'Medya ifrat ve tefrit noktasına sapmayan dengeli bir yayın yürütmeli'
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Üyesi Esat Çıplak, şehit haberlerinin yürekleri yaktığı bu günlerde medyaya önemli görevler düştüğünün altını çizdi. Çıplak, "Türk medyası, ifrat ve tefrit noktasına sapmayan dengeli bir yayın yürütmek, korku ve
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-10-20 07:27:39
Üst Kurul Üyesi Esat Çıplak, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, teröristlerin saldırısında hayatını kaybeden şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diledi. Milletin sabrını zorlayan terör eylemleri ile PKK'nın amacına ulaşmasının mümkün olmadığının altını çizen Çıplak, "Lakin milletimizin bu acılı gününde medyaya önemli görevler düşmektedir. Gün, 24 Mehmetçiğimizi şehit eden kanlı terör örgütünü lanetleme günüdür ve medyamız yayınlarında bu hususa azami dikkat göstermek durumundadırlar." ifadesini kullandı.
Terör örgütlerinin 'dikkat çekmek', 'gücünü göstermek', 'sesini duyurmak', 'toplumda bir korku ve infial duygusu uyandırmak' maksatlarıyla terör eylemlerini bir propaganda vasıtası olarak da gördüğüne dikkat çeken Çıplak, açıklamasında şu sözlere yer verdi: "Bu acı günümüzde Türk medyası, ifrat ve tefrit noktasına sapmayan dengeli bir yayın yürütmek, aziz milletimizde 'korku'ya ve 'yılgınlığa' yol açacak, şu anda PKK ile mücadeleyi sürdüren binlerce Mehmetçiğin moralini bozacak yorum ve analizlere yer vermemekle yükümlüdür."
"TERÖR ÖRGÜTÜNÜ GÜÇLÜ GÖSTEREN YAYINLARDAN KAÇINILMALI"
Medyanın terör saldırılarını nasıl vermesi gerektiğinin uzun yıllardır tartışıldığını hatırlatan Çıplak, "Medyanın terör saldırılarını küçültmesi veyahut görmezden gelmesi onun habercilik işlevini eksik yerine getirmesi anlamına geleceği için arzu edilen yöntem değildir. Ama saldırı sonrasında terör örgütünü olduğundan güçlü gösteren, toplumda infiale ve korkuya sebebiyet verecek şekilde abartı da aynı şekilde habercilik ilkeleriyle bağdaşmayacaktır." diye belirtti.
ABD'deki 11 Eylül ve Londra'daki metro saldırıları sonrasında yayın kuruluşlarının kanlı görüntülere yer vermediğini hatırlatan Çıplak, "Yine toplumun yaşadığı şoku atlatması için birlik ve beraberliğe vurgu yapan yayınlara ağırlık verilmiştir." ifadesine yer verdi.
"TERÖRÜ DESTEKLEYECEK YAYINLARDAN UZAK DURULMALI"
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Üyesi Esat Çıplak, terör örgütünün gerçek yüzünü gösteren film ve belgeseller yerine, kitle iletişim araçlarının terör örgütü elemanlarının kahraman gibi gösterildiği dizi-filmlere merak sarmasını eleştirdi. Çıplak, eleştirilerini şu şekilde sürdürdü: "Kitle iletişim araçları ile terör örgütünün elemanları bazen gerilla, militan, savaşçı gibi sıfatlarla verildi. Birbirleriyle rekabet içerisindeki bu basın organlarının anlı şanlı köşe yazarları örgütün elebaşıları ile görüşmeler yaptılar. Hatta onların ifadelerini 'Barış mesajları' gibi bile yayınladılar. İşte mesele burada başlıyor. Bizler teröre çanak tutacak, terörü destekleyecek her türlü yayından mümkün olduğunca uzak durmalıyız. Televizyon kanallarına çıkardığımız uzman (!) niteliğindeki insanların söylemlerinin burada çok büyük bir önemi var. Terörü ve teröristi meşrulaştıran söylemler hem halkta derin travmalara yol açmakta hem de terörün işini kolaylaştırmakta bir işlev üstlenmiştir."
"TERÖR ÖRGÜTÜNÜN PROPAGANDA YAPMASINA MANİ OLACAK BİR YAYINCILIK ANLAYIŞI MEDYAYA EGEMEN OLAMADI"
Türk medyasında böyle bir refleks gelişmediğini söyleyen Çıplak, "Yıllardır süren terör olayları karşısında terör örgütünün ve yandaşlarının propaganda yapmasına mani olacak bir yayıncılık anlayışı medyamıza egemen olamamıştır." siteminde bulundu.
Terör saldırıları karşısında Mehmetçiği ve Türk Silahlı Kuvvetlerini zor durumda bırakacak yayınlar yapıldığını ifade eden Çıplak, "Dahası terör örgütü ile düşünsel ve illiyet bağı olan kişilerin bu olaylar üstünden propaganda yaparak; PKK ile devletin baş edemeyeceği, terör örgütüyle mücadelede başarısız olunduğu, terör örgütünün bölgeye hakim olduğu, terör örgütü ile müzakere masasına oturulması gerektiği şeklinde ifade edilebilecek düşüncelerini kanal kanal gezerek ifade etmelerine imkan tanınmıştır." ifadelerine yer verdi.
"GÜN TOPLUMDA İNFİAL VE YILGINLIK OLUŞTURMASINA MANİ OLMAK GÜNÜDÜR"
İnsanlarda yılgınlık oluşturan ve moral bozan bu açılmalara yer verilmemesi gerektiğini dile getiren Çıplak, açıklamasına şöyle devam etti: "Türk medyası toplumu bilgilendirmek için tabii ki yayınlar yapmalı, tabii ki olayı anlatmalıdır ama terör örgütünün yandaşlarının ve sözcülerinin propagandasına alet olmamalıdır. Gün birlik ve beraberliğimize yönelik bu hain saldırıların hem toplumda bir infial hem de bir yılgınlık oluşturmasına mani olmak günüdür. Terör örgütleri için terör bir propaganda yöntemidir. Terörizmin amacı, toplumun, devletin, terörle mücadele eden unsurların moralini bozmak, zayıflatmak ve mücadeleden vazgeçmeye zorlamaktır. Buna karşı da kendisine inananların moralini yükseltmek, amaca yaklaştıkları intibaını vermek, toplumdaki desteğini artırmak için terör eylemlerini kullanır. Türkiye'de terör örgütü bu eylemlerini yaparken, onun yandaşlarının artık televizyon televizyon gezerek propaganda yapmalarına imkan tanınmamalıdır. Türk medyasının vazifesi terör örgütünün mesajını kamuoyuna duyurmak değil, Türk milletinin ve terörle şu anda bile mücadele eden Mehmetçiklerimizin maneviyatını kuvvetlendirmektir. Dileriz medyamız bu acılı günümüzde üstüne düşen sorumluluğu hakkıyla yerine getirir."
"SİYASİ RÜŞVET OLARAK VERİLEN RTÜK ÜYELİĞİ KONTENJANI MECLİS BAŞKANLIĞI TARAFINDAN YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLMELİ"
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Üyesi Esat Çıplak, BDP'nin Üst Kurul'a göndereceği 9. üyeye de işaret ederek, "Bu vesileyle, TBMM Başkanlığı'nca Anayasa'nın 133. Maddesine, 6112 Sayılı Kanunun 35. Maddesinin 2. Fıkrası hükümlerine aykırı olarak, Adalet ve Kalkınma Partisi kontenjanından 1 üyenin eksiltilip, başka bir siyasi partiye siyasi rüşvet olarak verilen RTÜK Üyeliği kontenjanının da, Meclis Başkanı'mız tarafından yeniden gözden geçirilmesinde fayda bulunduğu kanaatindeyim." dedi.
SON VİDEO HABER
Haber Ara