Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Kırgızistan Meclis Başkanı: Türkiye bizim için model bir ülke

TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in davetlisi olarak Ankara'ya gelen Kırgızistan Meclis Başkanı Ahmatbek Keldibekov, Cihan Haber Ajansı'na ( Cihan) konuştu. Kırgızistan Meclis Başkanı, Türkiye'yi kendilerine' model ülke' seçtiklerini söyledi.
Kırgızist

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-09-26 11:36:19

Kırgızistan Meclis Başkanı: Türkiye bizim için model bir ülke
TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in davetlisi olarak Ankara'ya gelen Kırgızistan Meclis Başkanı Ahmatbek Keldibekov, Cihan Haber Ajansı'na ( Cihan) konuştu. Kırgızistan Meclis Başkanı, Türkiye'yi kendilerine' model ülke' seçtiklerini söyledi.
Kırgızistan Meclis Başkanı Keldibekov, bugün Ankara'ya resmi bir ziyaret gerçekleştiriyor. İşadamı ve gazetecilerden oluşan kalabalık Kırgız heyeti, ülkenin parlamenter sisteme geçişinin ardından meclis başkanı düzeyinde Ankara'ya yaptığı ilk ziyaret özelliğini taşıyor. Keldibekov, 2010'daki etnik çatışmalardan sonra zor günler geçiren Kırgızistan'a yardım elini ilk uzatan ülkenin Türkiye olduğunun altını çizdi. Zor dönemde vefa örneği olarak uzatılan yardım elini asla unutmayacaklarını ifade eden Keldibekov, "Bağımsızlığımızdan bu yana eğitimden ekonomiye, güvenlikten kültüre kadar hemen hemen her alanda aramızda çok iyi bir işbirliği var." diye konuştu. Türkiye'yi hem kardeş bir ülke hem de stratejik bir ortak olarak gördüklerinin altını çizen Keldibekov, iki ülke arasındaki ticaret hacminin yeterince hızlı artmadığından yakındı.
Meclis başkanı, değişen ticaret yasalarının yabancı yatırımcılara kolaylık sağladığını vurgulayarak, Türk işadamlarını ülkesine yatırım yapmaya davet etti. Parlamenter sistem olarak Türkiye'yi örnek aldıklarını vurgulayan Keldibekov, "Bu anlamda Türkiye bizim için model bir ülkedir." yorumunda bulundu. İki ülke arasında 1 aylık vizesiz seyahat anlaşması bulunduğunu, ancak vize ve çalışma izinlerinin tamamen kaldırılmasını teklif ettiklerini anlattı. Aşamalı olarak bunun uygulamaya geçirileceğini açıkladı.
Kırgızistan Meclis Başkanı, iki ülke arasında özellikle eğitim alanındaki işbirliğine dikkat çekti. Türk okullarının ülkesi için özel bir yeri olduğunu ifade ederek, "Ülkemizin bağımsızlığından bu yana eğitim alanında kendini kanıtlamış Uluslararası Sebat Eğitim Kurumları'nın bizim nezdimizde müstesna bir yeri var. Bunun yanında Türkiye tarafından açılan ve Orta Asya'nın en başarılı üniversitesi diyebileceğimiz Manas Üniversitesi de var." ifadelerini kullandı. Kızını da Türk okullarında okutan Keldibekov, şöyle devam etti: "Bu eğitim kurumlarının Kırgızistan için yeri ve önemi çok büyük. Benim kızım da Sebat Eğitim Kurumları'na bağlı Silk Road International School'da okuyor. Verdiği eğitimden ve terbiyeden bir baba olarak çok memnunum. Kızım benden iyi İngilizce biliyor. Ülkemizin eğitim sistemine yaptıkları katkılarla ve yurtdışındaki bilim olimpiyatlarında ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeleri ile bu okullar bizim gurur kaynağımızdır. Kırgız-Türk Manas Üniversitesi ise çağdaş eğitim sistemlerini iyi kullanan, her türlü teknik altyapı ve donanıma sahip bir üniversite. Başbakan Erdoğan, Kırgızistan ziyaretinde iki ülke ilişkilerine değinirken Manas Üniversitesi'nin önemini de vurgulamıştı. Biz de aynı duyguları taşıyoruz."


Bağımsız Kırgızistan ile Türkiye ilişkilerinin son 20 yılını değerlendirir misiniz?
-Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından bağımsızlığımızı ilan etmemizin ardından Kırgızistan'ı yine ilk ilk tanıyan ülke Türkiye'dir. Kırgız ve Türk halkı her şeyden önce kardeştir. Bu sebepledir ki, Türkiye her zaman bizim bizim yanımızda olmuştur. Özellike Nisan ve Haziran olaylarından sonra zor günler geçiren zor durumda olan Kırgızistan'a yardım elini ilk uzatan kardeş ülke Türkiye olmuştur. O zor dönemde vefa örneği olarak uzatılan yardım eli bizim için çok önemlidir ve Kırgız halkı bunu asla unutmayacaktır. Bu sebeple Türkiye ile ilişkilerimiz bizim için çok önemlidir.
Biz tarihi kökleri bir olan, aynı tarih ve kültüre sahibiz. Dolayısı ile dili, gelenek ve görenekleri yakın olan kardeş iki ülkenin ilişkilerinin gelişmesinde daha doğal birşey olmaz. Bağımsızlığımızdan bu yana eğitimden ekonomiye, güvenlikten kültüre kadar hemen hemen her alanda işbirliğinin olduğunu söylemek mümkün. Özellikle işbirliğimizin eğitim alanında çok daha iyi olduğunu belirtmek isterim."

Ticari alandaki ilişkilerimiz her geçen yıl ilerlemesine rağmen eğitim alanında gösterdiğimiz aynı başarıyı ticari hacmimize tam manası ile yansıtamadığımı düşünüyorum. Kırgızistan'da faaliyet gösteren firmaları 500 milyon dolarlık yatırımları, var ancak bu rakamın arttırılması gerekiyor. Öncelikle ekonomik ve ticari alanda başta enerji olmak üzere yatırımların artırılması gerektiğini belirterek Türk yatırımcılarını Kırgızistan'a davet ediyorum. Bunun için meclis olarak yatırımcılara daha rahat ortam hazırlamak için yeni mevzuat ve düzenleme yapmaya her zaman hazırız.

2008 yılında kurulan Türk dili konuşan Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA)'nden beklentileriniz nedir?

-Kısa bir zamanda büyük bir statü kazanan TÜRKPA yeni kurulmasına rağmen, gelecek vaat eden bir kurum. Biz Türk halkları yakınlaşmak ve birlikte hareket etmek istiyorsak bunu gibi bir çatı altında birleşerek yapabiliriz. Bu bir araya gelmelerle yakınlaşan parlamentolarımız sayesinde fikir alışverişinde bulunarak ortak yasalar çıkartıyoruz. Böylelikle gerek Türkiye gerekse TÜRKPA'ya üye diğer ülkelerle ilişkilerimiz daha çok ilerlediği gibi dili, kültürü, geleneği ve tarihi bir olan halklarımızda yakınlaşıyor. TÜRKPA bu manada çok büyük bir adım olma özelliğini taşıyor. Ancak daha yolun başında olduğumuzu ifade etmek isterim. Turizmi geliştirme, tarihi ve kültürel zenginlikleri korumak, vergi politikası etkinliğini artırmak, bireysel işletmecilere destek sağlamak gibi alanlarda kanunların yeniden yapılandırılması için tecrübelerimizi derinleştirerek artırmalıyız. Bu yıl en son Astana'da yapılan toplantı gelecek sene bizim ev sahipliğimizde gerçekleşecek. Önümüzdeki yıl gerçekleşecek toplantıda yatırım yasaları başta olmak yukarıda bahsettiğim konuları ele almayı bekliyoruz. TÜRKPA geleceği aydınlık olan bir kurumdur.

Türkiye'ye gerçekleştireceğiniz ziyaretten beklentileriniz neler?

-Türkiye Kırgızistan için en önemli stratejik ortaklardan biridir ve öyle olmaya da devam edecektir. İki kardeş ülke "Kırgızistan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti ebedi dostluk" anlaşması mevcut. Bunun yanı sıra "Kırgızistan ile Türkiye birlikte 21'inci yüzyıla" ortak bildirisi de var. Biz parlamento olarak iki ülke arasındaki anlaşmaların devam etmesini ve daha ilerlemesini arzu ediyoruz. Biz Türkiye'yi hem kardeş bir ülke hemde stratejik bir ortak olarak görüyoruz. Mevcut olan ilişkilerin artırılması iki ülke çıkarları açısından çok faydalıdır. Bu ziyaretimin sadece parlamento ile olan ilişkilerimizi değil bunun yanı sıra iki kardeş halk arasındaki var olan tarihî ve kültürel bağları daha da pekiştireceğine inanıyorum. Türkiye'de azımsanmayacak sayıda öğrenci ve insanımız var. Ziyaretim dolayısı ile onlarla da buluşma fırsatı bulacağım. Onların sıkıntılarını dinleyecek ve çözümü için gerekli mercilere ileteceğim. Dolayısı ile bu ziyaretime sadece parlamentolararası ilişkiler açısında değil, Kırgızistan–Türkiye ilişkileri açısından ayrı bir önem atfediyorum.

Türkiye Cumhuriyetin ilanından günümüze kadar parlamenter sistemle yönetiliyor ve bu konuda ciddi bir birikime sahip. Yeni parlamenter sisteme geçen Kırgızistan Türkiye'nin bu birikiminde faydalanmayı düşünüyor mu?
-Kesinlikle evet. Şu anda parlamenter sistemimize ve özellikle parlamentomuzun işleyişine baktığınızda Türkiye'yi örnek aldığımız görülecektir. Biz referandum öncesinde de Türkiye'nin anayasasını incelemiştik. Daha sonra da parlamento yönetmeliğini ve çalışma şartlarını baktık. Türkiye bizim için model bir ülkedir. Türkiye'de parlamenter sistem çok güçlü. Şu anda da güçlü ve dirayetli bir iktidar var. Bu sebepledir Türkiye artık model alınan bir ülke haline gelmiştir. Demokrasisi ve ekonomisi gelişen Türkiye her zaman örnek alınmaya devam edecektir. Üç dönem devam eden ve her seferinde daha büyük halk desteği alan bir parti var Türkiye'de. Bu da beraberinde istikrarı ve başarıyı getirdi Türkiye'ye. Ben Kırgızistan'da aynısının olmasını çok arzu ediyorum. Güçlü halk desteği ile gelen bir partinin iktidara gelmesi ülkemizdeki sağlamaya çalıştığımız istikrarı daha da hızlandıracaktır. Bu da beraberinde fazla demokrasi ve daha güçlü ekonomiyi getirir. Türkiye'nin bu başarısının bizimde sağlayacağımıza inancım tam. Kısaca söylemek gerekirse, Türkiye'den ve Türkiye'nin parlamenter sisteminden öğreneceğimiz çok ama çok şey var.

Kırgızistan – Rusya ve Kırgızistan – Çin ilişkilerini değerlendirir misiniz?
-Bizde 'Uzak akraban olmasındansa yakın akraban olması daha iyidir.' manasında güzel bir söz var. Çin bizim kapı komşumuz. Rusya ile uzun yıllara dayanan ilişkimiz zaten malum. Her iki ülke ile de siyasi ve ekonomik ilişkilerimiz var. Bu yadsınamayacak bir gerçek. Türkiye ile olduğu gibi bu iki ülke ile ilişkilerimizi güçlendirmek istiyoruz. Rusya'da 600 bin civarında insanımız var. Nasıl ki bir zamanlar Türkler Almanya'ya çalışmak ve ailelerine bakmak için gittilerse bizim vatandaşlarımızda aynı sebepten Rusya'dalar. Çin'le de ekonomik alanda önemli projelerimiz var. Kırgızistan küçük bir devlet ve diğer Orta Asya ülkelerinde olan petrol ve doğal gaz gibi öz kaynaktan yoksun. Bu sebeple ülkemizi kalkındırmak ve halkımızın menfaati için tüm ülkelerle iyi geçinmek istiyoruz.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Şubat ayında Kırgızistan'a gerçekleştirdiği ziyaretin iki ilişkilerine ne tür katkı sağladığını düşünüyorsunuz?

-Kırgızistan'ın parlamenter sisteme geçmesinin ardından Başbakan düzeyinde ilk ziyaretin Türkiye'den yapılmış olması bizim açımızdan çok önemli. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kalabalık bir işadamı ve basın grubu ile yaptığı bu resmi ziyaret, bizim parlamenter sistemimize destek verme açısından için gurur verici olmuştur. Erdoğan'ın resmi ziyaret çerçevesindeki programda meclisimizi de ziyaret ederek milletvekillerimize de hitap etti. Gerek benimle olan özel görüşmesinde gerekse milletvekillerine olan konuşmasında, iki ülke arasındaki özel ilişkiye dikkat çekerek Kırgızistan'ın gelişmesi ile birlikte halkın refah seviyesinin gelişeceği umudunu aşıladı bize. Ayrıca bu ziyaret çerçevesinde Türkiye bize maddi olarak da büyük katkı sağladı. Daha önce 10 milyon nakdi ve 11 milyon dolar da Türk İşbirliği ve Kalkınma ajansı (TİKA) aracılığıyla ülkenin güneyinde konut inşaatı yatırımı öngörülmüştü. Ancak Erdoğan geldiğinde TİKA aracılığıyla ülkenin güneyinde konut inşaatı yatırımını 11 milyondan 15 milyon dolara çıkarttı ve üstüne 10 milyon dolar daha nakdi yardımda bulunarak toplamda 21 milyon dolar olan yardımı 35 milyon dolara çıkartmış oldu. Dolayısı ile Erdoğan'ın ziyareti hem sembolik olarak hem de maddi katkısı olarak çok büyüktür. Daha önceki yıllara göre artan ilişki ve ziyaretlerin iki ülke ilişkilerine çok olumlu katkı sağlayacağını düşünüyorum.

Türkiye–Kırgızistan arasında vizelerin kaldırılması iki ülke iki ülke ilişkilerini sizce nasıl etkiler?

- Bu mesele Sayın Tayyip Erdoğan'ın Kırgızistan ziyaretinde gündeme geldi. Normalde aramızda 1 ay vizesiz seyahat anlaşmamız vardı zaten. Biz Kırgız tarafı olarak vize ve çalışma izinlerinin tamamen kaldırılmasını teklif ettik. Türkiye buna çok sıcak baktı. Ancak buna aşamalı olarak geçme kararı aldık. Vizesiz seyehati 1 aydan 3 aya çıkarma daha sonra 6 aya çıkarma, 2011 yılı sonunda ise vizeleri tamamen kaldıralım dedik. 1 aydan 3 aya çıkaran kanun teklifi yakın geçmişte meclisimize bütün milletvekillerin desteği ile Kabul edildi. Bu iki ülke için çok önem arzediyor. Kırgızistan Türkiye gibi turizm ülkesi. Vizesiz seyahatin iki ülkenin turizm olarak kalkınmasına ciddi katkı sağlayacağını düşünüyorum. Kırgızistan olarak turizmimizi güçlendirmemiz lazım. Bunun için altyapı ve ulaşım alanında ciddi çalışmalar gerekiyor. Bu açıdan da Türkiye bizim model ülkemizdir. Bazıları vizenin kaldırılmasının teröre kapı aralayacağını düşünüyor. Ben buna katılmıyorum. Terörist zaten sınırdan ve kapıdan girip ben burdayım demez. Nasıl ki Türkiye korkmadan ve çekinmeden dünyada birçok ülke ile vizeleri kaldırıyor bizde aynısını yapabiliriz. Dolayısı ile ben iki ülke arasındaki vize muafiyeti konusunda çok memnunum.

Rusya, Kazakistan ve Belarus'un oluşturduğu Gümrük Birliği'ne yakında Kırgızistan'ın da gireceği tartışılıyor. Sizin bu konudaki fikriniz nedir? Kırgızistan'ın gümrük birliğine girmesi Türkiye ve diğer ülkelerle olan ticaret hacmni nasıl etkiler?

- Hükümetimiz Gümrük Birliği (GB) ile alakalı çalışmalara devam ediyor. Olumlu ve olumsuz taraflarını, Kırgızistan'a sağlayacağı katkı ve bunun yanı sıra diğer ülkelerle olan ticari hacmimizi nasıl etkileyeceğini gibi bütün konuları en ince detayına kadar inceliyoruz. Kırgızistan'ın GB'ye üye olması Türkiye ile arasındaki ticari ilişkilere zarar getirmesini de istemeyiz. Bunun yanında Kırgızistan olarak ülkemizin ve halkımızın çıkarları doğrultusunda hareket etmememiz de lazım. Ülkemizin çıkarları ve diğer ülkelerle olan ilişkilerimizi de göz önüne alarak bu konuda en sağlıklı kararı vereceğiz.

Türkiye, Kırgızistan'da 300 civarında Türk firması ile en önemli yatırımcılar arasında. Başkanlığınız döneminde yatırımcı çekmek için ne tür çalışmalar yapıldı ve bundan sonar ne tür çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyorsunuz?

- Kırgızistan Vergi Denetim Başkanı olduğum dönemden bu yana Türk yatırımcıları ile çok yakın ve iyi bir ilişki içerisindeyim. Bundan iki yıl önce sivil toplum kuruluşları ile de görüşerek çok önemli bir vergi yasası çıkarttık. Kabul edilen bu vergi yasası Sovyetler sonrası hazırlanan en liberal vergi sistemidir. Bu yasa ile yatırımcının önünü açtık. Biz her zaman için yatırımcı bekliyor ve onlara daha iyi imkanlar sunmak için çalışıyoruz. Yatırım ve ihracatımızı arttırmak için serbest bölgelerimiz var. Burda Türk yatırımcıları da var. Yatırımcının en önem verdiği şey istikrardır. Kırgızistan'daki mevcut hükümet istikrarı sağlamada ve rüşveti engellmede çok yol aldı. Kırgız ekonomisine katkı sağlayacak tüm alanlarda Türk işadamlarını bekliyoruz. Yatırımcıyı rahatlatmak ve önünü açmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız.

Geçen yılki Haziran'da Kırgız-Özbek olayları yaşandı. Cumhurbaşkanlığı seçimi önce yine provakatif bazı olayların yaşanabileceği söyleniyor. Bölgede son durum nedir?

- Biz Türkü ile Özbeği ile kardeş bir milletiz. Ben kendim de güneyliyim. Oş'un Alay bölgesinde doğdum. Maalesef geçen yıl istenmeyen olaylar yaşandı. Bu olaylardan ülkemiz ve ülke insanımız çok zarar gördü. Yaşanan olaylar hepimizi derinden sarstı. Ancak şu anda durum iyi, yaraları sarmaya çalışıyoruz. Devlet olarak olaylarda zarar görenler yardımlarımız devam ediyor. Yakılan-yıkılan yerlere yenilerini yapmak kolay. Ancak araya fitne ve kardeş kanı girdiği zaman bunu telafi emek zaman alacak. Bu mesele hemen bir günde çözülebilecek birşey değil. Yaşanan acıları unutmak kolay değil ve zaman alacak. Bunun farkındayız. Bunun için na yapılması gerekiyorsa yapılıyor ve bundan sonra da yapılacaktır. Olayların bir daha yaşanmaması için devlet ve güvenlik birimleri gerekli çalışmaları yapıyor. Kalbinde vatan ve insan sevgisi olan insan başkasına zarar vermez. Ben Kırgız halkının vatan sevgisine inanarak bir daha bu tür provakatif olayların bir daha yaşanmayacağını ümit ediyorum.

Yaklaşık bir ay sonra cumhurbaşkanlığı seçimleri olacak. Bazı aday halka tekrar devlet başkanlığı sistemine dönüş vaadinde bulunuyorlar. Sizce bu mümkün mü? Parlamenter sistemden geriye dönüş ihtimali var mı?

-Biz güçlü devlet başkanlığı yaşadık ve gördük. Daha sonra devlet başkanlığı ile birlikte partili sisteme geçtik. Yani güçlü devlet başkanlığı ile parlamenter sistemi de yaşadık. Nisan olaylarında halk bu sisteme isyan ederek referandumda parlamenter sistemi yüzde 90 gibi büyük bir çoğunlukla kabul etti. Şimdi bakıyorsunuz bazı adaylar seçmene yeniden devlet başkanlığını sistemini getireceğim diyorlar. Ben bunun doğru bulmuyorum. Halkın kabul ettiği bir yasayı yine halk değiştirebilir. Ayrıca ben halkın kendini yönetecekleri yine halkın kendisinin seçmesi gerektiğine inanıyorum. Bazıları çok iyi düşünmeden ve irdelemeden gelişmiş ülkelerin anayasasını tercüme ederek bakın bunlar bu sistemle gelişmiş o halde bizde hemen bizde buna geçelim diyorlar. Bu bizde artık bir moda halini aldı. Her ülkenin kendine has bazı şeyleri vardır. Elbette ki gelişmiş ülkeleri inceleyeceğiz ve onların içinde bize uygun olanları alıp uygulayacağız. Parlamenter sistem bizim atalarımızda da olan ve bizim yabancı olmadığımız bir sistem. Bu sistem tekrar bozulmamalı ve geriye dönüş olmamalı. Biz örf-adet, gelenek-görenek ve kültürümüze uygun ve halkımızla barışık bir anayasa yaptığımızda başarıya ulaşacağız. Yönetimde şeffaflığı benimsemeyen, halka hesap vermeyen ve halkı dikkate almayan yönetimlerin geleceği olmadığını hepimiz gördük.

Arap ülkelerinde yaşanan halk hareketlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?
-Biraz önce de bahsettiğim gibi halkıyla barışık olmayan ve halka hesap vermeyen yönetimlerin geleceği yoktur. Belki önceleri bu mümkündü ama artık değil. Artık insanlar internet ve televizyon sayesinde insanlar bir dokunuşla dünyanın diğer ucundan haber alıyor. Yaşadığı ülkeyle oranın şartlarını ve durumunu kıyaslıyor. Kendinden daha iyi şartta yaşayan ülkeleri görünce onlar gibi yaşamak ve aynı haklara sahip olmak istiyor. Arap ülkelerinde yaşanan olayda yıllarda beri yaşayan halkın artık bu düzene 'dur' demesi ve başkaldırmasıdır. Eğer devlet yöneticileri halkı sesine kulak verselerdi, zaman ve şartları daha iyi okuyup ona göre davransalardı bu kadar kan dökülmez ve insan ölmezdi. Olan ülke halkına ve ekonomisine oldu. Ben bu ülkelerin Türkiye'yi örnek ve model aldıkları inancındayım. Erdoğan'ın bu ülkeleri ziyaretinde halktan gördüğü teveccüh de bunun göstergesidir. Bir diğer mevzu ise, biz yöneticiler koltuklarına yapışan insanlar olmamalıyız. Gerektiğinde gitmesini de bilmeliyiz. Giderken de çocuklar gibi mızmızlanmamalıyız.


SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara