Dolar

34,8698

Euro

36,6444

Altın

3.017,28

Bist

10.165,59

Babacan: Olası bir ekonomik depremin merkezi Avrupa olacaktır

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, olası bir ekonomik depremin merkezinin Avrupa olacağını söyledi. Ülkelerin bütçelerini derleyip toplamaları gerektiğini dile getiren Babacan, bunun siyasi zorlukları olduğunu, ancak birilerinin bu bedeli ödemesi gerek

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-10-26 09:43:57

Babacan: Olası bir ekonomik depremin merkezi Avrupa olacaktır
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, olası bir ekonomik depremin merkezinin Avrupa olacağını söyledi. Ülkelerin bütçelerini derleyip toplamaları gerektiğini dile getiren Babacan, bunun siyasi zorlukları olduğunu, ancak birilerinin bu bedeli ödemesi gerektiğini, aksi haldi kötüye gidişin tüm dünyayı sürükleyebileceğini ifade etti. Türkiye'nin bu zor tablo içinde kendini ayrıştırmayı başaran bir ülke olduğuna dikkat çeken Babacan, bunun temelinde ise güven unsurunun yattığını vurguladı.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ankara Sanayi Odası (ASO)'nda sanayicilere seslendi. Konuşmasında Van'da yaşanan deprem hadisesi ile terör olaylarına da değinen Babacan, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyanın hareketli olduğunu belirterek, ülke olarak terör konusunda her türlü tedbirin alınacağını ifade etti. Küresel kriz ile ilgili değerlendirmelerde de bulunan Başbakan Yardımcısı, her ülkenin kendi evinin temizliğini yapması gerektiğini söyledi.
Babacan, Avrupa'da yaşanan krize değinirken, Avrupa Birliği (AB) içindeki 17 ülkenin her birinin kendi bakış açıları olduğuna dikkat çekti. Amerika ve Japonya'da da sorunların büyük olduğunu vurgulayan Babacan, olası bir ekonomik depremin merkezinin ise Avrupa olacağını söyledi. Bugün yapılacak AB toplantısından bir sonuç beklemediğini dile getiren Babacan, "Dolayısıyla her G-20 toplantısında yaptığımız çağrı gibi mutlaka ve mutlaka ülkelerin bütçelerini derleyip toplamaları gerekiyor ama siyasi zorlukları var. Birilerinin bu bedeli ödeyip gerekli adımları atması lazım. Aksi haldi kötüye gidiş, tüm dünyayı sürükleyebilir. Ama bu zor tablonun köküne inip köklü çözümlerin üretilmesi gerekiyor." dedi.

"TÜRKİYE BU ZOR TABLODA KENDİNİ AYRIŞTIRDI"
Türkiye'nin bu zor tablo içinde kendini ayrıştırmayı başaran bir ülke olduğuna dikkat çeken Babacan, bütün dünya bu zorlukları yaşarken Türkiye'nin bunu nasıl başardığının sorulması halinde ise bunun temelinde güven unsuru bulunduğunu belirtti. Halkın geleceğe, Türkiye'ye güvendiğinin altını çizen Babacan, Türkiye'de çok iyi istikrar ortamı bulunduğunu, Türk iş dünyasının da bunu gördüğünü ifade etti.
Yapısal sorunların temeline inilmedikçe işsizliğin indirilmesinin çok zor olacağına dikkat çeken Babacan, cari açığının da çok yakından takip edilmesi gerektiğini ifade etti. Buna çözüm üretecek adımları devreye sokulması gerektiğini anlatan Babacan, cari açığın temelinde de yapısal sorunlar bulunduğunu, bunun da cari açığın yüksek olmasına neden olduğunu kaydetti.

"TABLET BİLGİSAYAR KONUSUNDA TÜRKİYE PAZAR OLUŞTURMAK İSTİYOR"
Teşvikler konusuna da değinen Babacan, bu çerçevede bazı kanuni düzenlemeler yapılacağını kaydetti. Türkiye'de bir ithal ürün meraklılığı olduğunu, kapalı dönemden kalma bir alışkanlık olduğunu dile getiren Babacan, "İthal olsun ne olursa olsun deniliyor. Buna çok dikkat edilmesi gerekiyor." uyarısında bulundu.
Okullarda kullanılacak tablet bilgisayarların Türkiye'de üretimi imkanını araştırdıklarını da aktaran Babacan, konuya ilişkin teknik bir heyetin bunu araştırdığını kaydetti. Babacan, yatırım yapılacak firmalara devlet olarak nasıl bir teşvik verileceğini, bir başka heyetin çalıştığını ifade etti. Babacan, tablet bilgisayar konusunu üretim potansiyeli gördüklerini belirtti. İç piyasası olacak bu ürünün dünyaya nasıl satılabileceğinin arayışı içinde olduklarını dile getiren Babacan, tablet bilgisayar için dünya devlerinin sıraya girdiğini, ekonomisi büyük ülkelerin yer aldığını ifade etti. Babacan, "Türkiye bu alanda yer açabilir mi; pazar oluşturabilir mi; bunun üzerinde çalışılıyor." diye konuştu.

"MERKEZ BANKASI KAFA KARIŞIKLIĞINI GİDERMELİ"
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir de konuşmasında terör ve deprem olaylarına değindi. Özdebir, "Ekim ayında büyük acılar yaşandı, şehitler verildi, deprem hadisesi yaşandı. En büyük sevincimiz ise toplumsal birlik ve beraberlik ile tüm kışkırtmalara rağmen kardeşlik duygularından vazgeçilmemesi oldu." dedi.
Özdebir, terörde ve depremde hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi. Özdebir, elektrik zamları ve Merkez Bankası'nın almış olduğu ve faizlerin yükselmeye neden olan son kararların iç talep üzerinde olumsuz etkiler doğuracağını düşündüklerini kaydetti. Merkez Bankası'nın son zamanlarda aldığı kararların kafalarda karışıklığa yol açtığını savunan Özdebir, bu karışıklığın giderilmesini beklediklerini ifade etti. Temmuz döneminde işsizlik oranının 1,5 puanlık azalış ile yüzde 9,1 seviyesine gerildeğini hatırlatan Özdebir, böylece işsizliğin küresel kriz öncesi oranlara dönüldüğünü belirtti.
Ancak önümüzdeki dönemde küresel ekonomideki yavaşlamaya paralel olarak Türkiye'de de yavaşlama olacağını aktaran Özdebir, 2012 yılında büyüme hızı yüzde 4 olursa işsizliğin artacağını savundu. İşsizlik oranlarında konjektöre bağlı olarak dalgalanmaların yaşanmasının doğal olduğunu dile getiren Özdebir, işsizliği kalıcı ve makul oranlara düşürmek için işgücü piyasasına esneklik getirecek tedbirler istedi. Bunun için çalışma hayatını düzenleyen yasaların öncelikle çalışanı değil, işi koruyacak biçimde hazırlanması gerektiğini ileri süren Özdebir, iş kalmazsa çalışanın da olmayacağını belirtti.
İşgücü maliyetlerinin de istihdam artışını frenlediğinin altını çizen ASO Başkanı Özdebir, mevcut kıdem tazminatı uygulaması, işgücü maliyetlerini artıran hususların başında geldiğini ifade etti. Bu nedenle kıdem tazminatı konusunun hükümetin programında yer almasının kendilerini çok memnun ettiğini anlatan Özdebir, mevcut kıdem tazminatı uygulamasının amacına hizmet etmediğini savundu. Özdebir, bu konunun bir an önce gündeme alınarak sosyal kesimler arasında bir uzlaşma içinde çözülmesini talep etti.

Haber Ara