Başbakan Yardımcısı Arınç: En büyük zenginliğimiz genç nüfusumuz
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Türkiye'nin en büyük zenginliğinin genç nüfusu olduğunu söyledi. Arınç, genç neslin çağın gereklerine göre yetiştirilmesi için yeni üniversiteler açtıklarını söyledi.
Bülent Arınç, Uludağ Üniv
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-09-29 09:33:12
Bülent Arınç, Uludağ Üniversitesi'nin 2011–2012 eğitim-öğretim yılı açılışına katıldı. Görükle Kampusu'nda yer alan Prof. Dr. Mete Cengiz Kültür Merkezi'ndeki açılış öncesinde 15 kişilik bir grup oturma eylemi yaptı. Protestocu grubun polisin müdahalesiyle salondan çıkarılmasından sonra düzenlenen törende konuşan Arınç, bu tür eylemlerin diğer insanların haklarına zarar vermemesi durumunda makul karşılanabileceğini dile getirdi.
Arınç şunları söyledi: "Protesto gösterisi büyük merak uyandırıyor ve herkesi telaşlandırıyor. Toplantımızın başında dışarıda 15–20 kişilik bir genç, 44 bin öğrencinin bulunduğu bir üniversitede bunlar belki de beni protesto ediyor. Bir saldırıya dönüşmedikçe bunları demokratik buluyorum. Bunlardan üzülmüyorum, sıkılmıyorum. Lütfen siz de rahat edin. Bu protesto gösterisi ne sebeple olursa olsun, herkes herkesi beğenmek zorunda değil. Herkesin tavrını ortaya koyması normal. Belki de çok güzel bir şekilde tepkisini ortaya koyan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. İçeride de birkaç kişinin slogan atması lütfen keyfinizi kaçırmasın."
Konuşmasında Uludağ Üniversitesi'nin Bursa'nın AR-GE laboratuvarı olduğunu dile getiren Bakan Arınç, şöyle devam etti: "Yetişen mühendisler, iktisatçılar, hocalarımız el birliği ile yılladır sanayimizin gelişmesine ciddi katkılarda bulunmaktadır. Üniversitemiz yarım asra yakın bir maziye sahip. 2 bin 200 akademik 2 bin 400 idari personel 45 bin örencisiyle ülkemizin öncü bilim yuvalarından biridir. Üniversitemiz bir taraftan bilgi üretip gençleri yetiştirirken, bir taraftan da şehrimizin değişimine öncülük etmiştir. Türkiye'nin her anlamda kalkınmasında büyük roller üstlenecektir. Bulunduğunuz bu okulu, bu sıraları, dünyanın önde gelen üniversiteleri ile karşılaştırıp küçümsemeyin, onu en ücra köşelerine kadar tanımaya çalışın. Bu şehrin köşelerine kadar sinen sırrı da keşfetmeye alışın."
Gençler kendilerini popüler kültürle sınırlamaması tavsiyesinde bulunan Arınç, "Bu, sizin hemen yanınızdaki bu eşsiz medeniyeti fark etmenize engel olmasın. Derslerinizden arta kalan zamanda şehri dolaşın, çarşılarda, medreselerde, tarihinde, muazzam medeniyetin izlerini sürün. Tophane'ye, Muradiye'ye çıktığınızda 600 yıl önce birkaç yüz çadırdan oluşan imparatorluğu, Osman Gazi'nin, Yıldırım Beyazıt'ın, nasıl bir medeniyete sahip olduğunu göreceksiniz. Kapalı Çarşı'da, Koza Han'da binlerce yıllık ticari geleneğini göreceksiniz. Bunlar modern bilimle donanan sizlere, doğru bilgiye ulaşmada, yardımcı olacaktır." diye konuştu.
"EĞİTİMİN KALKINMADA ROLU BÜYÜK"
Üniversitelerin kalkınmada büyük görevler üstlendiğine dikkat çeken Bakan Bülent Arınç, şunları kaydetti: "Hiç şüphesiz bir ülkenin kalkınmasında eğitimin payı büyüktür. Özellikle üniversiteler çok önemlidir. Üniversiteler ülkelerin medeniyet yarışındaki itici gücüdür. Kaderine yön verecek en önemli iki zenginliği kaynağıdır. Bunlardın biri bilgidir. Tarih bilginin peşinde koşan insan oğlunun macerasını anlatır. Bilginin üretildiği yerler bu eğitim yuvalarıdır. Ana okuldan üniversiteye kadar eğitimin her kademesinde yatırımlar yapıyoruz."
GENÇ NÜFUSUMUZ EN BÜYÜK ZENGİNLİĞİMİZ
Türkiye'nin en büyük zenginliklerinden birinin genç nüfusu olduğuna vurgu yapan Bakan Arınç, şunları söyledi: "Gençlerin olduğu yerde dinamizm ve bereket vardır. Gümbür gümbür yaşanan bir hayat vardır. Gençlerin soluğunun olmadığı ülkeler yağmurunu yitirmiş çorak toplarlar gibidir. Çok şükür ülkemiz tutuğunu koparan gençlere sahip. Bugün Avrupa nüfusu yaşlanırken biz gençlerimizle övünüyoruz. Bugün yaşlanan dünyanın başarı iksirini gençlerimizin varlığı oluşturuyor. Bu genç nüfusun mutlaka nitelikli bir eğitim alması gerekiyor. Üniversite işte bilgi ve gençlerin buluştuğu bir yerdir. 21. yüzyıl bilgi ve gençlerin oluğu ülkelerin yüzyılı olacaktır. Üniversiteler toplama yeni bir vizyon kazandıran yerlerdir. Üniversitelerin sorumlulukları da bulunuyor. Toplumun ihtiyaçlarına cevap vermeleri lazım. Dogmatik bir bilimsel zihniyete üniversitede yer yoktur, olamaz. Maalesef geçmişte üniversitelerimizin bir kısmı büyük yanlışlıkların yapıldığı yerler oldu. Bilim üretmesi gereken üniversiteler ideolojik kavganın, tek tipleştirici toplum mühendisliğinin laboratuarı gibi görüldü. Özgürlüklerin hâkim olması bu mekânlar yasakların kol gezdiği karakollara dönüştürüldü. Bunlar geride kaldı. Üniversiteler aklın ve bilimin merkezi olmalıdır."
9 YILDA 163 BİN YENİ DERSLİK AÇTIK
AK Parti Hükümeti olarak 9 yılda 163 bin 612 derslik yaptıklarını dile getiren Arınç, "İlime, bilgiye, öğrenmeye ve öğrendiklerini insanlığın hizmetine kullanmaya ayrı bir önem veren bir kültürün temsilcileri olarak bizim bilimsel ilgi üretiminde bir adım önde olmamız gerekiyor. Bir ülkenin gelişmesinde ve ilerlemesinde üniversiteler ve eğitimin rolünün ne kadar önemli olduğun bildiğimiz için iktidar olarak önceliğimiz eğitim oldu. 9 yılda 163 bin 612 yeni derslik açtık. Her il ve ilçede okullar açtık. Birçok dalda orta ve yüksek öğretim kurumları kurduk. Önemli yatırımlar yaptık, destekler sağladık. Okullarımızı bilgisayarla tanıştırdık. 89 yeni üniversite açtık. Yurtlar açtık. İsteyen her öğrenciye katkı kredisi verdik. Kredi ve burs ücretini artırdık, yiyecek yardımını artırdık. Bu 9 yıl Türkiye Cumhuriyeti tarihinde eğitime yapılmış en büyük yatırımların dönemidir ve devam edecektir." şeklinde konuştu.
"AR-GE'YE DESTEK SÜRECEK"
Türkiye'de AR-GE'ye yapılan yatırımların katlanarak arttığına dikkat çeken Başbakan Yardımcısı, "Eğitim bütçesindeki artışlar, yeni üniversitelerin kurulması, bunun yanında üniversitelerin siyasetten uzak durması için yaptığımız çabaların faydalarının ilerleyen zamanlarda artacağına inanıyorum. Eğitime yaptığımız yatırımlar kısa bir zamanda meyvelerini vermeye başlayacaktır. Dışarıya giden beyin göçü, kısa zamanda geri dönecektir. Bu beyin göçünün tersine olarak daha da hızlanacağına inanıyorum. Vizyon son derece nemlidir. Geleceğe yatırım önemlidir. Biz umut ettik ve hayal kurdur, şimdi onların gerçekleştiğini görüyoruz. Bu ülkenin güzel gençlerinin insanlık adına büyük hayaller kurup bunları gerçeğe dönüştüreceğine inancım tamdır." ifadelerini kullandı.
"ÜNİVERSİTE DİPLOMASI YAŞAM BOYU HAYAT SİGORTASI DEĞİL"
Değişen dünyada üniversite diplomasının ömür boyu yaşam sigortası olmaktan çıktığını anlatan Hükümet Sözcüsü Arınç, gençlere şöyle seslendi: "Yani her geçen gün daha da zorlaşan bir yarışın içindeyiz. Küresel rekabetin olduğu dünyada başarılı olmak zorundayız. Sizlerin rakibi Diyarbakır'da ya da başka ilde bulunuyor. Tokyo'da, Avrupa'da bulunuyor. Küreselleşen dünyada rakipleriniz dünyanın başka ülkelerindeki akranlarınız olduğunu bilerek bu sıralarda oturmalısınız. Bizim size inancımız tamdır. Kendinizden ve değerlerinizden emin olun. Hiçbir ülkenin karşısında komplekse girecek durumumuz yok. Artık Türkiye dünyada bir aktör haline gelmiştir. Geleceğini Avrupa'nın vize kuyruğunda arayan, özgüvenini yetirmiş bir kuşak değilsiniz. Bugün her yerde saygı gören bir Türkiye var. Afrika'da açlık çekenlere, zulme uğrayanlara himaye olan, halklara umut olan, demokrasinin bayraktarlığın yapan bir Türkiye var. Artık büyük hayaller kurun. Bir devlet dairesinde memur olmayı düşünmeyin. Dünyanın en büyük şirketlerinde CEO olmayı amaçlayın. Bunları boş bir hayal sanmayın."
ÖĞRETİM ÜYELERİNİN MAAŞLARINDA DÜZENLEME YAPMALIYIZ
Üniversite öğretim üyeleri ile diğer üniversite görevlileri arasındaki maaş farklarını düzeltmenin hükümetin görevi olduğunu aktaran Arınç, sözlerini şöyle tamamladı: "Az önce sayın rektörümün konuşmasında bir yeri çok alkışladınız, dikkatimizden kaçmadı. Aşil'in topuğuna dokunduğu yeri çok iyi tespit etmişsiniz. D/C kapsamında çalışan insanların aldığı maaş bin 700 liradır. Bu yaman bir çelişkidir. Bunu düzeltmeli ve bu yanlışlıkları kaldırıp, öğretim üyelerimizin ve diğer üniversite görevlilerimizin maaş farkların gidermemiz gerektiğini sayın rektörümüz bize hatırlattı. Bunu çözmek boynumuzun borcudur. Yaptıklarımızı yeterli görmüyoruz. Daha çok fazla destek vereceğimizi bilmenizi istiyorum. YÖK konusunu da bu anayasada ele alıp daha özgürlükçü hale getireceğimizi bilmenizi istiyorum."
REKTÖR DİLEK: ŞEFFAF BİR YÖNETİM TARAFTARIYIZ
Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kamil Dilek de açılışta yaptığı konuşmada, şeffaf bir yönetimden yana olduğunun altını çizdi.
Rektör Dilek, şöyle konuştu: "Adalet, ortak akıl, şeffaflık, hesap verebilirlik ve hoşgörü temelinde bir yönetim anlayışı sergilemeyi düşünüyorum. Adalet duygusunun olmadığı kurumlarda hiçbir şey yapmak mümkün değil. 44 bin öğrencimiz ve 5 bin çalışanımız var, böyle bir kurum ortak akılla yönetebiliriz. Üniversitemizi hak ettiği yere getirebilmek için var gücümüzle çalışacağız. Son 6 ayda kalite çalışmalarına hız verdik. Birçok fakültemizde akredite çalışmaları yapıyoruz. Tıp fakültemizin birkaç bölümü bir kaz ay içinde akredite olacak. Üniversitede bürokratik ayağımıza dolanan dağlar var. Elektronik evrakla ilgili çalışmalarımızı tamamlıyoruz. Amacımız kurumumuzun daha hızlı çalışması. Barış ve huzur için bu anayasa taslağını geçirebilmeleri ve Türkiye'ye sunmaları gerekir diye düşünüyorum."
Üniversite hastanelerinin yaşadığı sıkıntılar nedeniyle Sağlık Bakanlığı'na devrinin kendilerini üzdüğünü kaydeden Prof. Dr. Dilek, "Tıp fakültelerini amacı uzman hekim, pratisyen hekim yetiştirmektir. Son zamanlarda bunlara bir hastane gözüyle bakmak ve kar zarar hesabı yapmak doğru değil. Geçen yıl 92 yoğun bakım yatağı açtık. Bunlardan yıllık 6 milyon TL zarar edeceğimizi biliyoruz ama bunlara Bursa halkının ihtiyacı var ve açıyoruz." açıklamasında bulundu.
SON VİDEO HABER
Haber Ara