Erdoğan: Hama, Humus... Sayın Beşşar'ın babasını hatırlattı bize
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Düşünebiliyor musunuz? Lazkiye şehrini denizden bombalıyorlar, Hama, Humus... Sayın Beşşar'ın babasını hatırlattı bize. Böyle bir uygulamayı şimdi adeta o yanlışı miras almış gibi devam ettirmenin gayretini görüyoruz.'
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-10-05 11:53:48
Erdoğan, Güney Afrika Cumhuriyeti Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Bakanlığında Türk Dış Politikası konulu bir konferans verdi ve daha sonra katılımcıların sorularının cevapladı.
Türkiye'nin Suriye'ye ne gibi yaptırımlar uygulanacağı sorusuna Erdoğan, bu hafta sonu büyük ihtimalle Suriye'den Türkiye'ye gelen yaklaşık 7 bin 500 misafirin kaldığı kampları ziyaret etmeyi düşündüğünü anımsattı.
Erdoğan, "Kendilerinin ziyaret vesilesiyle dertleşeceğiz. Bu dertleşmeden sonra arkadaşlarımızla ön hazırlıklarının yaptığımız yaptırımlar konusunda değerlendirmemizi yapacağız ve bundan sonra yaptırımlarımızın etap etap neler olacağını açıklayacağız, dolayısıyla burada açıklamam söz konusu değil. Tabii diğer Avrupa ülkeleri ne yapar, diğer ülkeler dünyada ne yapar onları bilemem, çünkü biz Türkiye olarak kendi kararımızı kendimiz vereceğiz.' dedi.
Türkiye'nin Somali'nin yeniden yapılandırılmasına yönelik adımlarıyla ilgili bir soru üzerine de Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: "Somali'de etkin bir yönetim var dersek, bu çok uzak bir yaklaşım olur. Somali maalesef geçici bir yönetimle çok ciddi sıkıntıları olan bir ülke. Ben tabii televizyon ekranları veya gazete haberleriyle değil, bunu bizzat Mogadişu'da yerinde tespit edince durumun çok ama çok farklı olduğunu müşahede ettim böyle bir adım atılması gerektiğini gördüm. Halkımız 300 milyon doları bulan bir nakdi, 30 milyon doları aşan ayni yardımı da kendilerine ulaştırmış durumdayız. Büyükelçiliğimizi kurduk. Yeni bir arazi verdiler. Biz, Somali'de Somali halkına balık vermeyi değil, balık tutmayı da öğretelim istiyoruz. Onun için bir çok imkanları değerlendirmelerine yardımcı olalım istiyorum.
Biz tabii Somali halkının hala savaş alametleri içinde yaşadıklarını gördük. Binaların hala bir harabe halinde olduğunun gördük. Mogadişu 20-30 yıldır en ufak bir tadilat görmemiş, binalar harabe halinde, yaşam koşulları berbat. İnsanlar hayvanları yiyor, hayvanların kemikleri öbek öbek cadde kenarlarında duruyor ve çocuklar bunlarla uğraşıyor.
Hijyen kalmamış, hastalıklar alıp başını gitmiş. Binlerce insan, çocuk ölüyor. Bütün bunlara karşı bir insani duygunun ortaya konulması lazım, bu desteğin verilmesi lazım.
Arkadaşlarım söyledi, geçenlerde oraya giden doktor arkadaşlarımız var, orada sahra hastanelerinde hizmet veriyorlar. Havaalanında fotoğraf çeken bir insanı gözlerimizin önünde öldürdü. Böyle bir yaklaşım olabilir mi? İnsanın bu kadar değersiz olduğu bir yapı var, bir anlayış var ortada. Başta Güney Afrika Cumhuriyeti olmak üzere gerçekten Afrika Birliğine önemli görev düşüyor. Çünkü, bu dili en iyi anlayan ülkelerden biri Güney Afrika Cumhuriyeti. Özgürlük mücadelesinin en önemli verildiği yerlerden bir tanesi, demokrasinin ileri düzeyde olduğu, seyrettiği bir ülke olan Güney Afrika Cumhuriyeti'nin buradaki görevi önem arz ediyor.'
Türkiye olarak birlikte yapılacak çok önemli şeyler olduğuna inandığını ifade eden Başbakan Erdoğan, orada öncelikle hastanelerin yapılması gerektiğinin söyledi. Erdoğan, 'Yanımızda çocuğun öldüğünü gördük, deki kemik birbirine yapışmış. serum iğnesini almıyor. bütün bu olaylar karşısında insan olarak sessiz kalabilir miyiz, bir şeyler yapmamız lazım. Biz de insanız, bizim de çocuklarımız var, baba olduk, anne olduk öyleyse bütün bunlara karşı bu adımları atmamız lazım' dedi.
Türkiye'nin bu adımları attığını atmaya da devam ettiğinin bildiren Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: 'Her ne kadar burada 65 insan öldürülmüş olsa bile biz durmayacağız. STK'larımız şu anda huzursuz. Hatta geri çekilsek mi düşüncesine giren STK'larımız var. Biraz daha sabırlı olun diye haber gönderdik. Uluslararası neler yapabilirdiniz bunların gayreti içine süratle gireceğiz. Burada çözüme ulaşmamız şart. 10 milyon insan yaşıyor. Burada bu insanları bu şekilde bırakmamız mümkün değil. Onun içinde kendilerine her konuda yardımcı olma kararlılığımız var.'
'GÜNEY AFRİKA'NIN KARARINA BENİM SAYGIM SONSUZ'
Başbakan Erdoğan, Suriye'ye yönelik yaptırımların ele alındığı BM Güvenlik Konseyi'ndeki oylamada Güney Afrika Cumhuriyeti'nin çekimser kalmasının bir hayal kırıklığı yaratıp yaratmadığı sorusuna ise şu yanıtı verdi: 'Beni değerli dostumun yanında zora soktun. Tabii onların kararına benim saygım sonsuz. Ama gönlüm özgürlük mücadelesinde abideleşmiş bir Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Suriye halkının yanında yer almasını çok arzu ederdim. Yani çekimser kalmasını değil, bu uyarının Suriye yönetimine yapılmasının gereğini beklerdim. Böyle olması çok daha isabetli olurdu. Çünkü orada binlerce insan acımasızca öldürülüyor.
Düşünebiliyor musunuz? Lazkiye şehrini denizden bombalıyorlar, Hama, Humus... Sayın Beşşar'ın babasını hatırlattı bize. Böyle bir uygulamayı şimdi adeta o yanlışı miras almış gibi devam ettirmenin gayretini görüyoruz. Bunlara, tabii 'iyi yaptınız' demek mümkün değil. Eğer özgürlüğün kavgasını veriyorsak, demokratik sistemin kavgasını veriyorsak, 40 yıl olağanüstü hal ile yaşayan bir Suriye'ye 'böyle devam et' diyemezsiniz veya tek partili bir hayata o insanları mahkum edemezsiniz. Eğer demokrasiye saygınız varsa bırakın herkes partisini kursun. Ve anayasanın bir 8. maddesi var cumhurbaşkanını da o belirliyor, BAAS belirliyor. İstediği kadar partiye izin verir veya vermez yetki onda. Böyle bir demokrasi olur mu? Temenni ediyorum ki Suriye halkının verdiği mücadele hayırlı olsun.'
SON VİDEO HABER
Haber Ara