"Kıta Sahanlığı Anlaşması, Rum tarafını caydırmak için yapıldı"

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun Özel Temsilcisi Kudret Özersay, Türkiye ile Kıta Sahanlığı Anlaşması'nın Rum tarafını caydırma amacıyla yapıldığını ifade etti. Özersay, yapılan bu anlaşmanın ise uluslararası hukuktaki paylaşım ilkelerine uygun olduğunu, benzeri anlaşmaların tüm dünyada yapıldığını kaydetti.

Özersay, BRT televizyonunda katıldığı bir programda gündemdeki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Özersay, petrol krizi sebebiyle sürecin olumsuz etkilendiğini ve en kritik aşamasında müzakerelere odaklanmak gerekirken, Rum tarafının enerjisini petrol konusuna yönlendirdiğini söyledi. Kıbrıs Türkü'nün hakkını doğal olarak arayacağını, bugün yapılanın da bu olduğunu kaydeden Özersay, "Türk tarafı neden Rum tarafının aramaya başlamasını bekledi?" şeklindeki soruya, "Bu adımlar 2003'ten itibaren her yol denenerek engellenmeye çalışıldı. Bizim son noktaya kadar beklememiz, 'Rum tarafı fiilen kazmaya başlarsa gerekli adımları atarız' dememiz, iyi niyetle hareket etmek istememizdendir. Bizim için kıta sahanlığı antlaşması da, verdiğimiz ruhsatlar da Rum tarafını caydırmak ana hedefiyle yapılmıştır. Bu antlaşma önleyici tedbir niteliğindedir. Ancak ok yaydan çıktıysa ve Rum tarafı bu çalışmaları ertelemeyecekse bunu oturup izlemeye niyetimiz yoktur. Kıbrıs Türkü'nün hakkını korumak için biz de arama yapacağız. Bunu, karşı karşı olduğumuz bu sorun ilk konuşulmaya başlandığında söylemiştik; şimdi de yapıyoruz." şeklinde cevap verdi.

"ANLAŞMA YAPILMAMIŞ OLSA DA GÜNEY SAHİLLERİNDE RUHSAT VEREBİLİRDİK"

KKTC Cumhurbaşkanının Özel Temsilci Doç. Dr. Özersay, KKTC ile Türkiye arasında yapılan kıta sahanlığı sınırlandırma antlaşmasının iki ülke arasında bir çizgi şeklinde sınır belirlediğini aktardı. Özersay, bu çizginin kuzeyinde kalan bölgelerin Türkiye'nin kıta sahanlığı, çizginin güneyi ile KKTC sahilleri arasında kalan bölgenin de KKTC'nin kıta sahanlığı olarak ortaya çıktığını söyledi.

Özel Temsilci Özersay, bir soru üzerine, kıta sahanlığı sınırlandırma antlaşmalarının tüm dünyada yapıldığını ve Türkiye ile yapılan antlaşmanın da uluslararası hukuktaki paylaşım ilkelerine uygun olduğunu söyledi.