"Okul korkusu altında ayrılık kaygısı yatıyor"
Özellikle yeni okula başlayan çocuklarda görülen okul korkusu anne-babaları zor durumda bırakıyor. Uzmanlar, çocukların yaşadığı okul korkusunun altında ayrılık kaygısının yattığına dikkat çekiyor.
Kayseri Özel Tekden Hast
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-09-22 07:00:38
Kayseri Özel Tekden Hastanesi'nden Sosyal Pedagog Hanım Demirbaş, okul korkusunun çocuklarda, okulun ilk haftasında sık rastlanan bir durum olduğunu ifade etti. Demirbaş, "Okul korkusunun temelinde ayrılık kaygısı yatmaktadır. Bu çocukların, anneye, normal kabul edilemeyecek boyuttaki bağımlılığından dolayı onları anneden ayırmak sınıfa almak oldukça zordur. Çocuk direnir, annesine yapışır, ağlar ve annesinin yanında kalmasını ister. Okul kelimesini duymak çocuğu kuvvetli bir endişe nedeniyle atağa geçirir. Okula gitmeyi reddeder. Okula son derece ilgisiz ve isteksizdir. Uyku düzeni bozulur. Okul korkusu hem bedensel (baş ağrısı, mide bulantısı, iştahsızlık) hem de psikolojik (ağlama, sinirlilik, saldırganlık gibi normal olmayan davranışlar) sorunlar halinde kendini göstermektedir."
Demirbaş, bu nedenle çocuklar kendilerini evde tutma yolunda anne-babalarını ikna etmeye çalıştıklarını anlatarak, "Okula gitmemelerine karar verilir verilmez de şikayetler kendiliğinden kaybolur. Okula gitme önerisiyle birlikte belirtiler yeniden ortaya çıkar. Okul ya da öğretmen değiştirme gibi alınabilecek önlemler ise kısa bir süre için etkili olur. Bu durumlarda çocuklar başlangıçta mutlu ve yeni okul ortamında coşku içinde görünürler, ancak bir kaç gün sonra ya da bir hafta sonra yeniden evde kalmak için yeni ortamla ilgili bazı yakınmalarda bulunurlar." diye konuştu.
'Bu durumun uzun sürmesi durumunda, ailenin bir uzmana başvurması yararlıdır' diyen Psikolog Hanım Demirbaş, "Okul korkusu, aile ve öğretmen tarafından önemsenmez, çözümlenmez ise zamanla kronikleşir. İleride uygun tutumların geliştirilmesi daha uzun zaman alabilir. Çocuk hayat boyu başarısızlıklara davetiye çıkartır. Okul korkusu çok şiddetli şekilde çocuğun okula gitmek istememesi veya okulla ilgili son derece isteksiz ve ilgisiz görünmesiyle başlayan bir çocuk rahatsızlığıdır." şeklinde konuştu.
Zamanla, çocukların kaygısının artacağını ve önceden zevk aldıkları faaliyetlerden de uzaklaşmaya başlayacağını aktaran Demirbaş, şu uyarılarda bulundu: "Bu çocuklar, ne ders çalışırlar ne de belirli ilgi alanında faaliyet gösterirler. Okula olan korkularını tüm çevrelerine yansıtır ve genelleştirirler. Ev çevresinde sıkıntılı bir biçimde zamanlarını geçirmeye başlarlar. Aile içi sorunlar artar. Bunun yanı sıra çocukların gerek insanlar arası ilişkilerinde, gerekse yabancı oldukları ortamlardaki huzursuzlukları giderek artar. Davranış bozukluğu belirtileri gösterebilir, ilaç ve madde bağımlılığı gibi sorunlarla karşı karşıya kalırlar. Oysa uygun tanı ve tedavi ile bu çocukların sosyal, duygusal ve akademik olarak hak ettikleri seviyeye ulaşmaları mümkün olabilmekte."
SON VİDEO HABER
Haber Ara