Osman Can: Yeni anayasa, devlette yapısal değişikliklileri sağlamalı
Doç. Dr. Osman Can, Türkiye'de kendini devlet olarak tanımlayan bir grubun zamanla devet yönetimimini ele geçirdiğini ve yapılacak yeni anayasaya kaşı çıktığını söyledi. 1982 anayasasının üçte ikisinin değiştirildiği yönünde bir algı olduğunu kaydede
14 Yıl Önce Güncellendi
2011-09-12 10:59:12
Memur-Sen tarafından 'Sahadan Yeni Anayasaya' adı altında yaplan araştırmanın sonuçları açıklandıktan sonra bir panel düzenledi. Doç. Dr. Osman Can'ın oturum başkanlığı yaptığı panele Prof. Dr. Sacit Adalı, Prof. Dr. Mahmut Turhan, İktisatçı akademisyen Cemil Ertem, Dr. Murat yılmaz ve Ahmet Kızılkaya katıldı.
Panelde, yeni anayasaya ilişkin görüşerinin açıklayan Osman Can, 1982 anayasası ile ilgili 3 önemli yapısal değişikliğin yapıldığı kaydedetti. Can, bu değişiklikleri şöyle açıkladı: 'Turgut Özal'ın anayasa değişikliğinin sağlanmasının önünü açması, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesinin önünün açılması, Anayasa Mahkemesi ve HSYK'nın yapısının değiştirilmesi." 31 yılda yapılan bu yapısal değişiklikerin sonucunda yeni anayasanın önünün açıldığını belirten Can, şöyle devam etti:
"Anayasal düzen bir araba gibidir. Arabanın içine binenler sürekli değişmektedir. Siz bu arabanın içine ne kadar nitelikli kişileri alırsanız alın, arbanın kendisi değişmediği müddetçe, insanların nitelikleri herhangi bir anlam ifade etmez."
İktisatçı Cemil Ertem ise yeni anayasanın yapımı sürecinde uygun bir ekonomik model üzerinde değerlendirmelerde bulundu. Bütün anayasaların, bir iktisadi paradigmasını ve sosyal sınıfları oluşturduğunu belirtti. Bu çalışmanı da yeni anayasa değişikliğinde yer alacak sınıflara işaret ettiğini kaydeden Ertem, Anadolu'da çıkan yeni sınıfın yeni anayasanın oluşturulmasında katalizör rol aldığını ifade etti. Türkiye'de orta sınıfın çok aktif olduğunu kaydeden Ertem, yeni anayasa sürecinde bu yapıların daha aktif rol oynayacağını söyledi.
Eski Anayasa Mahkemesi üyesi Prof. Dr. Sacit Adalı da Memur-Sen tarafından hazırlanan yeni anayasa çalışmasını başarılı bulduğunu kaydetti. Konuşmasında, 1982 anayasası ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Adalı, mevcut anasanın tek başına bir vesika olmadığını belirtti. Adalı, 82 anayasasının, 1961 anayasası ile büyük benzerlikler taşıdığını söyledi. Her iki anayasanın da darbe sonucu oluşturulan bir yapıya sahip olduğuna dikkat çeken Adalı, bu anayasaların en büyük benzerliklerinin ise farklılıkları ortadan kaldırması ve militaristleşmeyi sağlaması olarak açıkladı. 1982 anayasınını, özgürlükleri engelleyen bir yapısının olduğuna dikkat çeken Adalı, "Yeni yapılacak anayasada bütün belirsizlikler ortadan kaldırılmalı ve vatandaşları tanımlayan değil tanıyan bir anayasa olmalı." diye konuştu.
Ahmet Kızılkaya ise yeni anayasa çalışması ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Saha çalışmasından yola çıkılarak yapılan raştırmanın önemli bulguları içerdiğini kaydeden Kızılkaya, çalışmada 50 bin kişiye ulaşıldığını ve çalışmanın 81 ilde yapıldığını aktardı. Kızılkaya, çalışmasıyla ilgili şunları söyledi: "Yeni anayasada insan onuru esas alınmalı, her türlü etnik ve ideolojik vurgudan arındırılmış, inançlar arasında ayrım yapmayan, bütün toplum kesimlerine eşit mesafede konumlanmış olmalı ve yeni anayasada, halkın egemenliği dışında bir egemenliğe dayanmayan ve özgürlükler herkes için ve her düzeyde geçerli olmalı."
SON VİDEO HABER
Haber Ara