Gül ve Wulff, AB ile Türkiye arasındaki müzakerelerin devamından yana
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff ile düzenledikleri ortak basın toplantısında Türkiye için AB üyeliğinin 'vazgeçilmez stratejik bir hedef' olduğunu söyledi. Gül, müzakere süreci tamamlandıktan sonra Türkiye'nin AB'ye
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-09-19 13:39:05
Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff düzenledikleri ortak basın toplantısında iki ülke arasındaki ilişkinin önümüzdeki yıllarda her alanda derinleşerek gelişeceğini söyledi. Almanya'nın vize ve aile birleşimi için Almanca şartını aramasını eleştiren Gül, Almanya ile ilişkide 'yeni bir dönemden' söz etti. Aile birleşiminde Almanca şartını savunan Wulff, Ortadoğu'da iki ülkenin ortak hareket etmesinin önemine dikkat çekti.
Türkiye'nin Avrupa Birliğine üyelik süreci ile ilgili de iki cumhurbaşkanı esas önemli olanın müzakerelerin devam etmesinin olduğunun altını çizdi. Türkiye için Avrupa Birliğine üyeliğin 'vazgeçilmez stratejik bir hedef' olduğunu belirten Gül şu açıklamayı yaptı: "Müzakere süreci tamamlandıktan sonra Türkiye'nin AB'ye üye olup olmayacağına karar verilecek. Bazı AB ülkelerinde bunun için halk oylamasına gidilecek. Bu halk oylamaları neticesinde Türkiye'nin üyeliği kabul görmezse buna saygı duyarız. Ancak Türkiye'de başarılı neticelenen bir müzakere sürecinin sonunda üyeliği kabul etmeyebilir."
"AVRUPA'DA BİRBİRİYLE SAVAŞMAYAN NADİR İKİ ÜLKEYİZ"
Bir yıl aradan sonra tekrar bir araya gelen iki ülke cumhurbaşkanı ağırlıklı olarak Türk-Alman ilişkilerinin geleceğini görüştü. Geçmişte tüm milletlerin birbiriyle kavga ettiğini, savaşların yapıldığını ve acıların yaşandığını, ama birbiriyle kavga etmeyen iki nadir ülkenin Türkiye ve Almanya olduğunu ifade eden Gül, "İki ülke daima dost, müttefik oldu. Günümüzde Türk-Alman ilişkilerinin güçlü olmasının bir çok nedeni var. Bunlardan biri de 50 yıl kadar önce davet üzerine buraya gelen sayıları üç milyona varan Almanyalı Türklerdir." dedi. Cumhurbaşkanı Gül, şöyle devam etti: 'Bu görüşmelerimizde en çok ele aldığımız nokta, Türk-Alman ilişkilerini geleceğe taşımak olmuştur. Geleceğe taşırken de eski temeller üzerinde, yeni vizyonlarla geliştirmek, bilimde, teknolojide, sanatta, kültürde, eğitimde ilişkilerimizi çok daha derinleştirmek ve güçlendirmek. Ayrıca ekonomik ilişkilerimizin geldiği seviyeden duyduğumuz memnuniyeti ifade ettik. Bugün Türk-Alman dış ticareti, 29 milyar dolar civarındadır. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki bu senenin ilk yarısında da yüzde 38 artış göstermiştir. Giderek çok artmaktadır.'
"UYUM İÇİN AKSANSIZ ALMANCA ÖNEMLİ"
Heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenleyen Gül ve Wulff yaptıkları açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı. Başarılı bir uyum için 'aksansız Almanca' konuşmanın önemine dikkat çeken Gül şu değerlendirmeyi yaptı: "Almancayı aksansız konuşmak, kendi ana dilini bilmemek anlamına da gelmez. İnsanlar kendi ana dillerinde güzel bir şekilde konuşabilirlerse, başka dili de güzel bir şekilde konuşabilirler. Bunların zor olmadığı kanaatindeyim. Çift dilli, ikisini de ana dili gibi konuşan insanların sayısı çoktur. Bunun için herkesin üzerine düşen görev vardır, herkes üzerine düşeni yapmalı.'
Wulff ise Almanya'da hem Almanca hem de Türkçeyi ileri düzeyde konuşan çok sayıda Türkün olduğunu belirterek, "Uyum konusunda sayısız başarı örnekleri var. Anadolu'dan çıkıp gelen birçok insan Almanya'da başarılı oldu." Wulff dolaylı olarak Aşağı Saksonya eyaleti Sosyal İşler Bakanı Aygül Özkan'ın terzi olan babasını örnek verdi ve sözlerini: "Ancak basın, belki görevi icabı, daha çok olumsuzluklara dikkat çekiyor." dedi.
Almanca eğitiminde okul öncesi dönemin önemine dikkat çeken Gül, "Eğer Türk ve Müslüman çocukların ana okullarına gitmesine engel olan bir durum varsa bunun gözden geçirilmesi gerekir. Bu yeme-içmede Türklerin hassasiyetlerini dikkate almama olabilir." dedi.
AVRUPA'NIN EN SAĞLIKLI İKİ EKONOMİSİ
Cumhurbaşkanı Gül, ülkeler arasındaki ilişkilerin güçlü şekilde gelişmesinde, her iki ülke ekonomisinin sağlıklı olmasının önemli bir etken olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
'Avrupa'nın en sağlıklı iki ekonomisine sahibiz. Maastricht Kkriterlerini karşılayan, makro ekonomik göstergeler açısından iki ülke vardır. Türkiye'nin de Almanya'nın da bütçe açıkları en düşüktür, iç borçları en küçük seviyededir. Her iki ülke de büyümesini devam ettirmektedir. Türkiye bu senenin ilk yarısında yüzde 10.2 büyümeyi gerçekleştirmiştir ki, dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi olmuştur. Bütün bu göstergeler, pek çok Avrupa ülkesinde ise maalesef çok negatiftir. Umut ediyoruz ki hızlı bir toparlanma içerisinde diğer ülkeler de kendilerini toparlarlar ve ekonomik canlanma hep beraber yaşanır.'
Türkiye ile ilişkide Orta Doğu politikaları ve Türkiye'de yaşayan Hıristiyan azınlıklara karşı tutum belirleyeceği konumda olduğunu belirten Wullf, 'çoğulculuk, demokrasi ve İslam'ı bağdaştıran bir ülke olarak Türkiye Arap dünyasına örnek olabilir." dedi.
Gül'ün Almanya'ya gelmesi ile dokuz yıl aradan sonra cumhurbaşkanı düzeyinde bir ziyaret gerçekleşti. Gül resmi ziyaretinin ilk gününde federal meclis başkanı Norbert Lammert, Fedeal Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle ve Berlin Eyalet Başbakanı Klaus Wowereith ile de görüştü.
SON VİDEO HABER
Haber Ara