Dolar

34,9528

Euro

36,6412

Altın

3.002,91

Bist

10.005,28

Uzmanlardan deprem sonrası bulaşıcı hastalık riski uyarısı

Uzmanlar, deprem sonrası görülebilecek enfeksiyonlar ve alınması gereken önlemler konusunda uyarıda bulundu. Doğal afetlerin çok sayıda ortak özelliği bulunduğunu belirten uzmanlar, salgın hastalık riskinin göz önüne alınarak önlemler alınması gerekt

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-10-26 10:06:17

Uzmanlardan deprem sonrası bulaşıcı hastalık riski uyarısı
Uzmanlar, deprem sonrası görülebilecek enfeksiyonlar ve alınması gereken önlemler konusunda uyarıda bulundu. Doğal afetlerin çok sayıda ortak özelliği bulunduğunu belirten uzmanlar, salgın hastalık riskinin göz önüne alınarak önlemler alınması gerektiğini dile getirdi.
Memorial Şişli Hastanesi Klinik Laboratuvarlar Koordinatörü ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Kenan Keskin, deprem sonrası görülebilecek enfeksiyonlar ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.
"Doğal afet" denilince akla ilk gelenin su baskını, sel, deprem, yanardağ patlaması, heyelan, kasırga ve tayfun olduğunu aktaran Keskin, Türkiye'nin deprem kuşağı içinde yer aldığını hatırlattı. Keskin, "Konunun uzmanları sürekli olarak, depremle birlikte yaşamayı öğrenmemizin önemine vurgu yapıyorlar. Ancak konunun enfeksiyon hastalıkları yönünden değerlendirilmesi de büyük önem taşıyor." şeklinde konuştu.
Keskin, Doğal afetlerin ortak özelliklerini, çok sayıda insan kısa sürede hayatını kaybetmesi, çok sayıda canlı hayvan, ekili alanlar ve gıda maddesi telef olması yada ulaşılamaması, çok sayıda barınak yıkılması yada oturulamayacak hale gelmesinin yanı sıra kanalizasyon, su şebekesi, yollar, iletişim sistemleri ve diğer alt yapı tesisleri büyük çapta hasar görmek olarak özetledi.
Bunların sonucunda su kaynaklarına kanalizasyon karışacağını ve hastalık etkenleriyle kirlenmiş hale geleceğini belirten Keskin, ölmüş insan ve hayvanların cesetlerinin bir süre sonra hastalık etkeni mikroorganizmaların üretilmesi ve çoğalması için uygun ortamı oluşturacağını ifade etti. Hasta ve yaralı insanların tedavisinin uygun ve yaterli biçimde yapılamayacağını bildiren Keskin, içme suyu ve sağlıklı gıdaya ulaşmanın zorlaşacağını aktardı. Yollar ve iletişim sistemlerinin tahrip olması sonucu gıda ve ilaç gibi yardımların ihtiyaç sahiplerine zamanında ulaştırılamayacağını söyleyen Keskin, "Bozulan ortamda bulaşıcı hastalıkların taşıyıcısı olan, fareler, sivrisinekler ve diğer vektör canlılar kontrolsüz biçimde ürer ve çoğalırlar. İnsanlar sağlıksız barınaklarda yaşamak zorunda kalırlar." diye konuştu.

"SALGIN HASTALIK RİSKİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİ"
Bu olumsuz şartların ortaya çıkmasıyla birlikte doğal afete maruz kalan bölgede bazı bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığında artış olabileceğini belirten Keskin, "Eğer bu kriz hali uzun sürecek olursa ciddi salgın hastalıklar ve bunlara bağlı insan ölümleri de görülür. Bu nedenle olumsuz şartların hızla ortadan kaldırılması ve normal yaşam şartlarının en kısa zamanda sağlanması yani yaraların hızlı bir biçimde sarılması kritik bir önem taşımaktadır." Şeklinde konuştu.
Bölgede artış görülmesi beklenen hastalıkların başında grip, soğuk algınlığı, bronşit, zatürre gibi üst ve alt solunum yolu hastalıkları ve menenjit olduğuna dikkat çeken Keskin şöyle konuştu: "Özellikle küçük çocuklar ve yaşlılar ile önceden herhangi bir kronik hastalığı olanlar, yani vücut direnci düşük olanlar daha büyük bir risk altında bulunmaktadırlar. Bu hastalıklardan korunmak için en kısa zamanda normal şartların sağlanması gerekir."

"ARAMA KURTARMA GÖNÜLLÜLERİ AŞILANMALI"
İkinci önemli hastalık grubunun ise temiz su ve gıda maddelerinin sağlanmasındaki olumsuzluklara bağlı olarak ishal, karın ağrısı, bulantı ve kusma ateş gibi belirtilerle kendini gösteren, su ve gıda kaynaklı bulaşıcı hastalıklar ve gıda zehirlenmeleri olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Keskin, "Deprem sırasında su şebekesinde meydana gelen hasarlar sonucu şebeke suyuna kanalizasyon karışımı bu konudaki en ciddi tehlikeyi oluşturur. Yetkililerce güvenilirliği konusunda açıklama yapılmadan şebeke suyunun kullanılmaması en doğru olanıdır. Temizliğinden emin olunmayan suların kullanımı zorunlu ise mutlaka kaynatılarak kullanılmalıdır. Temiz olmayan veya temizliği şüpheli olan gıdalar tüketilmemelidir." ifadelerini kullandı.
Depremzedeler kadar olmasa bile kurtarma çalışmalarına katılan görevli ve gönüllüler için de bazı risklerin söz konusu olduğunu vurgulayan Keskin sözlerini şöyle tamamladı: "Bu çalışmalara katılanlar eğer son beş yıl içerisinde tetanoz aşısı olmamışlarsa bir doz tetanoz aşısı yaptırmalıdırlar. Ayrıca kurtarma çalışmaları sırasında ölü ve yaralıların vücut sıvılarıyla temastan kaçınılmalı, temas sırasında maske ve eldiven kullanmaya özen göstermelidirler."

Haber Ara