"Hipertansiyon hastaları beslenmeye dikkat edin, hastalıklardan korunun"
Türkiye'de hipertansiyonun (yüksek tansiyon) görülme sıklığının yüzde 11-43 arasında değişiklik gösterdiği bildirildi. Hipertansiyonun, çoğunlukla 40 yaş üstünde görüldüğüne işaret eden uzmanlar, hastalığın vücutta atardamarlarda, kalpte ve böbrekler
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-10-27 06:59:10
Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden yapılan açıklamada, yüksek tansiyonun ilerleyen dönemlerde felç, böbrek hastalıkları ve kalp hastalıkları için önemli risk faktörü olduğu vurgulandı. Bazı durumlarda hipertansiyon hastalığının görülme riskinin daha da arttığına dikkat çekilen açıklamada, ailesinde hipertansiyon olan kişiler, şişman bireyler, yanlış ve düzensiz beslenenler, sigara ve alkol kullananlar, diyabet (şeker hastalığı), fiziksel aktivite eksikliği, hamile kadınlar, menopoz dönemindeki kadınlar ve tuz tüketimi yüksek kişilerin risk altında olduğu belirtildi.
TUZ TÜKETİMİ AZALTILMALI
Kan basıncının, belirli besin öğelerinin alımıyla etkilendiğinin vurgulandığı açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Bu nedenle yeterli ve dengeli beslenme, hipertansiyona yakalanmamak veya en azından hastalığın etkilerini en aza indirmek bakımından önemlidir. Bunun için ideal ağırlık korunmalı ve şişmanlığın önüne geçilmelidir. Vücut ağırlığının olması gerekenin üzerine çıkması, kolesterolün ve tansiyonun yükselmesine neden olacağından kalp hastalıkları riskini artıracak ve yaşam kalitesini azaltacaktır. Yapılan bilimsel çalışmalar, hipertansiyonun şişmanlar arasında yaygın olduğunu göstermiştir. Kilo alımı ile kan basıncı artmakta, kilo kaybı ile düşmektedir. Obezite (şişmanlık) tanısı konan kişiler öncelikle diyetisyen yardımı ile sağlıklı bir şekilde ideal ağırlıklarına ulaşmalıdırlar. Tuz ve sodyum tüketimi azaltılmalıdır. Tuz, güçlü bir damar büzücüdür ve tansiyonu düzenleyen bazı sistemleri etkiler. Aşırı tuz ve tuzlu besinleri (konserveler, turşular, hazır besinler, salamura besinler, tuzlu kuruyemişler gibi) tüketmemeye dikkat ediniz. Hipertansiyonu olan bir bireyin tuz tüketimi günde ortalama 2,5 gramı geçmemelidir. Yemekler tuz konmadan pişirilmeli, salamura yiyecekler, turşu, salça, hazır konserveler, hardal gibi hazır soslar, hazır çorbalar, cipsler gibi işlenmiş hazır besinlerden uzak durulmalıdır. Sofrada yemeklere ayrıca tuz eklenmemelidir."
SEBZE VE MEYVE TÜKETİMİNİ ARTIRIN
Her gün taze sebze ve meyve tüketimine özen gösterilmesi gerektiği dile getirilen açıklamada, sebze ve meyvelerde bulunan potasyum gibi minerallerin, kan basıncının düzenlenmesine yardımcı olduğu kaydedildi.
Meyve ve sebzeyi düzenli olarak tüketen toplumlarda, yüksek tansiyon görülme sıklığının daha az olduğunun altı çizilen açıklamada, gün içerisinde 2 porsiyon sebze ve ortalama 5 porsiyon meyve tüketiminin, kan basıncının düzene girmesine yardımcı olduğu ifade edildi. Hayvansal yağların yerine bitkisel sıvı yağlar kullanılmasında yarar olduğunun belirtildiği açıklamada, "Tereyağı, margarin, içyağı, kuyruk yağı gibi doymuş katı yağlar kullanılmamalıdır. Bu besinler, kandaki kolesterol düzeyini ve buna bağlı olarak yüksek tansiyon riskini artırmaktadır. Zeytinyağı ve mısırözü, ayçiçeği yağı gibi diğer bitkisel sıvı yağlar tercih edilmelidir. Bununla birlikte günlük tüketilen toplam yağ miktarının da azaltılmasında fayda vardır. Özellikle yağda kızartılarak yapılan yiyeceklerden uzak durulmalı, yemekler mümkün olduğunca en az miktarda yağ eklenerek pişirilmelidir. Kızartma ve kavurma gibi yağlı pişirme yöntemleri yerine, fırında ızgara, haşlama gibi az yağlı pişirme yöntemleri kullanılmalıdır." denildi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara