TÜSİAD YİK Başkanı: Vergi gelirlerinin bir kısmını verimlilikte kullanalım
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Erkut Yücaoğlu, artan vergi gelirlerinin bir bölümünün orta vadede üretim, verimlilik ve inovasyon faaliyetlerini desteklemek için kullanılmasını önerdi.
TÜSİ
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-10-05 12:56:06
TÜSİAD YİK toplandı. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün'ün de katıldığı toplantıda söz alan Erkut Yücaoğlu, ilk olarak dünya ekonomisini değerlendirdi. Avrupa devletlerinin tüm borçlarının 6,5 trilyon euro olduğunu belirten Yücaoğlu, bu borcun yarıya yakınının risk baskısı altında olduğunu vurguladı.
ABD ve Çin'de de durumunun iç açıcı olmadığını belirten Yücaoğlu, "Türkiye'nin muhtemel bir küresel daralmaya karşı hazırlıklı olması gerekiyor. 2000'lerin parlak görünümüne uzun seneler dönemeyeceğiz." dedi.
Türkiye'nin hazırlıklı olması gereken unsurların başında dış ticaret açığı geldiğini aktaran Erkut Yücaoğlu, "Ana ihraç piyasalarında da böyle daralmalar beklenirken, acaba dış siyasetin desteği ile yeni açılan piyasalarda gelirimiz bu kayıpların ne kadarını telafi edebilir? Bildiğiniz gibi 70 milyar doları aşan bir cari açığımız var, bu milli gelirimizin yüzde 10'una yaklaşıyor." dedi.
Küresel kriz paniği dolayısıyla doların değerinin arttığını anlatan TÜSİAD YİK Başkanı, tüm dünya paraları gibi TL'nin de değerinin gerilemeye devam ettiğini dile getirirken, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu her ne kadar dış ticaretimizi olumlu etkilese bile kısa vadede, bu konjonktürel bir durum. Yani yapısal sorunlar halledilmiş değil. Bir yandan dolarla ithalat yapıyoruz, euro ile ihracat yapıyoruz. Burada parite de aleyhimize çalışıyor. Cumhurbaşkanımız, TBMM açılışında 1 dolarlık ihracat için 82 centlik ithalat yaptığımızı belirtti. Bu sorunu aşmak için tek tek sektörlerin teknolojik yapılarına, girdilerine odaklanmalı, incelemeler yapmalıyız. Sanayi stratejisi bu alanda bir rehber olarak önümüzde duruyor. Görevimiz, sektör çizimler ile hazırlanıp, hükümetle bunları tartışabilmek ve sürece sahip çıkabilmektir."
Türkiye ekonomisinde dış borcun yanı sıra, faizlerin gerilediğini ve TL'nin değerinin rayına girdiğini aktaran Yücaoğlu, büyümenin iyi bir vergi geliri getirdiğine işarett etti ve "Bu sebeple vergi gelirlerimizin bir kısmını orta vadede üretim, katma değer artışı ve verimlilik üzerine oluşturulacak verimlilik ve inovasyon çalışmalarını desteklemek için kullanabiliriz. Tabi bunları konuştuğumuz sakın Maliye Bakanımız duymasın. 'Benim vergi gelirlerimi ne yapıyorsunuz' diye herhalde bize soracaktır" ifadelerini kullandı.
BOYNER: TÜRKİYE, ARTIK CARİ AÇIĞI KAPATACAK KAYNAKLARI ELDE EDEBİLİYOR
Toplantıda söz alan TÜSİAD Başkanı Boyner de 2008 krizinin artçı dalgalarının devamlı hissedildiğini dillendirdi. Ümit Boyner, şöyle devam etti:
"Önceleri ABD'den kaygılanırken bugün Avrupa'nın 60 senede inşa ettiği her şeyin ağır hasar görebileceği bir konjontördeyiz. Kimi iktisatçılar bir depresyon ihtimalinden söz ediyor. Daha iyimserler dahi uzun dönemli bir daralma döneminde oluduğu görüşünde. Önümüzdeki 10 senenin gelişmiş ülkeler için kaybedilmiş bir 10 sene olacağına dair bir mutabakat şekilleniyor."
Büyüme oranlarının cari açık sorununu da beraberinde getirdiğini anlatan Boyner, "Hemen herkes cari açığın ardında yatan sebeplere bakarak kaygılarını dillendirdi, bununla mücadele etmek için öneriler getirildi ancak bir türlü yapısal problemlere yapısal çarelerin ancak ilaç olacağı hakikati tam olarak anlatılamadı, ya da görmezden gelindi. Gerçi Türkiye cari açığını kapatacak kaynakları elde etmede son dönemde güçlük çekmedi. Ancak giderek daralacak bir dünyada, özellikle Avrupa bankalarının krize girmesi sebebiyle likidite bulmak da zorlaşırsa, o zaman eskiden olduğu gibi gemiyi yüzdürmek mümkün olmayacaktır." yorumunu yaptı.
Boyner, kısa dönemde, 10 yıldır sürdürülen makro ekonomik istikrarın korunmasını da istedi.
Yeni anayasanın toplumun katılımı ile yapılmasını öneren Boyner, "Burada tutuklulukların infaza dönüşmesine izin vermeyecek bir adalet anlayışı ve yargı sistemine sahip olmayı talep ediyoruz. Özgürlükleri ön plana çıkaran anayasa felsefesinin hakim olduğu bir Türkiye'de, Avrupa Konseyi'nin bizi rahatsız eden son raporundaki basın ve ifade özgürlüğü eksikliği tablosuyla da karşılaşmayız." dedi.
Yeni Anayasa'nın herkes tarafından içselleştirilen, toplumsal bütünlüğe katkıda bulunup çeşitliliği yansıttığı ölçüde benimsenecek bir toplumsal mukavele olarak hayata geçirilmesi tavsiyesinde bulunan Boyner, herkesin o anayasada kendisini görebilmesini arzu etti.
Avrupa Birliği üyelik sürecine de değinen Boyner, "Bu sürecin bugüne dek bize ne kadar yararı olduğunu sıralamak gereksiz. Bir süredir bu bağların sıhhatsiz bir şekilde sürdüğünü, daha doğrusu durağanlaştığını da yadsımayacağım. Ancak her şeye rağmen AB çerçevesi, yarının AB'si nasıl bir şekil alacak olursa olsun Türkiye açısından, yapısal dönüşümünü tamamlaması açısından vazgeçilemez konumdadır." diye konuştu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara