruz. Dost elimizi, din, mezhep, etnik köken ayrımı yapmadan tüm topluluklara uzatıyoruz. Din, mezhep ve etnik köken farklılıklarını istismar etmeye çalışanları, cemaatler arasında nefret tohumları ekmek isteyenleri de şiddetle kınıyoruz. Farklı dinlere ve mezheplere yüzyıllar boyunca beşiklik yapmış bu toprakların, bu bölgenin bize kazandırdığı gelenek, farklı olana saygı duymaktır. Bölgemizin, farklı din, mezhep ve etnik kökenleri temsil eden toplulukların barış ve huzur içinde bir arada yaşayabildikleri, hoşgörünün hâkim olduğu bir istikrar havzası olmasını arzu ediyoruz." dedi.
Bölgesel sorunlara öncelikle bölge içinde çözümler aranması gerektiğine inandıklarını aktaran Davutoğlu; Arap Ligi'nin, bölgesel bir örgüt olarak yaşanan sorunlara çözüm arayışlarında daha aktif rol oynamakta olduğunu memnuniyetle müşahede ettiklerini kaydetti.
"FİLİSTİN'İN BM'YE TAM ÜYE OLMASI İÇİN DESTEĞİMİZ TAM"
Türk-Arap İşbirliği Forumu'nun, Filistin'in BM'ye bu başvuruyu kararlılıkla desteklediğini hatırlatan Davutoğlu, "İsrailliler, 181 sayılı BM Genel Kurulu kararı çerçevesinde 63 yıldır kendi devletlerine sahipken, aynı hakkın kardeş Filistinlilere çok görülmesini, ne anlayabilmek ne de açıklayabilmek mümkündür. Bu adaletsizliğe son verilmesi zamanı çoktan gelmiştir. Bu doğrultuda, Filistin'in UNESCO üyeliğini alkışlıyoruz ve bütün uluslararası forumlarda Filistin'e açık destek vereceğimizi bir kez daha duyuruyoruz. Uluslararası camianın UNESCO Genel Konferansı'nda ortaya koyduğu iradeden, başta BM Güvenlik Konseyi üyeleri olmak üzere, tüm ilgili tarafların gerekli mesajları almasını diliyoruz. Kalıcı barışa yönelik anlamlı müzakereler ancak eşit bir zeminde yapılabilir. Filistin'in devlet olarak resmen tanınmasıyla İsrail ile mevcut müzakere zemininin eşitlenmesi de mümkün olabilecektir. Bundan sonra iki devlet temelinde müzakerelerin yürütülmesi daha gerçekçi bir yaklaşım oluşturacaktır. Tabiatıyla, Filistinli kardeşlerimizin aralarındaki sorunları bir an önce çözerek kalıcı barış ve özgür bir Filistin hedefi yolunda el ele yürümeleri içten dileğimizdir. Bu yöndeki çabalarımızı sürdüreceğimize ve mevcut girişimlere destek vermeye devam edeceğimize kuşku yoktur." dedi.
"Gazze'de adeta bir hapishane hayatı yaşayan Filistinli kardeşlerimizin çektikleri cefayı da ne kabul etmemiz, ne içimize sindirebilmemiz, ne de buna tahammül etmemiz mümkündür. Bu insanlık ayıbının sona erdirilmesi amacıyla elbirliğiyle gerekli adımları atmayı sürdüreceğiz. Burada, Türk-Arap İşbirliği Forumu olarak İsrail'e çok güçlü bir mesaj veriyoruz: Bu zulüm sona ermeli ve Gazze'ye abluka derhal ve koşulsuz olarak kaldırılmalıdır." diyen davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bugünkü toplantımızın, bölgemizdeki tarihi gelişmeler ışığında, gerek Arap-Türk ilişkilerinin seyrinin değerlendirilmesi, gerek Arap Ligi ülkeleri ile Türkiye arasında yeni işbirliği olanaklarının gözden geçirilmesi bakımından önemli bir fırsat sunduğuna inanıyorum. Bu işbirliği olanakları kapsamında, hiç kuşkusuz, bölgemizde yaşanmakta olan gelişmelerin getirdiği sınamalar karşısında ortak anlayış ve tutum geliştirilmesi de yer almaktadır. Toplantımızın sonuçlarının, Türk-Arap İşbirliği Forumu'nun Türkiye ve Arap Ligi ülkeleri için sağladığı kurumsal işbirliği çerçevesini daha da güçlendireceğine yürekten inanıyorum. Bu çerçevede, dost ve kardeş Fas'ın göstermiş olduğu misafirperverliğe bir kez daha teşekkür ediyorum. Fas'ın, özellikle bu kritik dönemde yürütmekte olduğu reform süreci ile gerçek bir örnek teşkil ettiğine inanıyorum ve gerçek bir başarı öyküsü olacağına olan inancımı da tekrarlamak istiyorum. Asırlara dayanan Türk-Fas dostluğunun daha da güçlendiğine ve stratejik bir işbirliği çerçevesine dayandığına bir kez daha işaret etmek istiyorum. Bu Forum'un bir sonraki toplantısında, İstanbul'da buluşmak üzere hepinize en iyi dileklerimi ve teşekkürlerimi sunuyorum."
Haber Ara