Dolar

34,9489

Euro

36,7140

Altın

2.992,18

Bist

10.125,46

Türkiye'de mültecilere korunma sağlanamıyor

İstanbul Sultangazi'de yaşanan göçmenlerin dramı, Türkiye'yi transit ülke olarak kullanan göçmenlerin problemlerini yeniden gündeme getirdi. Uluslararası Af Örgütü'nün hazırladığı rapor, göçmenlerin Türkiye'de iltica alanındaki hukuki düzenlemelerde,

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-10-17 09:26:42

Türkiye'de mültecilere korunma sağlanamıyor
İstanbul Sultangazi'de yaşanan göçmenlerin dramı, Türkiye'yi transit ülke olarak kullanan göçmenlerin problemlerini yeniden gündeme getirdi. Uluslararası Af Örgütü'nün hazırladığı rapor, göçmenlerin Türkiye'de iltica alanındaki hukuki düzenlemelerde, iltica alanındaki prosedüre erişimlerinde, sığınmacı ve mülteci haklarına kavuşmasında problemlerinin devam ettiğini ortaya koydu. Rapora göre, göçmenlerin Türkiye'de karşılaştıkları problemlerin en önemlilerini ise sağlık, eğitim barınma gibi temel ihtiyaçlar oluşturuyor.

8 Aralık 2007 günü yerel ve uluslar arası basın, Yunanistan'a gitmeye çalışan onlarca kişiyi taşıyan bir teknenin batması üzerine İzmir yakınlarında kıyıya vuran cesetleri konuşuyordu. İlerleyen günlerde, bulunan ceset sayısı 50'ye çıkarken, kurtarılanların sayısı 10'da kaldı. Geçen hafta İstanbul Sultangazi de ise 7 göçmenin diri diri bir gecekondu da yanması haber ajansları tarafından tüm Türkiye'ye duyuruldu. Yürekleri yakan bu vakanın ardından yine aynı mahallede birkaç gün sonra, bir başka haber geldi: "Sultangazi de bir gecekondu kilitlenerek ölüme terk edilen 70 kişi kurtarıldı." Yaşanan bu olaylar, her yıl ülkemizden daha iyi yaşam koşullarına kavuşmak için Avrupa'ya göçmeye çalışan binlerce insanın Türkiye'de karşılaşması muhtemel durumlar. Yaşanan bu trajediler, Avrupa'ya ulaşmaya çalışan kişilerin içinde bulunduğu çaresizliği gözler önüne seriyor. Aralarında uluslar arası korumaya muhtaç duyanların da bulunduğu bu insanlar, potansiyel sığınmacıların erişimini engellemek için gittikçe daha sıkı önlemler alan Avrupa Birliği ülkeleri ve uluslar arası koruma yükümlülüklerini tam anlamıyla yerine getirmeyen Türkiye'de sıkışıp kalıyor.

Türkiye, Cenevre Sözleşmesi'ne coğrafi sınırlama ile taraf bir ülke ve Avrupa dışındaki ülkelerden gelen kişileri mülteci olarak kabul etmiyor. Bu durum, mültecilerin sığınmacıların ya da uluslar arası korumaya ihtiyaç duyanların korumadan mahrum bırakıldığı, hukuki ve pratik anlamda karışıklıklara sebep olan bir durumun ortaya çıkmasına sebep oluyor. Bu sınırlamaya rağmen Türkiye, Avrupa dışındaki ülkelerden zulüm göreceği korkusuyla kaçan binlerce insan için sığınılacak bir ülke olmaya devam ediyor.

Türkiye'de, Avrupa dışındaki ülkelerden gelen sığınmacılar için mülteci statüsünü belirleme görevini yürüten BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK), 2006 yılında 4 bin 550, 2007 yılında 7 bin 650 ve 2008 yılında yüzde 70 artış ile 12 bin 980 sığınma başvurusu aldı. Bu sayıya ilaveten, Türk Silahlı Kuvvetleri, 2007 yılı Ekim ayında açıkladığı rakamlara göre, 2007 yılı Ocak ve Ekim aı arasında Türkiye'ye giriş yapmak isteyen 29 bin düzensiz göçmenin yakalandığını bildirdi. Türkiye'de çalışan insan hakları kuruluşları, yakalanan düzensiz göçmenler arasında uluslar arası korumaya ihtiyaç duyan kişilerin de bulunduğu ve yakalanan düzensiz göçmenlerin sayısının Türkiye'ye giriş yapanların sayısının çok altında olduğunu düşünüyor. Ancak, Türkiye'ye düzensiz giriş yapanların sayısı hakkında güvenilir bir kaynak mevcut değil. Bu noktada Uluslararası Af Örgütü'nün hazırladığı rapor, Türkiye'ye sığınanların, ülkeyi transit bir ülke olarak kullanıp, Avrupa'ya geçmek isteye göçmenlerin Türkiye'de yaşadıkları sorunları gözler önüne serecek detaylar içeriyor.

TÜRKİYE SADECE AVRUPA'DAN KAÇANLARI MÜLTECİ SAYIYOR
        Raporda, özellikle haberlerde sürekli mülteci olarak adlandırılan kişilerin, aslında mülteci olmadığı, birer sığınmacı veya düzensiz göçmenler olduğu, Avrupa'dan kaçanların mülteci olduğu ifade ediliyor: "Cenevre Sözleşmesi'ni coğrafi sınır olarak kabul etmiş olması nedeniyle Avrupa ülkelerinden zulüm korkusu ile kaçan kişilerin mülteci statüsüne başvurmalarına izin vermektedir. Türkiye şu anda, Avrupalı ve Avrupalı olmayan mülteciler arasında bu ayrımı etkin şekilde uygulayan tek ülkedir."

TÜRKİYE'DE İLTİCA ALANINDA HUKUKİ DÜZENLEMELER BULUNMUYOR
        Raporda yer alan bilgilere göre, Türkiye'de şu anda, mülteci, sığınmacı ve uluslar arası korumaya ihtiyaç duyan kişilere yönelik herhangi bir kanun bulunmuyor. Böyle bir kanunun eksikliğinden dolayı, devlet görevlilerinin bu konuda işlem yürütmesini, 1994 yılında çıkarılan, 1996 ve 2006 yıllarında önemli ölçüde değiştirilen İltica Yönetmeliği ve 2006'da yeniden tanımlanan Uygulama Talimatı gibi ikincil yasal düzenlemelerle yapılıyor. Temel bir kanunun olmaması, mülteci sığınmacılara sağlayan korumayı zayıflatmakta ve iltica alanındaki uygulamaların herhangi bir müzakere olmaksızın değiştirilmesi anlamına geliyor. İltica yönetmeliği değiştirilmesi halinde, Türkiye'den sığınma talep eden herkesi kapsayacak ve başvuru prosedürü Avrupalı ve Avrupalı olmayan sığınmacılar için aynı olacağı düşünülüyor.

İLTİCA PROSEDÜRÜNE ERİŞİMDE CİDDİ PROBLEMLER MEVCUT
        Rapor, mültecilere sağlanan uluslar arası korumanın temel taşı olan İltica Prosedürüne erişimde Türkiye'de karşılaşılan sorunlara da yer veriyor. Türkiye'nin iltica mevzuatı sığınma prosedürüne erişim hakkı ilkesel olarak garanti altına alınmış olsa da uygulamalarda yasal anlamda ciddi engellerin olduğu ifade edilen raporda, şu bilgilere yer veriliyor: "Sığınmacıların sığınma prosedürüne erişim hakları, ya sınırda geri çevrilerek ya da Türkiye'nin nizamı olmayan yollardan giriş yaptıklarından dolayı gözaltına alınmalarının ardından rutin bir şekilde engellenmektedir. Ayrıca Türk makamları uluslar arası korumaya ihtiyaç duyan Avrupalılara da sığınma prosedürüne erişim hakkı tanımamaktadır."

SIĞINMACI VE MÜLTECİLERİN HAKLARI İHLAL EDİLİYOR
        Rapora göre, sığınmacı ve mültecilerin hakları sığınma prosedürü sırasında da ihlallerin yapıldığı vurgulanıyor. Uluslararası Af Örgütü, sığınmacıların, mülteci statülerinin adil, tatminkâr ve uluslar arası standartlara uygun olarak belirleneceği bir ulusal bir prosedüre erişimlerinin olmamasından kaygı duyduğunu belirtiliyor.
        Raporda, sığınmacı ve mültecilerin Türkiye'deki karşılaştığı problemler şu başlıklar altında anlatılıyor: "Uluslararası Af Örgütü, Türkiye'deki sığınma süreçlerinin uluslar arası standartlar, özellikle MSB prosedürünü işletecek otoritenin yapısı, hukuki danışmanlığa erişim, MSB görüşmelerinin yapılış biçimi, kararların bildirilmesi ve itiraz prosedürü alanlarında karşılamadığı sonucuna varmıştır."

SAĞLIK, EĞİTİM, BARINMA HİZMETLERİNDEN YARARLANAMIYORLAR
        Uluslararası Af Örgütü, mültecilerin ve sığınmacıların Türkiye'nin uluslararası yükümlülüklerinin aksine hem teoride hem de pratikte ekonomik ve sosyal hakların ciddi şekilde kaygı duyduğunu belirtiyor. Sağlık hizmetleri alanında mevzuatın, devletin mültecilere ya da sığınmacılara sağlık hizmeti sunma gibi bir yükümlülüğü bulunmadığını açık bir şekilde belirtildiği ifade edilen raporda, çalışma hakkı konusunda, izni almanın teknik olarak mümkün görünmediği dile getiriliyor. Raporda, mültecilerin ve sığınmacıların çeşitli hizmetlerden yararlanmalarının önündeki bir başka engelin de bu hizmetlerden yararlanmak için gerekli olan ikamet belgesi için harç ödeme zorunluluğu olduğu dile getiriliyor.

Haber Ara