Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Yağlı tohum üretiminde Türkiye potansiyelini kullanmıyor

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, biyoyakıtlar hakkında yapılan düzenlemenin üreticiyi rahatlatacağını, ülke için önemli bir gelir kaynağı ve istihdam oluşturacağını söyledi.
       

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-09-21 11:39:54

Yağlı tohum üretiminde Türkiye potansiyelini kullanmıyor
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, biyoyakıtlar hakkında yapılan düzenlemenin üreticiyi rahatlatacağını, ülke için önemli bir gelir kaynağı ve istihdam oluşturacağını söyledi.
        Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)'nun cari açığın azaltılması ve yerli biyoyakıtların üretiminin teşviki için akaryakıta tarımsal ürün katkısı konusunda yaptığı düzenleme üreticileri memnun etti. Uygulamanın hayata geçmesiyle birlikte, Türkiye'de tarımsal üretimi artacağı, tarlalarda binlerce kişiye istihdam imkanı sağlanacağına yönelik beklentiler oluştu. Ancak biyodizel üretiminin artırmayı amaçlayan düzenleme, yağlı tohum üretiminde potansiyelini tam anlamıyla kullanmayan Türkiye'nin dışa bağımlılığını da artıracağı kaygısına neden oldu. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği'nin verilerine göre, yağlı tohum ihtiyacının yüzde 28'ini yerli üretimden karşılayan Türkiye, geçtiğimiz yıl 2.3 milyar dolar karşılığında 2 milyon 732 bin ton yağlı tohum ithalatı yaptı. Önemli tarım arazilerine sahip olan ülkede GAP, KOP, BAP gibi büyük sulama yatırımlarının bir an önce tamamlanması ile yağlı tohum üretiminin artırılması gerektiği öne çıktı.
        Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, yaptığı yazılı açıklamada, EPDK tarafından yapılan düzenlemenin üreticiyi rahatlatacağı, ülke için önemli bir gelir kaynağı ve istihdam oluşturacağını düşündüklerini kaydetti. Son yıllarda dünyada biyoyakıtlara olan ilginin artarak devam ettiğini anlatan Bayraktar, "Tarımsal üretimde söz sahibi olan ülkeler ürettiği ürünleri biyoyakıt üretiminde hammadde olarak da kullanmaya başlamışlardır. Biyoetanol üretimi başta ABD ve Brezilya olmak üzere, Çin, AB, Hindistan, Kanada, Tayland da yoğun olarak üretilmektedir. Biyodizel ise en fazla AB ülkelerinden Almanya, Fransa ve İtalya'da, ayrıca, ABD, Endonezya, Malezya, Brezilya, Çin, Kanada, Tayland, Hindistan, Arjantin gibi birçok ülkede gerçekleştirilmektedir. Biyoetanol ve biyodizel üretimi için gerekli olan hammaddelere bakıldığında oldukça geniş tarımsal ürünleri kapsamına aldığı görülmektedir. Dünyada biyoetanol üretiminde en fazla mısır, şeker pancarı, şeker kamışı buğday, arpa kullanılırken, biyodizel üretiminde kanola, soya fasulyesi, palm yağı, ayçiçeği, aspir kullanılmaktadır." ifadelerine yer verdi.
        Biyoyakıtların başta petrolde dışa bağımlılığın azaltılması olmak üzere tarımda büyük önem taşıdığını belirten Bayraktar, şöyle devam etti: "Dünyada öncelikli olan gıda amaçlı tarımsal üretimdir. Ancak, gıda temel ihtiyaç maddesi olmakla birlikte artan enerji fiyatları ülkeleri biyoyakıt üretimine yönlendirmektedir. Ülkemizde biyoyakıt üretim çalışmaları 2005 yılında hızlanmış, plansız ve mevzuat çalışmaları tamamlanmadan kısa sürede 1 -1,5 milyon ton kurulu kapasite ve 90 bin ton fiili üretime ulaşılmıştır. Ancak, yasal olmayan birçok firmanın kayıtdışı ve standartlara uymayan üretimleri sektörü sıkıntıya sokmuştur. Biyodizel üretimi için gerekli olan yağlı tohumların yetersizliğinin de etkisiyle biyodizel üreticileri de üretimlerini devam ettirememişlerdir."
    Biyoetanol üzerine ilk fabrika Konya'da hizmete açıldığını aktaran Bayraktar, düzenleme ile fabrika sayısının artmasını beklediklerinin altını çizdi. EPDK'nın aldığı karar üreticileri memnun ettiğini vurgulayan Bayraktar, şeker pancarı kullanım alanının biyoetanole yönlendirilmesiyle özellikle İç Anadolu Bölgesi çiftçilerinin rahat nefes alacağını ifade etti.
Biyodizel üretiminin artırılması amacıyla alınan karar ile gıda amaçlı yağlı tohum ihtiyacının artacağına dikkat çeken Bayraktar, açıklamasında şöyle dedi: "Bu ihtiyacın karşılanarak ülkemizi 2014 yılına kadar yağlı tohum açığını kapatıp biyodizel üretecek seviyeye getirmek için başta GAP, KOP, BAP gibi büyük sulama yatırımlarının bir an önce tamamlanması ile yağlı tohum üretiminin artırılması önemlidir. Burada dikkate alınması gereken önemli husus şudur: 2009 yılında toplam yağlı tohum üretimi 2.2 milyon tondur. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği verilerine göre ülkemizde üretilen yağlı tohumlardan elde edilen yağ miktarı ise 506 bin ton, tüketilen toplam yağ miktarı ise 1.8 milyon tondur. Görüldüğü üzere yağ ihtiyacının sadece yüzde 28'i ülkemizde üretilen yağlı tohumlarla karşılanmaktadır. Yağ ihtiyacımızın karşılanması amacıyla her yıl yağ ve yağlı tohumlar ithalatı gerçekleştirilmektedir. Bütün bu ithalat kalemlerine ödediğimiz döviz tutarı ise 2,3 milyar dolardır. İthalat miktarları ve ödediğimiz döviz miktarı her yıl artış göstermektedir. Aslında ülkemizde ithalata bağımlı olduğumuz yağlı tohumlar başta olmak üzere, çeltik, mısır gibi üretiminin artırılması için gerekli potansiyel mevcuttur. Özellikle GAP bölgesinde, yağlı tohumların hemen hemen tamamı üretilebilmektedir. Ancak GAP bölgesinde üretimin artırılmasına yönelik uzun yıllardır hedefler olmasına rağmen halen bu ürünlerin ekilişi oldukça yetersizdir. Bu potansiyel değerlendirilerek üretimin artırılması sağlanabilir yağlı tohum açığı kapatılıp biyodizel üretimi gerçekleştirilebilir."
SON VİDEO HABER

Şam'daki saray yakıldı, eşyalar alındı

Haber Ara